1. YAZARLAR

  2. Ayşe Karabat

  3. Yeni Ortadoğu, eski akıl
Ayşe Karabat

Ayşe Karabat

Yazarın Tüm Yazıları >

Yeni Ortadoğu, eski akıl

12 Haziran 2010 Cumartesi 06:57A+A-

Bundan 16 yıl önce, herkesin dudağında müstehzi bir gülümsemeye neden olan bir kitap yazılmıştı: Yeni Ortadoğu. Şimdi internet kitapçılarında 98 sente satılan bu kitap huzur içinde, halkların kaynaştığı demokratik bir Ortadoğu’yu müjdeliyordu. Kitabın yazarına göre, Oslo anlaşmasından sonra, bölge ülkeleri arasında kültürel, bilimsel ve ekonomik ilişkileri geliştirmemek için hiçbir neden kalmamıştı. Yazara göre, bu ilişkiler geliştikçe, halklar arasındaki güven bunalımı  giderek azalacak, serbest ticaret bölgeleri kurulacak ekonomik refah beraberinde demokrasiye de getirecek ve gökten üç elma düşecekti.
Bu kitabın öngörüleri o zaman birçok kişiye ‘saçma’ gelmişti; Türkiye ve Suriye’nin o dönemdeki ilişkilerine, Irak’ta Saddam Hüseyin rejimine bakmak bile, kitapla alay etmek için yeterliydi ne de olsa.
Bu kitabın tezlerine yöneltilen en büyük haklı eleştirilerden birisi de yeni Ortadoğu’nun amacını barış falan değil, o dönemde bölgenin askeri anlamda en güçlü ülkesi olan İsrail’in bir de ekonomik hegemonya kurma arzusu olduğuydu.
Yeni Ortadoğu kitabını yazdıran iyimser hava çabuk dağıldı. İsrail, ‘Filistinlilerle nihai anlaşma sırasında elimde koz olsun’ diye Yahudi yerleşim birimlerini hızla genişletmeye başladı. Filistin tarafı, kendi içindeki radikalleri sakinleştirmek adına, ‘Aslında bu kalıcı bir anlaşma sayılamaz, geçici ateşkes’ dedi. Hiç hesapta olmayan aşırı sağcı bir yerleşimci Hz. İbrahim camisinde namaz kılan insanları tarayarak katliam yaptı, İsrail’in tanınmasına bozulan Hamas, İsrail içine intihar saldırıları düzenledi, Rabin öldürüldü ve bütün bunlardan endişe duyan İsrail halkı, sağcı bir hükümeti başa geçirdi, her kurulan İsrail hükümeti de bir öncekinden daha sağcı oldu. İsrail, kendi içinden çıkan farklı sesleri, “Arap yalakası” diye susturdu.
Yeni Ortadoğu hayalinin demokrasi getireceğinden endişe eden diktatörlükler yangına körükle koşturdu. O zamanki iyi niyetli aktörler de Ortadoğu’nun daha çok öfke, kin ve intikamdan oluşan duygusallık denizinde boğuldu gitti.
Hala bu yeni Ortadoğu hayaliyle alay edenler var ama Türkiye dış politikası, her şeye rağmen böyle bir Ortadoğu kurmayı hedefliyor ve var gücüyle, bütün engellemelere rağmen çalışıyor. Çalışmakta da haklı, çünkü hayali bile cihana değer, üstelik şimdi yeni Ortadoğu’ya inanmak için daha çok neden var, yeter ki Ortadoğu’nun duygusallık denizinde boğulmasın, geçmişteki hataları tekrarlamasın ve o denizde boğulmak üzere olanları kurtaracağız derken, dibe çekilmeye direnebilsin.
Yeni Ortadoğu kitabının yazarı Şimon Perez’di. O dönemde ne kendisi ne de ülkesi bu vizyonu gerçekleştirecek temellere sahip değildi çünkü bunu başarabilmek için çok sağlam bir duruş gerektiriyor. Samimi olduğunu başkalarını ikna etmekten geçiyor. Provokasyonlara pabuç bırakmamaktan, bıkmadan usanmadan yeniden ve yeniden denemekten geçiyor, çatışma dilini terk etmekten geçiyor. Yalnızca ve yalnızca ahlaki olandan, insanlıktan yana olanı sonuna kadar savunmaktan geçiyor. Ağır bir sorumluluk gerektiriyor ve şu saatten sonra, ‘oynamıyorum, vazgeçtim’ deme ihtimalini de ortadan kaldırıyor.
Türkiye’nin elinde yeni Ortadoğu’yu kurarak insanlığa hizmet etmek için iyi bir fırsat var. Eskiden Batılılar, ‘insan hakları’ deyince bu dünyanın doğusundaki devletlerinin içişlerine müdahale algılanır ve sağır kulaklara düşerdi. Türkiye, yeni Ortadoğu kurma adına, nükleer meselede yanında durduğu İran’ı, insan hakları konusunda eleştirebilecek tek ülke artık. “Gazze’ye yönelik abluka kalksın” haklı görüşünü her uluslar arası platforma götürürken, Hamas’ı ulusal birlik için ikna edebilecek durumda. Hamas’ın elindeki İsrail askeri Gilad Şalid’in serbest bırakılması için de mücadele etmeli, Hamas’ın insan haklarını da eleştirmeli. Yöneticiler ne derse desin yükselen anti-semitizme karşı acil somut önlemler de almalı. Kendi ülkesindeki sorunları da, youtube’un yasak olmasından, Kürt sorununa kadar çözebilmek için çabalarına hız vermeli ki, yeni Ortadoğu’nun örnek ülkesi olduğuna dünyayı ikna edebilsin.
16 yıl önceki Yeni Ortadoğu kitabının yazarı, “Yolumuz çok uzun ama açık, sadece cesur yolculara ihtiyacımız var”, demişti. Ama ne ülkesi ne kendisi bu cesareti gösterebilecek durumda değildi. Oysa şimdi ahlaki temelden ayrılmadan bu yolculuğa çıkma cesaretini gösterme zamanı. Çünkü yeni Ortadoğu’yu, eski Ortadoğu aklıyla kurmak mümkün değil.

RADİKAL

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum