1. HABERLER

  2. HABER

  3. Yasakçı Yılların Belgesi: Kur'an Yaprağından Kese
Yasakçı Yılların Belgesi: Kuran Yaprağından Kese

Yasakçı Yılların Belgesi: Kur'an Yaprağından Kese

Aksiyon Dergisi'nin haberine göre Tek Parti döneminde latin alfabesine geçişle beraber mushaf yaprakları kese kağıdı yapıldı.

25 Aralık 2012 Salı 13:32A+A-

1928 yılında Latin alfabesine geçilmesinin ardından tek parti yönetiminin Kur’an-ı Kerim’e yaptığı büyük saygısızlığın çarpıcı bir belgesi ortaya çıktı. Aksiyon Dergisi’nin haberine göre Osmanbey Matbaası’nda basılan tonlarca ağırlıktaki Mushaf, kese kağıdı imalatçılarına satılmış.

Tek parti döneminde dini kitaplara ve özellikle de Kur’an-ı Kerim’e yönelik baskıcı uygulamalar Aksiyon Dergisi tarafından belgelendi. Dergi, bu haftaki kapak dosyasında 1930’larda kese kağıdı yapılmış tonlarca Kur’an-ı Kerim sayfasının bir örneğini yayımladı. Derginin ulaştığı sayfada, anne ve babaya itaati öğütleyen İsra Suresi’nin 23. ayetinden bir bölüm gözüküyor.

Habere göre, yasaklı bir dönemin belgesi niteliğindeki kese kağıdı, Sahaf Lütfü Bayer’in arşivinden çıktı. Kur’an-ı Kerim sayfası, Şehzade Abdülhamid’in hocalarından Osman Zeki Bey’in kurduğu Osmanbey Matbaası’nda basılmış. Tam baskı tarihi belli değil; ancak harf devriminden kısa süre önce olduğu tahmin ediliyor. 1 Kasım 1928’de kabul edilen devrim kanununa göre, ‘eski harflerle’ kitap basmak ve satmak, daha önce basılmış eserleri piyasaya sürmek yasaktı. Aynı dayatma, Kur’an-ı Kerim için de geçerliydi.

‘Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’un hükümsüz kıldığı kitaplar yıllarca depolarda bekletildi. Tahminlere göre, Osmanbey Matbaası’nın sahibi Darüşşafaka Cemiyeti, 1937’de bu evrakın bir kısmını elden çıkarma kararı aldı. Kur’an’a reva görülen muameleye şahit olan halk ise durumu İstanbul Müftülüğü’ne şikâyet etti. Bunun üzerine 17 Aralık 1937’de İstanbul Müftüsü Fehmi Ülgener, Türk Okutma Kurumu’na başvurarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Darüşşafaka’ya vakfedilmiş olan Osmanbey Matbaasının öteden beri dini eserleri yapan ve basan bir matbaa olduğu cihetle, Müslümanlar arasında bir mevkii hürmette görülen mezkûr matbaanın bu kere ambarlarında mevcut tonlarca Kur’an-ı Kerim sahifelerini kese kâğıdı yapılmak üzere ufak bir bedel mukabilinde piyasaya satmış olması, birçok vatandaşlar tarafından esefle görülüp ve karşılanan bu kese kâğıtlarından bir numunesi ilişik olarak takdim kılınmıştır.”

Bahsi geçen numune, İstanbul esnafından Azakzâde Tevfik’in kese kâğıtçı Mihran’dan aldığı kâğıtlardan. Azınlık mensubu olduğu kaydedilen Mihran, Kur’an sayfalarını ambalaj yapıp Beyazıt’ta piyasaya sürüyor. Bölge esnafından Tevfik Efendi de Mihran’ın müşterilerinden biri. Muhtemelen parası ancak o kadarına yeten Azakzâde, kâğıtlardan 15 çuval alıyor. Bir tanesini, şikayet dilekçesiyle birlikte resmî makamlara teslim ediyor. Gerisine ne yaptığı ise meçhul. Aksiyon dergisinde, kese kağıdı yapılan Kur’an sayfalarının daha detaylı hikayesini bulmak mümkün. (zaman)

 

 

HABERE YORUM KAT