1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. Yokluğun Adı: Halep
Yokluğun Adı: Halep

Yokluğun Adı: Halep

Suriye’de 6 yıldır devam eden savaştan en çok etkilenen bölgeler arasında yer alan, insanlık dramının derinden hissedildiği Halep, adeta “yokluk” kelimesinin karşılığı hâline geldi!

07 Aralık 2016 Çarşamba 20:22A+A-

Rusya ve Beşşar Esed güçlerinin yanı sıra İran destekli milislerin saldırıları sonucu harabeyi andıran Halep’te yaşam her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bombalar altında hayatta kalmayı başaran insanlar, açlık ve susuzlukla çaresizlik içinde mücadele ediyor.

Sınırlı miktardaki ekmek, su, hastane, ilaç ve bebek maması gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çeken Halep’teki siviller, pikaplarla dağıtılan ekmeklerden almak için büyük uğraş veriyor.

“Sessiz Kalmayın!”

Ekmek yüklü pikabın etrafını saran, aralarında çocukların da bulunduğu Halepliler, izdihama rağmen ekmek alabilmenin mutluluğunu yaşıyor.

Halep’in her gün bombalandığını, umutlarının her geçen gün azaldığını dile getiren yöre halkı, dillerinden duâları eksik etmeyerek, dünyaya “Sessiz kalmayın!” diye haykırıyor.

“Allah Bize Kapı Açacak”

AA muhabirinin telefonla görüştüğü bölge sâkinlerinden Faris Ebu İslâm, Halep’teki Türkmen grupların kaldığı bölgelerin adeta Esed güçleri ve PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’nin militanlarınca paylaşıldığını söyledi.

Türkmen grupların elinde herhangi bir yerleşim yeri kalmadığına dikkat çeken Ebu İslâm, bölgede sağlık hizmeti verebilecek hastane bulunmadığını vurguladı.

Her şeye rağmen ümitlerini yitirmediklerini ifade eden Ebu İslâm, “Allah bizi unutmayacak ve Allah bize kapı açacak. Mücahid kardeşlerimiz de o kapıdan gelip, bizi kurtaracak. Şimdi tek Türkiye, bizimle beraber. Kalan ülkeler bizi unuttu. Türkiye ve Türkiye’deki kardeşlerimiz bizi unutmuyor, Allah da kendilerini unutmasın.” diye konuştu.

“Herkes Eli Yüreğinde Yaşıyor”

Ebu İslâm, Halep’teki insanların teker teker hayatlarını yitirdiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Korku, buradaki en büyük şey. Herkes eli yüreğinde yaşıyor. Bomba sesi geliyor, insanlar ağlamaya başlıyor. Buradaki insanların yaşadığını bir kendileri, bir de Allah biliyor. Elektrik kesik, su yok. 4 litre su 20 lira, ekmek desek, o da yok. Bulsan da 4 ekmek 100 lira. Ekmek de bir gün var, sonraki gün yok. Gaz yok, bulgur, pirinç çok azaldı. Süt yok, çocuklar için mama da yok. Eziyet, sorun çok.”

“Çocukların Günahı Ne?”

Halep’teki insanların dayanacak güçlerinin kalmadığını aktaran Ebu İslâm, “Biz hayatımızdan geçtik ama çocukların suçu, günahı nedir?” diye sordu.

Türkiye için duâcı olduklarını dile getiren Ebu İslâm, şunları kaydetti:

“Türkiye hükûmeti ve insanları olmasa Esed bizi çoktan öldürürdü. Allah Türkiye’yi, evlerini, çocuklarını korusun. Allah’tan ümit kesilmez. Allah’ın izniyle başaracağız. Bize duâ edin, duâ etmek çok önemli. Türkiye, Halep için çok şey yaptı, Allah da oradaki kardeşlerimizi unutmasın.”

“Sürekli Bombalanıyoruz”

Ahmet Ebu Gaib de Halep’te yaşananları anlatmanın güç olduğunu ve tablonun her geçen gün daha kötüye gittiğini söyledi.

Rusya’nın havadan, Esed güçlerinin de karadan her gün Halep’i bombaladığını anlatan Ebu Gaib, “Bize karşı ağır silahlar kullanıyorlar. Buradaki mücahid arkadaşların elinde ise sâdece hafif silahlardan ve mermilerden başka hiçbir şey yok. Sürekli bombalanıyoruz. Burayı bombalayanların tek amacı, buradaki insanları çıkarmak çünkü mahalleyi savunanlar, mahallenin kendi sâkinleri.” ifadelerini kullandı.

“Ey Müslümanlar, Beni Duyun Allah’ın Huzurunda Görüşeceğiz”

Mücahidlerin çıkar yollarının tükenmek üzere olduğunu, bu yüzden aileleriyle mahalleleri terk etmeye başladıklarını, Esed güçlerinin buralara yerleştiğini belirten Ebu Gaib, şunları dile getirdi:

“Şu ân artık herkesten umudumuzu kesiyoruz. Binlerce asker var Halep’in etrafında, Arap ülkeleri verdiği sözleri tutmuyor, müslüman ülkeler zâten Halep’te bir şey yokmuş gibi davranıyor. Biz tek başımıza kaldık Halep’te. Yanımızda sâdece mücahidler kaldı. Bizim tek umudumuz Allah. Benim dünyaya mesajım var: Hepiniz sorumlusunuz, hepiniz Allah’ın huzurunda duracaksınız. Halep’ten ve Suriye’den sorulacaksınız. Özellikle de tank, uçak ve askerî yardım göndermeyen Arap ülkeleri. Ey Müslümanlar, beni duyun, bize sahip çıkın çünkü Allah’ın huzurunda görüşeceğiz.”

(Tıklayın: Doğu Halep’te Katledilen Sivillerin Sayısı 845’e Yükseldi!)

HABERE YORUM KAT