1. YAZARLAR

  2. Lale Kemal

  3. ‘Yeter artık’ feryatlarını 30 yıldır duyan yok...
Lale Kemal

Lale Kemal

Yazarın Tüm Yazıları >

‘Yeter artık’ feryatlarını 30 yıldır duyan yok...

20 Haziran 2012 Çarşamba 14:55A+A-

 

Kürt sorununa çözüm umutlarının yeniden yeşermesini adeta sabote eden Hakkâri’den gelen saldırı ve ölüm haberleriyle uyandık dün. Bu olayın öncesinde, geçen hafta, nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte insanların kapasite yetmezliğinden koğuşlarda istiflendiği ve sonrasında isyan ettiği iddia edilen Şanlıurfa cezaevinde çıkan ya da çıkartılan yangın sonucu 13 ölüm haberi aldık. Hafta başında, yine aynı cezaevinin çocuk koğuşunda, bu kez çocukların yangın çıkarttığı söylendi ama neyse ki ölen olmadı. İsyan, Adana ve Gaziantep’e sıçradı. Olaylar adeta kartopu gibi büyüyor. Cezaevlerindeki olaylarla ilgili, “organize işler olabilir” yorumları pek bir anlam ifade etmiyor, mahkûmların, basına yansıyan ağır cezaevi koşulları düzeltilmedikçe. Bu ve diğer cezaevlerindeki sıradan vatandaş hükümlü ve tutukluların, Silivri’deki rütbeli ve rütbesiz sanıklarınki gibi nüfuzlu tanıdıkları yok ki gerçek dertlerini duyurabilsinler. Sorunlarına ortak olan birkaç vicdan sahibi insanın sesini de duyan yok zaten.

Hakkâri saldırısı ya da çatışması, artık adına ne dersek diyelim, yine bizlere, “Yeter artık, çözüm bulun” dedirtmesine rağmen Kürt sorununu çözmesi gereken kimi siyasilerden bildik, hamasi açıklamalar gelmeye devam ediyor olması insanı isyan ettiren boyutlarda.

CHP’nin, Kürt ve terör sorunlarını çözmek için katkıda bulunduğu yol haritasını elinin tersiyle çeviren MHP Lideri Devlet Bahçeli, Hakkâri olayıyla ilgili dünkü açıklamasında, söylem dozunu arttırıp, adeta topyekûn savaş çağrısında bulundu. Bahçeli, “Kandil Dağı’nın ve teröristlere lojistik imkân sağlayan bütün unsurların gecikmeksizin etkisizleştirilmesi için Türkiye Cumhuriyeti teyakkuza geçmeli ve iktidar bu süreçte gerekli her tedbirin alınmasına önayak olmalıdır,” diyerek, 30 yıldır denenen çözümsüzlüğü önermekle yetindi.

Geçen cumartesi günkü Zonguldak mitinginde kendisine parti otobüsünde eşlik ettiğimiz CHP LideriKemal Kılıçdaroğlu, 30 yıldır canımızı acıtan terör sorununun bitirilmesi için hepimizi şaşırtan bir hamle yapan kendisi ve partisi değilmiş gibi, AK Parti’nin, “diğer partiler destek vermezse de sorunu birlikte çözelim” önerisini elini tersiyle geri çeviriverdi.

Zaman, 30 yıldır canımızı yakan bu sorunu kısır siyasi çekişmelere kurban edecek zaman değil.Kürtler, anadillerinde konuşma gibi zaten doğal olan haklarını, PKK’nin silahlı isyanları ile elde etmişlerse burada bir durup, düşünmek lazım. Geldiğimiz noktada, önemli bir açılım olarak Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması öngörüldü ve bu küçük adımlara bile sevinir olduk, nihayetinde çözüm kapılarını açar diye.


Silahların susmasını artık halkın istediğini biliyoruz, Oslo’da PKK ile yapılan müzakerelere bile kamuoyundan sert tepki gelmemiş olması bunun bir göstergesi iken bazı siyasi partilerin, hâlen Kürt taleplerine karşı, “şu, şu hakları verirsek bunun sonu gelmez, bağımsızlığa kadar giden yol açılır,” gibisinden endişelerini dillendirdiklerini biliyoruz. CHP’nin ileri gelenleri, “Şimdi eşit vatandaşlık gibi anayasal ve yasal düzenlemeler ile Kürtlerin durumlarını iyileştirdiğimizde daha fazla taleplerle gelmeyecekler mi?, Talepleri bağlamında nerede duracaklar, yapılacak iyileştirmeler, silahların susmasını sağlayacak mı?” gibisinden çok derin korku barındıran, özgüven eksikliğini yansıtan fikir jimnastiği yapıyorlar. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Hüseyin Yayman da, Star gazetesinin, geçen pazar günkü “Açık Görüş,” ekinde, içeriden aldığını tahmin ettiğim AK Parti içindeki korkuları ortaya çıkartan şu tesbitleri yapıyordu:

“Hükümet cephesinde ‘ne yaparsak yapalım sorun çözülmeyecek’, ‘ne tür bir düzenleme yapılırsa yapılsın bu taleplerin sonu gelmeyecek’ ve ‘hükümet hangi adımları atarsa atsın PKK dağdan inmeyecek’ gibisinden bir psikolojinin hâkim olduğu görülüyor.”

30 yılı bulan, onbinlerce insanın hayatına mal olan, ekonomiyi, istikrarı altüst eden bu sorun karşısında, meseleye çözüm bulması gereken siyasetçilerin, bazıları doğal hakları olan talepleri yerine getirildiğinde “Kürtler daha fazla taleple gelecekler” korkusunu yaşıyor olmalarını kabul etmek mümkün değil.

Gazetemize dün gelen haberler, terörle mücadelede yine bir zafiyetin yaşandığını gösteriyor. Bu köşeyi yazarken, televizyonlar, zaman zaman, normal haber akışını keserek, muhabirlerinin, TSK’nın Konya’daki Anadolu Kartalı tatbikatından izlenimlerini geçiyorlardı. Gerçek mermilerin kullanıldığı bu tatbikatlar, düşmanla savaş hâlinde kaydedilecek başarıyı ölçecek bir veri sunmasa da kamuoyunda şatafatlı bir güç gösterisi gibi algılanır, biraz da korku salınır tabii. Ama PKK ile girilen çatışmalarda yani arazide yaşanan telafisi mümkün olmayan hatalar ve insan kayıplarıdır bize gerçeği anlatan.

Kürt sorunu gibi can yakan meseleler, korkularını yenmiş, özgüvene sahip devlet aklıyla ancak çözülür.

[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT