1. YAZARLAR

  2. KENAN ALPAY

  3. Modern Tabular: Tören ve And
KENAN ALPAY

KENAN ALPAY

Yazarın Tüm Yazıları >

Modern Tabular: Tören ve And

07 Nisan 2011 Perşembe 07:05A+A-

Türkiye kanunlarla, bürokratik teamüllerle hatta askeri ve yargısal dayatmalarla törenler ve andlar ülkesi olmaya mahkum edilmiş durumda.

Zorunlu törenler ve andlara mahkum edilen Türkiye toplumuna kazandırılmak istenen nedir? Modern bir vatandaşlık mı, resmi ideolojiye kulluk mu? İlkokuldan hatta anaokulundan başlayan ve giderek uzatılan ve kapsamı genişletilen zorunlu eğitim alanının dışında kalmak mümkün mü? Üstelik eğitim öğretim en kaba saba yollarla bir şartlandırmaya, beyin yıkamaya endekslenmiş.

Seçme hakkı, itiraz hakkı bulunmuyor hiç bir öğrenci için. Herkes için aynı tören, aynı and. Başka bir tercih kanunen mümkün görülmüyor. Aksi davranışların cezai müeyyideleri var.

ME Bakanı Çubukçu daha bir kaç ay önce “çok da dünyada örneği yok” dediği sabah andı için bir değişiklik öngörülmediğini söylemişti. İlaveten “Eğitim adına konuşulacak çok şeyimiz var” sözüyle de and meselesinin öncelikli ve önemli bir konu olmadığını ima etmişti. Gerçekten de böyle mi acaba? Eğitim adına konuşulacak meseleler hep teknik ve mali konular mıdır? Dersliklerin durumu, sınıfların mevcudu, sınıf geçme müfredatı, öğretmenlerin özlük hakları, okuldaki disiplinin temini, kılık kıyafet yönergesi vs, vs’den mi ibaret eğitim öğretim meseleleri?

Eğitim öğretim meselesine bakıştaki bu teknik ve iktisadi saplantı bir an önce terk edilmelidir. Zannedildiği veya rol icabı söylendiği üzere eğitim öğretimin üzerindeki en ağır yük, en büyük dert bunlar değildir. Teknik ve iktisadi sıkıntılardan önce eğitimdeki resmi ideolojik dayatmaların tasfiye edilmesi gerekir. Teknik ve iktisadi sıkıntılar için ciddi imkanların seferber edilmesi lazım. Fakat resmi ideolojik yüklerden, dertlerden kurtulmak için sadece ve sadece siyasi iradeye, cesarete ve ferasete ihtiyaç var.

Eğitimle alakalı en temel sorunlar tartışılmaz, tartışılamaz ve tartışılması teklif dahi edilemez tabular halinde bütün bir topluma tahakküm ediyor.

Hükümet ve ME Bakanı okullardaki kışla mantığı ve pratiğinin sona erdirilmesi için neyi bekliyor acaba? Eğitim, “çocuklarda düzene uygun kafalar oluşturmak” amacıyla daha ne kadar sürdürülebilir? Kimliği, kişiliği ezilmiş ve hiçbir tercih hakkı bırakılmamış çocuklarla nasıl bir gelecek inşa edilir sizce? Düşünme, tartışma, itiraz etme, kendi iradesini beyan etme hakkı ellerinden alınan bir nesil Kemalizme bir müddet daha hizmet edebilir ancak daha ötesi olmaz.

Kurucu doktrini yani Kemalizmi dinleştiren, bütün bir toplumu bu doktrin etrafında kenetlemek için her şeyi göze alan bir mantıkla karşı karşıyayız. İkna ya da tavsiye değil doğrudan doğruya icbarla muhatabız. Çocuklar her hangi bir resmi törene katılmadıklarında idare tarafından sınıfta bırakılmakla, disipline verilmekle tehdit ediliyorlar. Sabahları bayrak veya and törenine katılmayan öğrenciler okuldan geri çevriliyorlar. Neden? Öğrencilerin törene veya anda katılmaması niçin ve nasıl bir suç ki, itilip kakılıyorlar? Akıl dışı, hukuksuz ve vicdansız bir dayatmayla muhatap kılınıyor bütün çocuklar.

Törenlere katılmak ve her sabah and okumak isteyen öğrenciler için elbette söylenecek bir söz yok. Kendi bilecekleri bir iş. Fakat neden farklı kimlikleri suç gibi, tercihleri ayıp gibi, itirazları tehdit gibi lanse edip boğmaya çalışan bir ‘eğitim dayatması’na saygı duymamız bekleniyor. Türkiye’de yaşayan herkesi Kemalist ideolojiyi ve devleti kutsayan resmi tören ve and dayatmasının bir figüranı konumuna indirgemeye kimin hakkı var? Biz kimseye bizi bir ideolojinin figüranı kılma hakkı vermedik, vermemiz de düşünülemez.

Törenlerin ve andların eğitim öğretimin bir parçası olmaktan derhal çıkarılması önemli kriz noktalarından birini açacaktır. Atılacak bir adım otoriter ve totaliter mantığı yani “okullar kışla, öğrenciler asker” mantığını geriletecektir.

Hükümet, tören ve and eziyetine son vererek çocukların zihinlerini ve gönüllerinin kendi doğallığında berraklaşmasının yolunu açacaktır. Çocuklar fıtratlarındaki adalet ve merhamete her zamankinden daha yakın olacaklardır.

Tartışılmayan ancak tabulaştırılan eğitim gibi tercih hakkı bırakmadan icbar edilen tören ve andların da insan onuruna ve haysiyetine açılmış iğrenç bir savaş olduğunu izah etmeye gerek var mı?

YAZIYA YORUM KAT

2 Yorum