1. HABERLER

  2. HABER

  3. HUKUK

  4. Yargı Özel Hayatı Değil Ahlaksızlığı Korudu!
Yargı Özel Hayatı Değil Ahlaksızlığı Korudu!

Yargı Özel Hayatı Değil Ahlaksızlığı Korudu!

Eski Bor kaymakamının ahlaksız görüntülerini yayınladığı için 2,5 yıl hapis cezasına çarptırılan Akit Gazetesi Niğde muhabiri Dursun Suna Yargıtay’ın onama kararı üzerine cezaevine konuldu!

15 Ocak 2018 Pazartesi 13:07A+A-

Türkiye’de kimi basın kuruluşları insanların hayatlarını didik didik etme, hatta bilhassa dindar insanları doğrudan mahkum etme hakkına sahip görünürken, kimi basın kuruluşlarına ise üstelik kamu görevlisi sıfatı taşıyan birilerinin ahlaksız ilişkilerini kamuoyu gündemine getirmekten ötürü en ağır cezalar verilebiliyor.

Akit Gazetesi benzeri bir çarpıklığın bir kere daha mağduru oldu. Bor eski Kaymakamı Muammer Balcı’nın asker eşi ve bir çocuk annesi bir kadınla çekilmiş uygunsuz fotoğraflarının yayınlanmasına ilişkin davada, yerel mahkemenin 'özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek'ten cezalandırdığı Akit Gazetesi Niğde muhabiri Dursun Suna Yargıtay’ın onama kararı üzerine hapse girdi.

İlginç olan şu ki, Akit muhabiri hapse girerken ahlaksızlıkla suçlanan ve bu yüzden İçişleri Bakanlığı tarafından kınama cezası da almış bulunan Muammer Balcı’nın halen Osmaniye’de üstelik de Diyanet’ten sorumlu vali yardımcısı olarak görev yapıyor olması!

Balcı, 2013 yılında konuyu savcılığa taşımış ve 'özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği' öne sürmüştü. 2 yıl süren yargılama, 23 Ocak 2015’te sonuçlanmış ve Bor Asliye Ceza Mahkemesi, Dursun Suna hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası vermişti. Yargıtay ise kararı geçen ay onamış, bunun üzerine önceki gün Dursun Suna cezaevine girmişti.

Dursun Suna cezaevinin ilk gününde Akit’te yayınlanan mektubunda eski bir siyasetçinin haberi yapmaması için bürosuna gelerek kendisine 50.000 lira teklif ettiğini, kendisinin ise kaleminin satılık olmadığını söyleyerek teklifi geri çevirdiğini ifade etti.

Gazeteci Dursun Suna’nın bir kamu görevlisinin ahlaksızlığını ifşa ettiği için hapse atılması karşısında her zaman karşılaşılan çifte standartlı tutumlar bir kez daha kendini açığa vurdu.

Güya gazetecilerin haklarını savunmak için kurulmuş bulunan basın meslek örgütlerinden ses çıkmazken, pek çok basın yayın kuruluşu ise hadiseyi tamamen görmezden gelmeyi tercih etti.

HABERE YORUM KAT

5 Yorum