1. YAZARLAR

  2. NURAY KAYACAN

  3. Tokalaşmak Haram mı?
NURAY KAYACAN

NURAY KAYACAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Tokalaşmak Haram mı?

29 Ocak 2012 Pazar 19:28A+A-

Hani derler ya kanayan bir yaraya parmak basmak amaçlı diye, bu tokalaşma mevzusu benim ve sanıyorum İslami duyarlılığı olan her bireyin başının belası, içinin sıkıntısı, yukarısı bıyık aşağısı sakal mevzulardan biri.

El vermesen karşındakini mahcup ettiğini düşünür, için ezilir; versen inancına aykırı hareket ettiğini düşünür, sürekli tövbe bozan bir günahkâr gibi suçluluk duyar, Rahman’dan utanırsın.

İşin Ehli Ne Der, Ne Söyler?

Her fıkhî konuda bilgisine danıştığım, saygıdeğer hocam Hayrettin Karaman bu konuda şunları söylemektedir:

Peygamberimizin, kadınlarla -bey'at yaparken- el ele tutmadığı şeklinde bir bilgimiz var. Bu, haram kıldığını göstermez; O'nun her "terk"i; yani bir şeyi yapmaması nehiy (yasaklama) manasına gelmez. Yasak ve haram olduğuna dair başka delillere ihtiyaç vardır. Peygamberimizin ve sahabenin yaşlı kadınlarla musafaha (tokalaşma) yaptıkları biliniyor (Kâsânî, Bedâyi', Beyrut, 1997, C.V, s.495 vd.). Fıkıhçılar "kadınla erkeğin musafahası" konusunu "kıyas" ile hükme bağlamışlar ve şöyle demişlerdir: "Kadınların el ve yüzleri avret değildir, bunlara şehvetsiz bakılabilir. Ama dokunmak şehvet celbi bakımından daha etkilidir, bu bakımdan avret yerine bakmaya ve dokunmaya benzer; bu sebeple dokunma caiz olmaz." (Kâsânî, s.489). Bu gerekçeye göre, âdeten (yaygınlaştığı ve alışıldığı için) şehvetin söz konusu olmadığı durumlarda ele dokunmak (musafaha) caiz olmalıdır.

Saygıdeğer Hayrettin Karaman hocamın bu konudaki yorumuna katılıyor muyum, hayır katılmıyorum… Ne kadar etkin, yetkin, âlim bir fıkıhçı dahi olsa İslam uleması (en azından akl-ı selim olanlar) bu tür çetrefilli mevzularda kişinin danışma, okuma ve araştırmalarının ardından mutmain olduğu, aklına ve vicdanına sineni uygulaması şerhini düşerler. Bu noktada en yetkin danışma mercii olarak gördüğüm Karaman hocama katılamayacağım.

Şehvetle Yaklaşılmıyorsa Caizmiş!

Mantık yürütelim hep beraber: Tamam diyelim ben kendimden eminim ama bu iki taraflı bir eylem. Bir erkek veya bir bayan karşı taraftan nasıl emin olabilir ki? Hocam sanırım erkek bakış açısıyla fetva veriyor. Bir erkek olarak ben böyle bir hissiyata sahip değilsem, karşımdaki bayan hayli hayli değildir diyor. Peki, biz ne yapalım, karşımızdakinden nasıl emin olalım? Karşı tarafın ne hissettiğini nereden bileceğim? Şöyle mi demeliyim: Af edersiniz bana karşı bir şey hissetmeniz olası mı, ona göre elimi vereceğim!

Kadına El Uzatmak Nezaketsizliktir…

Nezaket kurallarına göre tokalaşmak için bayan hamle yapmalıdır. Öyle bodoslama el uzatmak kibar beyefendilere yakışır bir tavır değil. Çatal solda, bıçak sağda gibi olmazsa olmaz kaideler arasında. Ki aksi dahi olsa açıkça söylüyorum: Ben Örtülü Bir Bayanım, Elinizi Uzatmayın.

Yüce Rabbimiz İsra sûresinin 32. âyetinde şöyle buyurmaktadır:

“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, apaçık bir çirkinliktir ve kötü bir yoldur.”

Bu âyet zinayı yasaklamanın yanı sıra zinaya yaklaştırıcı eylemleri de yasaklamaktadır.

 “Şüphesiz Allah, Âdemoğlunu zinaya eğilimli olarak yaratmıştır. Hiç şüphesiz bu eğilim onu kuşatacaktır. Gözlerin zinası bakış, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası sözdür. Eller zina eder, ellerin zinası yapışıp tutmaktır. Ayaklar da zina eder, onların zinası yürümektir. Ağız da zina eder, onun zinası da öpmektir. Nefis umar ve ister...” (Ebu Davud, Nikah 44; Buhari, İsti’zan 12.)

İslâm Bilginlerinin Bir Bölümü…

İslâm bilginlerinin bir bölümü, cinsel haz gayesi gütmeyen tokalaşmaların cinsel telezzüz amaçlı tokalaşmalar gibi haram olduğu görüşündedir.

Peygamberimiz Hz. Muhammet’le biatlaşan Ümeyme bint-i Rukeyke isimli kadın şöyle anlatıyor:

- Bir kadın topluluğu ile birlilikte biatlaşmak üzere Hz. Peygambere geldim… Elinizi uzatınız da size biat edelim, dedik. Şöyle buyurdular:

- Ben kadınlarla tek tek tokalaşarak biatlaşmıyorum. Yüz kadına söylediğim söz bir kadına söylediğim; bir kadına söylediğim söz de yüz kadına söylediğim söz gibidir.

