1. YAZARLAR

  2. İhsan Dağı

  3. Ya demokrasi ya ayrı devlet
İhsan Dağı

İhsan Dağı

Yazarın Tüm Yazıları >

Ya demokrasi ya ayrı devlet

03 Ağustos 2012 Cuma 00:16A+A-

Merkezin ağır baskısı altında ezilen etnik veya dinsel azınlıklar için iki çıkış yolu var; ya tam demokrasi ya da ayrı bir bağımsız devlet.

Bu seçenek menüsü tüm ülkeler için geçerli. Demokrasiyle temel hak ve özgürlükleri garanti altına alınmayan, iktidara ortak edilmeyen azınlıklar bağımsızlık peşine düşerler.

Bu talebi salt 'milliyetçi' veya 'sekteryen' bir girişim olarak okumak eksik olur. Küresel bir çağda yaşıyoruz; özgürlüğün, eşitliğin, adaletin ne olduğu, başka toplumlarda nasıl yaşandığı sır değil. Bilen biliyor ve bilenler birinci sınıf haklar istiyor. Bunu vermeyen devletler de derin meşruiyet krizleri yaşıyor. Eğer talep edenler ülkenin ana etnik veya dinsel gövdesine ait olmayanlarsa, onlar da kendi devletlerini kurarak haklarını elde etmeye çalışıyorlar. Bu tür denemelerden de otoriter rejimler çıkmıyor değil, ama azınlıklar bunu denemekten geri durmuyorlar.

Neredeyse elli yıldır Irak Kürdistan'ında yaşanan bu. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğretim üyelerinden Burak Bilgehan Özpek'in Insight Turkey (www.insightturkey.com) dergisinin yaz sayısında önemli bir makalesi yayımlandı. 'Demokrasi veya Ayrı Devlet: Irak Kürtleri İçin Gelecek Senaryoları' başlıklı yazısında Dr. Özpek Irak'ın merkezî yönetiminde yaşanan krizin Kürtleri nasıl adım adım bağımsızlığa doğru ittiğini anlatıyor.

Meselenin özünü 1970'te yapılan bir görüşme çarpıcı biçimde özetliyor.

Saddam Hüseyin başkanlığındaki bir heyet Molla Mustafa Barzani'yle Erbil'de buluşurlar. Irak Kürtleri 1961'den beri özerklik için silahlı mücadele yürütmektedir. Bağdat yönetimi sorunu çözmek için yeni bir anlaşma önerir. Mustafa Barzani Kürtlerin özerkliği tanınmadan silah bırakmayacağını, Peşmergeleri de dağıtmayacağını söyler. Saddam Hüseyin şartları kabul edince de ateşkes başlar. Bu toplantıda Mustafa Barzani'nin oğlu Mesut Barzani de vardır. Irak heyetine bir soru yöneltir; Irak'ın bütününde demokrasi sorunu nasıl çözülecektir? Saddam Hüseyin'in cevabı nettir: 'Irak'ın geri kalan kısımlarının nasıl yönetileceği sizin işiniz değil. Siz Kürdistan'da özerk olacaksınız. Irak'ın tümünden size ne?'

Mesut Barzani'nin sorusunun ne anlama geldiği zaman içinde gayet iyi anlaşıldı; ülkenin tümü demokratikleşmeden sorun çözülmüyor. Çözülmüyor çünkü demokratik olmayan merkezî yönetim özerklik vermesine rağmen Kürtleri kazanamıyor, tatmin etmiyor. Demokratik olmayan bir rejimin azınlıkların her türlü kazanımını berhava edebilme ihtimali 'kesin çözüm' arayışlarını tahrik ediyor.

Bugün Irak'ta güçlü bir federal yapı var. Barzani başkanlığında Kürdistan Bölgesel Yönetimi hem kendi kendini yönetiyor hem de merkezî yönetim üzerinde söz sahibi, Bağdat'ın petrol kaynaklarından da pay alıyor.

Ama olmuyor. Merkezle bölgesel yönetim arasındaki ilişkiler kopma noktasında. Bunun nedeni sadece Irak Kürtlerinin milliyetçi refleksleri, kendi bağımsız devletlerine sahip olma çabaları değil. Bağdat'ın merkeziyetçi, otoriter, iktidarı ve kaynakları paylaşmaya yanaşmayan tutumu Irak Kürdistanı'nı farklı gelecek arayışlarına itiyor.

Kısaca, merkezde demokrasi hakim olmadan bölgesel özerklik bile ülkesel bütünlüğü muhafaza etmeye yetmiyor.

Irak Başbakanı Maliki'nin otoriter, merkeziyetçi ve dışlayıcı politikaları ülkeyi bölünmeye doğru götürüyor. Geçenlerde Barzani adeta elli yıl önceki soruyu neden sorduğunu şöyle ifade etti: "Mesele sadece Kürtler değil, Irak'ın tümü. Irak demokratik, federal ve çoğulcu olduğunda bir ve birleşik kalır. Biz Irak'ın bütünlüğünü tehdit etmiyoruz. Irak'taki diktatörlük Irak'ın bütünlüğünü tehdit ediyor."

Barzani samimi veya değil, başka mesele. Ama diğer örneklerden de biliyoruz ki 'ülkenin birliği' adına meşrulaştırılmaya çalışılan otoriter rejimler gerçekte ülkeleri bölüyor. Suriye'de de yaşanan bu... Yarın Esed sonrası da aynı sorunlar yaşanacak. Farklı etnik veya dinî grupları bir arada tutmanın yolu tam demokrasi ve çoğulculuk...

Türkiye de sorunun vahametini kavramalı ve elini çabuk tutmalı. Demokrasisini derinleştirmezse 'bağımsızlık' talepleriyle başa çıkamaz.

ZAMAN 

YAZIYA YORUM KAT