1. YAZARLAR

  2. Yıldıray Oğur

  3. "Venezuela kadar olamadık…"
Yıldıray Oğur

Yıldıray Oğur

Yazarın Tüm Yazıları >

"Venezuela kadar olamadık…"

21 Temmuz 2014 Pazartesi 17:47A+A-

“İsrail’in Gazze saldırısına en sert tepkiyi veren ülkeler Venezuela ve Şili oldu. Venezuela, İsrail Büyükelçisi’ni sınır dışı etti. Şili, İsrail’le tüm ticari ilişkilerini kesti” haberlerinin ardından böyle deniyor: Venezuela ve Şili kadar olamadık.
Haberin gerçeğinin ortaya çıkması uzun sürmedi.
Venezuela’nın, yani Chavez’in İsrail Büyükelçisi’ni ülkeden kovması bundan beş yıl önce 2009’da olmuştu. Şili, İsrail’le bütün ekonomik ilişkileri kesmemiş sadece Dünya Ticaret Örgütü müzakerelerini durdurmuştu.
Şili’nin İsrail’le meselesi eskidir. Diktatör Pinochet, İsrail’in iyi bir dostuydu. Silah ambargolarını delip İsrail’den silah almış, Allende rejiminden korkup İsrail’e kaçan Yahudiler Pinochet iktidarıyla geri dönmüştü. Yom Kippur’larda sinagog ziyaret eden Pinochet’nin orduda, ekonomide kritik pozisyonlardaki yakın adamları arasında Yahudiler de vardı. Şili’deki solcular böyle bir tarihle de hesaplaşıyorlar şimdi…
Bu arada bilmeyenlere hatırlatma Türkiye’de dört yıla yakındır İsrail büyükelçisi yok.
Ve iyi ki Türkiye bunu Venezuela olmadan yaptı.
Eğer Türkiye Venezuela olsaydı, Gazze sahillerinde katledilen dört güzel çocuktan İsmail’in, cenazedeki perişan o fotoğrafından hep hatırlayacağımız babası Muhammed Baker, Filistin’in ünlü sitesi The Electronic İntifada’ya şöyle demezdi: Erdoğan’a sesleniyorum, katledilen oğlum için adaletin gereğini yerine getirsin.”
Gazze’ye doktorları bile sokmayan yanı başındaki Mısır, Mısır’ın girişine izin verdiği Kızılay heyeti ajan çıkan BAE, Hamas’a bakınca Müslüman Kardeşler kâbuslarını gören Suudiler, Esed rejimine cephe alınca Hamas’ı düşman saflarına yazan İran ve Suriye değil...
BM’nin öldürülenlerin yüzde 70’i sivil dediği bir katliama “İsrail'e kendini savunma hakkını tanıyoruz”dan başka bir şey diyemeyen Batı’daki herhangi bir ülke, lider de değil.
“İsrail sivil ölümleri minimize edecektir” diyen Obama hiç değil.
Gazze’de plajda futbol oynayan çocuğu katledilmiş bir babanın adalet beklediği lider Erdoğan.
Bu bir hakikattir. Kaçamayacağınız, hoşunuza gitmese de kabul etmeniz gereken bir hakikat.
Bazıları için bu Orta Doğu bataklığına saplanmak, hayalperest dış politika olabilir.
Ama bu hakkaniyet sahibi her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için, evrensel adaleti arayan, ülkesinin de reel politiğin değil ideallerin takipçisi olmasını isteyen her dürüst liberal demokrat için, gerçekten enternasyonalist her sosyalist için kıymeti bilinmesi gereken bir değerdir.
Türkiye bunu Venezuela olarak yapmadı. Erdoğan da bir Chavez, bir Ahmedinejad olduğu için bu hissi oluşturmadı.
Tam tersine Erdoğan’ın alameti farikası sistemin içinden bir itiraz olmasındaydı. NATO üyesi, AB adayı, Batı ittifakının içinde bir ülkenin lideri olarak sesini Suriye’de, Mısır’da, Gazze’de yükseltmesiydi.
Davos’a davet edilen ve orada konuşabilen bir lider olduğu için Peres’e “One minute” dedi. Birleşmiş Milletler’e o eski jargonla “Leşmiş milletler” diye hakaret etmek yerine, BM içinde reform istediği için itirazları dikkat çekti.
Neymiş; “İsrail’le ticaret hacmi artmış. Önce onu bitir.” 2002’den 2014’e ticaret hacmi 4.5 kat artmış bir ülkeden bahsediyoruz. İsrail’le de artması sürpriz mi? Devlet bütün askerî ve diğer ticari ilişkilerini durdurmuş durumda İsrail’le. Peki ondan daha ne istiyoruz?
Sivil ticareti durdurmasını mı? Gazze’nin bile İsrail’le sivil ticareti sürerken üstelik… Türkiye’nin İsrail’le artan ticaretin önemli bir kısmı da İsrail’in her giren malı denetlediği, ambargosu altında yaşayan Filistinliler ve Gazze’yle…
Neymiş; “Gazze’yi vuran uçakların mazotu Türkiye’den gitmiş.”
Enerji Bakanı devletin İsrail’e petrol, jet yakıtı satmadığını açıkladı. Herkesin gözü önünde Kürtlerin Ceyhan’a akıttıkları petrollerinden 80 bin tonu İsrail’e satmaları da gizli bir bilgi değil, herkesin gözü önünde oldu. İşte o petroller hemen jet mazotuna çevrilmiş, benzinleri olmadığı için uçamayan İsrail jetleri de onları yükleyip Gazze’yi vurmuş. Bunu söyleyenlerin İsrail ekonomisini Türkiye’nin çevirdiğini sanmalarına bir şey diyemiyoruz da, ne öneriyorlar Türkiye’ye? Türkiye, Bakü-Ceyhan, Mavi Akım ve Kürt petrollerinin aktığı boruları kapatsın mi? Buraya petrollerini taşıyan ülkelere “Ama ona satamazsın” mı desin? Bunları yapınca İsrail duracak mı? İsrail’in jetleri Kürt petrollerini alana kadar havalanmadı mı hiç?
Türkiye Venezuela değil. Filistinlilerin, Gazzelilerin de ihtiyacı olan deli muamelesi çekilen bir Chavez değil, her gün İsrail’i haritadan silmekle tehdit eden bir İran da değil.
Gazzelilerin ihtiyacı olan tam olarak sistemin içinde sistemi eleştirebilen, ekonomik ve diplomatik olarak çözüm imkânlarına ve kabiliyetine sahip bir Türkiye.
Dört yıl önce İsrail’in büyükelçisini geri göndermiş, Hamas’ı kongresine dahi çağırmış bir iktidarı İsrail yanlısı ilan edecek kadar aptallaşan muhalefetin “yapsana koçum” düzeyindeki gazlarına o yüzden kulak tıkamak gerekir. Aynı zamanda Erdoğan’ı destekleyen, Gazze meselesinde haklı olarak duyarlı çevreler de ondan bir Chavez beklemekten, onu daha marjinal, radikal bir yere doğru itmekten vazgeçmeliler.
Hiçbir şey için değilse Gazze’de plajda futbol oynayan evladı katledilmiş bir babanın Erdoğan’dan ve Türkiye’den adalet beklemeye devam etmesi için...

Türkiye

YAZIYA YORUM KAT