Diğer Bir Fetvaya Bakalım, Ali Rıza Demircan Hocamız Ne Der:

Cinsel amaç gütmeyen tokalaşma temelde helâldir, abdesti de bozmaz. Fakat harama yol açabileceği için mücbir bir sebep olmadıkça sakınılmalıdır. Özellikle kadınlarımız ileri derecede kaçınıcı bir duyarlılık göstermelidir. (Neden özellikle kadınlarımız?) Ancak nefislerine güven duyan veya yaşadıkları seküler toplumda, takdir haklarını kullanarak içinde bulundukları durumu, tokalaşmayı gerektirici; koruyucu veya manevi yarar sağlayıcı bir neden olarak değerlendiren mümin kadınlar ve erkekler ise İslâm adına asla yerilmemelidir. Hiç şüphesiz huzurunda sorgulanarak niyetlerimize ve amellerimize göre yargılanacağımız otorite yalnızca Allah’tır.

Hz. Âişe annemizin, Peygamberimizin biatlaşma sırasında hiçbir kadınla tokalaşmadığını açıklayan sözleri de haramlılık delili olarak algılanamaz… Zira emredici veya yasaklayıcı bağımsız buyrukları ile pekiştirmedikçe Peygamberimizin uygulamaları bağlayıcı hükümler oluşturmaz, yalnızca geçici tercihlerini yansıtır.

Peygamberin suyu kaç nefeste içtiğine kadar taklit eden yaklaşımların yanında, böylesi mühim bir konuda bu onun özel tercihidir, bizi bağlamaz yaklaşımı ne kadar anlamlı?Namazı nasıl ve ne şekilde kılacağımızı onun sünnetinden öğrenirken, kadınlara el vermemesini neden özel tercihi sayıyor ve gayr-i müekked sünnet hükmüne istifliyoruz! Nasıl da işimize geleni alıp, gelmeyeni ulu orta terk ediyoruz. Harama yaklaştırıcı davranışlardan ve şüpheli durumlardan kaçınılması mümin olmanın şiarı değil mi?

Saygı Duymayı Öğrensinler

Bakışımızı kaçırmamızı, işveli konuşmamızı ve hatta yürüyüşümüzde ölçülü olmamızı emreden Furkan’a uyuyorsak şayet, topla gel manasında tokalaşmayı tartışmayı bile manasız bulmaktayım. Biz Müslüman’ız ve onların da bizim inancımıza saygı duyması gerekir. Çifte standartlı kâfirler, bizi de çifte kavrulacak münafıklar yapma gayretindeler… Biz İslam’a teslim olanlardanız; onların dinine, örfüne, geleneğine, ananesine uymakla mükellef değiliz.

Yaşasın Gezerken Kayboldum kitabımda, Tayland bölümünde değinmiştim. Dünya çapında saygı duyulan, Nirvana’ya erme umuduyla tüm çağdaş(!)ların koştur koştur gittikleri, günü yogo serenomineleriyle karşıladıkları, Dünya sosyetesinin gözbebeği Budistlerde de kadın erkek teması yasak. Onlara saygı duyan cenah, neden İslam’a çifte standart geliştirmekte... Onların saygısızlığına neden“siz daha iyi bilirsiniz” diyerek el veriyoruz.

Hey Gidi Hey…

Yıllar yıllar önceydi… Gericiliğimizden gocunmadığımız zamanlardı. Yobazlığımızla mutlu mesut yaşardık. Saflar böyle girift değildi. O zamanlarda bu tokalaşma seromonileri kafamı kurcalardı. Kızlı erkekli gruplar karşılaştıklarında erkekler tokalaşırken, kızları toka+yanaklardan öpmelerine hiç anlam veremezdim, hala verememekteyim. Kim koydu bu kuralları, birbirimizi yerken oluşturduğumuz muhalif kimliğimiz bu tür adetleri neden es geçmekte. Heyhat nerede o eski tavizsiz, takva yarışında olduğumuz yıllar?

Elini Veren Kolunu Kaptırır!

Göz görür ama dokunmak fiili bir eylemdir. Mukayese edilmesi bile abesken, gözlerimizi bile çevirmemiz gerekir ayetine binaen, tokalaşma ayeti yok diyerek boşluk doldurmaca oynamak komik ötesi. Hele ki bizim cenahın da karşı cenahla yarışırcasına örtülü, açık ayırmaksızın Allah ne verdiyse bayanlara el uzatması da neyin nesi! Deliye dönüyorum. Bir Müslüman bana el uzattığı zaman “Hani bacındık, ne ayaksın sen!” demek istiyorum. Konformistsiniz öyle mi! Yeterin ama her yerin kalıbına girmeyin; kalıbınızın adamı olun bir kere de. İmitasyon çağdaşlığınız üzerinizde sakil durmakta. Müslüman’sanız kurallarınızı belirleyin, safınızı seçin, çizginizin dışına çıkmamaya gayret edin. Bakın zeminler çok kaygan, hemen kayıveriyor ayaklar. Bir bakmışsınız hooppp karşı taraftasınız. “Kâfirleri dost edinmeyin.”ayetine kulak verin. Takva zırhıyla kuşanmayanlar, “Bozgunculuk yapma, uyumlu ol” oklarıyla vurulmaktalar. Çok kanlar döktük bu komplike yaşam şartlarında. İç içe geçtik ama nedense bize uyan yok, uyum uyum uyar olduk dinimizi yok sayanlara.

YAZIYA YORUM KAT

5 Yorum