1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Türk ve Kürt Ulusolcularının Yankeeleşmesi
Türk ve Kürt Ulusolcularının Yankeeleşmesi

Türk ve Kürt Ulusolcularının Yankeeleşmesi

Kafalarına, evlerine, şehirlerine yağan füzelere, bombalara, ölümlere rağmen Amerikancılık yaftası yine İslamcı örgütlere kalıyordu. Propaganda böyle bir şey işte.

13 Ekim 2014 Pazartesi 03:59A+A-

Kenan Alpay / Haksöz Haber

Siyaset, geniş kitlelerin teveccüh ve desteğini kazanmak üzere yapılır. Siyasi bir mücadelenin meşru söylem ve eylem tarzının üç aşağı beş yukarı hangi temel ilkeler üzerine inşa edileceği bellidir. Aynı şekilde hangi söylem ve eylem tarzlarıyla siyaset yapılamayacağı da ortalama akıl ve ahlak sahipleri tarafından bilinir.

Hiç tarih bilmesek. Geçmişe dair zihnimizde hiçbir kayıt ve kıyas kalmamış olsa. Sadece son bir hafta (6-12 Ekim) içinde olup bitenlere bakılsa dahi ülke ve toplumun nereye sürüklenmek istendiği olanca açıklığıyla idrak edilebilecek kadar net. Cinayet, sabotaj, kundaklama, yağma gibi cürümlere endekslenmiş, sokaklara ve kitlelerin üzerine salınan kudurgan bir şiddet. Üstüne bir de bütün bu suçları başkalarına yüklemek üzere sürdürülen kara propaganda seferberliği.

PKK-HDP cephesi ve CHP cenahı kadar bu ikisi arasında bir sarkaç gibi gidip gelen sol-Alevi ve liberal aktörlerin siyaset ve toplum üzerinde hangi araç ve yöntemlerle hegemonya kurmaya çalıştıkları ortada. Bu hegemonya adına yalan, çarpıtma, kör şiddet, ırkçı saldırganlık ve çürütmeyi esas alan bir siyasal strateji uygulanıyor.

Belediyeleri, çarşıları, okulları, ambulansları, halk otobüslerini, Kur’an kurslarını, yurtları, müzeleri, dernekleri, AK Parti, Hüda-Par, SP bürolarını PKK-BDP militanları yaktı elbette. Katledilen 38 insanın kanından devlet, hükümet veya başkası değil doğrudan doğruya ‘Kobani Sehildanı’ kod adıyla terör estiren Kürt ulusalcıları sorumludur. Bu türden barbarlıkların, vahşetin PKK-HDP kadroları tarafından sergilendiğinden hiç kimsenin şüphesi yok. Her şey göz önünde olup bitti. Gururla, bir zafer sarhoşluğuyla sergilediler saldırganlıklarını. Bir egemenlik göstergesi olarak sundular tehditlerini, yakıp yıktıkları yerlerin resimlerini. Ancak bütün bu barbarlıkları, vandalizmi CHP ve her fraksiyondan sol-sosyalist örgüt, çevre, aydın ve sanatçılar da ‘empati yapma’ adına tasvip etti, destekledi ve teşvik etti. Çünkü bütün bunları aynen Gezi sürecinde olduğu gibi AK Parti Hükümetini itibarsızlaştırmak ve devirmek üzere bir fırsat olarak gördüler.

Devrimciler, Hevaller, Yankeeler Birleşin!

Suriye’de yapılan yıkım ve katliamları Esed rejimin saflarında savaşarak seyreden ve fırsatın kazası olmaz mantığıyla komik ve kestirme bir kanton devlet inşasına girişen PKK-PYD’nin akıl ve mantık dışı propagandalar yapmasında bir beis yok. Ancak ne siyasal ve askeri ne de coğrafi ve stratejik açıdan sadece imkânsızı işaretleyen ‘Kobani Kanton Devleti’ müsameresi çok geniş bir heyecan dalgası yaratmış durumda.

Kobani meselesi PKK-PYD gibi Kürt ulusalcılarının Büyük Kürdistan Devleti için atılan ilk adım saplantılarını çoktan aştı. Çünkü mevcut tablo Türkiye’deki CHP ve sol-Alevi ve liberal aktörlerin AK Parti Hükümetini devirmek üzere devreye soktuğu bölgesel ve küresel hesapların da çok önemli bir parçasını işaretliyor. Bu sebeple hem Esed rejimi ve İran-Rusya bloğu aşısından hem de AB ve ABD açısından dönemsel olarak çok kullanışlı bir araç olarak öne çıkarılan Kobani Kanton Devleti’nin bekası, her türlü ilişki ve eylemi meşrulaştıran kanlı bir tuzağa dönüştürüldü.

Yazının Devamı >>>