1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. ARAKAN

  4. Zulmün Ateşi Arakanlı Müslümanları Yakıyor!
Zulmün Ateşi Arakanlı Müslümanları Yakıyor!

Zulmün Ateşi Arakanlı Müslümanları Yakıyor!

Arakan’ın Bangladeş sınırında meydana gelen son olaylarda çok sayıda müslümanın canlı canlı yakılarak katledildiği bildirildi.

23 Kasım 2016 Çarşamba 14:03A+A-

13 Kasım’da alevlenen şiddet olaylarında Myanmar ordusu Arakanlı müslümanlara yönelik büyük bir katliam başlattı. Gerçekleşen son saldırılarda en az 9 kişi yakılarak katledildi. 90 kişinin de kaçırıldığı belirtiliyor. Myanmar ordusu ise 28 kişinin öldürüldüğünü açıkladı. Ordu, Dar Gyi Zar isimli bir müslüman köyünde kendilerine saldırdıklarını iddia ettikleri 22 kişinin öldürüldüğünü açıkladı.

Yeni Şafak’ın Türkiye’deki Arakanlı öğrenciler tarafından hazırlanan rapora dayandırdığı haberine göre Arakan’da yaşanan son olaylarla birlikte ortaya çıkan vahşet şöyle:

“3 Köy ve Bin 250 Bina Yakıldı”

İnsan Hakları İzleme Örgütü yaptığı açıklamada müslümanlara ait olan 3 köyün yakıldığını gösteren uydu görüntülerine ulaştıklarını belirtti. Arakan bölgesine giriş çıkışlar yasaklanırken, bölgeden ölüm haberlerinin geldiği ifade ediliyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Asya direktörü Brad Adams yaptığı bir açıklamada “Yeni uydu görüntüleri geniş yıkımları göstermenin yanında, durumun düşündüğümüzden çok daha ciddi olduğunu gösterdi.” dedi.

New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü hafta sonunda, 10-17 ve 18 Kasım tarihlerinde çekilen uydu görüntülerinde, Kuzey Arakan bölgesindeki beş köyde 820 yıkılmış binanın belgelendiğini, toplam sayının da bin 250’ye ulaştığını açıkladı.

Arakan Meselesinin Arka Planı

800 bin müslümanın yaşadığı belirtilen bölgede uzun yıllardan beri Budistler ile müslümanlar arasında gerilim yaşanıyor. Budistler, müslümanların yerli halk olmadığını ve Bangladeş’ten ve çevre ülkelerden gelen mülteciler olduklarını belirterek, ülkeyi terk etmelerini istiyor.

1946’da Myanmar ordusu bölgeye girerek büyük bir katliam gerçekleştirirken, bu durum 1970’lere kadar sürdü. 1970’lerde örgütlenmeye başlayan müslümanlar kendilerini savunmaya başladı. 1986’da “Arakan Rohingya İslâmî Cephesi” kuruldu ve uzun yıllar boyunca müslüman haklarını savundu. Myanmar hükümeti, 1998’de “Rohingya Ulusal Konseyi” adı altında birleşen örgütü el-Kaide ile bağlantılı göstermeye çalıştı. Bölgeye geniş çaplı saldırılar gerçekleştiren Mynmar ordusu, özellikle 2011’den bu yana bölgedeki saldırılarını yoğunlaştırmaya başladı. Saldırıların artmasından sonra Arakan’daki müslüman liderler 2012’de “Rahmanland İslâmî Cumhuriyeti” isimli bir devlet kurduklarını ilan etmişlerdi.

Müslümanlar Bangladeş’e Kaçıyor

Ülkede yaşayan müslümanlar ordunun gerçekleştirdiği katliamlardan kurtulmak için Bangladeş’e iltica ediyor. 2012’den bu yana binlerce müslümanın katledildiği, köylerin yağmalandığı Rakhine bölgesinden yoğun bir göçün yaşandığı belirtiliyor. Arakanlı müslüman kadınların Bangladeş’te bulunan “Kutupalang” isimli mülteci kampına iltica etmeye çalıştıkları belirtiliyor.

Son saldırıların ardından yüzlerce kişinin Arakan’dan Bangladeş’e geçmek için sınır bölgesine akın ettiği açıklandı.

Birleşmiş Milletler (BM) göçmenlik bürosu yetkilileri, son saldırıların ardından 30 bin kişinin yerinden edildiğini ve sınırın yakınındaki bölgelerden gelen 500’den fazla kişinin kamplara geçmeye çalıştıklarını belirtti.

Can Emniyeti Yok

Bugün gelinen noktada Arakan’da sorunun devam etmesinde belirleyici olan bazı dikkat çekici faktörler var. Bunların başında, seçimlerden sonra Arakan yönetiminin bölgede yaşayan Budist kökenli Arakanlıların hâkimiyetinde olması geliyor.

Myanmar yönetiminin soruna çözüm perspektifli yaklaşmaması ve öyle ki, Su Çi’nin öncülüğünde, ülkenin dört bir yanında on yıllarca bağımsızlık veya otonomi talebiyle savaşan etnik gruplarla -1948 yılındaki bağımsızlık öncesi etnik yapıların ‘federal’ bir yapı altında birliğini sağlamaya yönelik konferansa atfen- 21. Yüzyıl Panglong Barış Toplantıları’na başlarken, Arakanlı müslümanları bu oluşuma dâvet etmemesi, öte yandan Arakanlı müslümanları temsil mahiyetinde ne ülke içerisinde, ki bu zâten mevcût şartlarda mümkün değil, ne de dışarıda siyâsî bir yapının bulunmaması da mevcût durumun başlıca nedenleri arasında.

Bu ana başlıklar çerçevesinde ilk maddeye bakıldığında, bölgedeki müslümanların canları ve mallarının güven altında olmadığı sonucu çıkarılabilir. Topraklarına el konulan, şehir ve köy yerleşimlerinden çıkartılan müslümanlar haklarını arayabilecekleri bir merciden yoksunlar. Su Çi’nin barış görüşmeleri gibi ülkenin güven ve istikrarına büyük katkı yapacağına kuşku olmayan girişime Arakanlıları dâvet etmemesinin ardında derin Burma milliyetçiliğinin baskısı bulunuyor.

Myanmar Yönetimi Barış Sözü Verdi

Myanmar’da kurulan yeni hükûmet ülkede barışı getireceğine dâir söz vermiş ve müslümanların haklarını koruyacağını açıklamıştı. Ancak, son saldırıların ardından hükûmetin orduya destek verdiği ifade edildi. Daha önce bölgede inceleme yapılması için İnsan Hakları İzleme Örgütü’nü ülkeye dâvet eden hükûmet, son saldırıların ardından bölgeye giriş çıkışları da yasakladı.

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT