1. HABERLER

  2. HABER

  3. YÖK’te 12 Eylül’ün İzlerini Silme Çabası
YÖK’te 12 Eylül’ün İzlerini Silme Çabası

YÖK’te 12 Eylül’ün İzlerini Silme Çabası

Çetinsaya: “Darbeyle kurulan YÖK’ten darbenin izlerini silmek için yüksek öğretim reformuna ihtiyaç var.”

06 Mart 2012 Salı 09:58A+A-

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, askerî darbeyle kurulan YÖK’ten darbenin izlerini silmek için yüksek öğretim reformuna ihtiyaç duyulduğunu, bu konuda ideolojik muhalefetten kaçınılması gerektiğini belirtti.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Türkiye'de kapsamlı yüksek öğretim reformuna ihtiyaç duyulduğu yönünde, tüm sosyal sektörler ve siyasi görüşler arasında fikir birliğinin bulunduğunu belirterek, ''Böylesine geniş çaplı bir mutabakattan yararlanmak suretiyle, ideolojik pozisyonlar yerine rasyonel tartışmaları temel alan yeni bir yol haritası üzerinde çalışmalıyız'' dedi.

ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen Türk Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenleri Derneği'nin (TASSA) 5'inci Yıllık Konferansı'nın ikinci günü, Türkiye'deki yüksek öğretim sistemi üzerindeki tartışmalara ayrıldı. Konferansa çok sayıda üniversitenin rektör ya da rektör yardımcıları katıldı.

Konferansta konuşan YÖK Başkanı Çetinsaya, Türkiye'deki yüksek öğretim sisteminin yeni zorluklarla oluğu kadar yeni fırsatlarla da yüz yüze olduğunu kaydederek, ''Hepinizi, üniversitelerimizi daha güçlü kılacak ve daha rekabetçi hale getirecek yeni bir yol haritası çıkarmak için bu konular ve sorunlar üzerinde kafa yormaya davet ediyorum'' diye konuştu.

Çetinsaya, Türkiye'nin dünyanın geri kalanıyla rekabet etme yeteneğinin, sahip olduğu insan sermayesiyle çok yakından bağlantısı bulunduğunu belirterek, ''Dünyanın 16. ve Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olarak, Türkiye'nin, pozisyonunu güçlendirmek için daha eğitimli insan sermayesine ihtiyacı var'' ifadesini kullandı.

Çetinsaya, üçüncü ve en önemli meselenin ise, yüksek öğretim sisteminin reforme edilmesi olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: ''Hepinizin bildiği gibi, YÖK, Türkiye'de askeri darbenin ardından kurulmuştu, Dolayısıyla, bu dönemin izlerini taşımakta. Bugün, kapsamlı bir yüksek öğretim reformuna ihtiyaç duyulduğu yönünde, tüm sosyal sektörler ve siyasi görüşler arasında bir fikir birliği bulunmakta. Böylesine geniş çaplı mutabakattan yararlanmak suretiyle, ideolojik pozisyonlar yerine rasyonel tartışmaları temel alan yeni bir yol haritası üzerinde çalışmalıyız. Deneyimlerimizi paylaşır ve işbirliği yaparsak, doğru yönde olumlu adımların atılabileceğinden umutluyum.''

***

ÖSYM, jammer’dan vazgeçti

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, sınavlarda güvenlik önlemleri kapsamında el dedektörü kullanmaya devam edeceklerini, cep telefonuyla iletişimi kesmeye yardımcı olan jammer konusunda ise maliyetleri nedeniyle arayış içinde olduklarını açıkladı.

Her adaya farklı soru kitapçığı

YGS'ye başvuruların alındığını hatırlatan Demir, adayların hangi salonlarda sınava gireceklerine ilişkin atamaların da yapıldığını söyledi. Sınavın 98 bin salonda yapılacağını vurgulayan Demir, her adaya farklı soru kitapçığının bu sene yapılacak YGS'de de kullanılacağının altını çizdi.

Sınava ilişkin tüm hazırlıkların seyrinde gittiğini, bir aksiliğin söz konusu olmadığını vurgulayan Demir, ''YGS'yi tüm Türkiye'de 6 bin 400 binada, 98 bin salonda yapmak için hazırlıklarımız tamam'' dedi.

Demir, sınava 1 milyon 837 bin 740 adayın gireceğini, 57 bin 744 adayın sınavsız geçiş için başvurduğunu ve böylece toplam 1 milyon 900 bine yakın adayın sınava katılacağı bilgisini verdi.

ELEKTRONİK SINAV

ÖSYM'ye, internet üzerinden adayların dilekçe başvurusu gönderebilmelerini bu sene mutlaka yapmaları gerektiğini ifade eden Demir, ''Ümit ederim LYS'deki başvuru kılavuzunda, biz artık kağıtta başvuru dilekçesini kaldırırız. Adaylar online olarak bize itirazlarını yaparlar, zaten cevapları elektronik olarak veriliyor'' dedi.

Demir, elektronik sınav konusunda da çalışmalarının sürdüğünü ifade etti. Rektörler kral gibi TASSA’nın panelinde konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu da üniversite rektörlerinin adeta birer ''kral'' gibi olduğunu, kendi üniversiteleri içerisinde Başbakan'dan bile daha güçlü olduklarını belirterek ''Onlara hiç kimse bir şey söyleyemiyor. Dolayısıyla, merkezcilikten, YÖK'ün 1982'den başlayarak askeri düzen uyguladığından şikayet ettiğimizde, rektörlerin kendisinin böyle davranmaması, otoritelerini demokratik bir yolla kullanmaları gerekir. Bunu da görmüyoruz'' dedi. YENİ AKİT

 

HABERE YORUM KAT