1. YAZARLAR

  2. KENAN ALPAY

  3. Tetikçi ve Müfteriler Krizi
KENAN ALPAY

KENAN ALPAY

Yazarın Tüm Yazıları >

Tetikçi ve Müfteriler Krizi

17 Ocak 2017 Salı 18:43A+A-

Ülke ve toplum bölgesel düzeyde bunca sıkıntıyla uğraşırken kişisel sorunlar için yazı yazmak hakikaten ultra lüks bir tutum olarak belirginleşir. Fakat öyle gelişmeler oluyor ki ne kadar direnseniz de kendinizi cevap yazmaktan alıkoyamıyorsunuz. Aşikâr kimliğiniz ve kavgasını verdiğiniz mücadeleniz, özenle korumak için üzerine titrediğiniz değer ve semboller kara propaganda uzmanlarının hedefi haline getirilebiliyor. Psikolojik savaş unsurları tarafından sistematik iftiralarla şahsiyet ve kimliğinizi itibarsızlaştırmaya yönelik kampanyalar kamuoyunu meşgul edince bilineni tekraren ilam etmek üzerinize vacip oluyor.

Ne yazık ki medyada tetikçiler, müfteriler, kara propaganda uzmanları, kimi karanlık ve şaibeli şebekelerle iltisaklı nüfuz casusları hiç eksik olmadı. Yalan ve çarpıtmayla, iftira ve algı operasyonuyla hedef tahtasına oturttukları kişi ve çevrelerin şeref ve namusuna, izzet ve mücadelesine pislik atarak kamuoyunu alt üst etmek basit bir yanlış olmasa gerek.

Post-Kemalist Propaganda Unsurları

Bu kirli misyon ve operasyonlarla maruf Emin Çölaşan, Mustafa Balbay, Ece Temelkuran, Eren Erdem, Ceyda Karan, Ayşenur Arslan, Kerim Balcı vb. haysiyet celladı tiplerin sahadaki etkisini minimize etme hususunda epeyce bir mesafe kat ettik. Ama işimiz henüz bitmedi aksine zorlaştı ve kronikleşme emareleri göstermeye başladı. Çünkü bu kez de güya içeriden ve kendilerini “Erdoğan’ı ölümüne koruma ve kollama misyonuyla mücehhez reisçiler” olarak pazarlayan fırsatçı aktör ve şebekeler piyasaya sürüldü.

Peki, birey ve toplum için ölümcül ve öldürücü bir hastalıktan daha büyük felaketlerin semptomu olan bu musibeti nasıl yok edeceğiz? Tepeden tırnağa ahlaksızlık ve fırsatçılıkla donanmış bu müptezellerin ve şebekelerinin şerrinden, iftirasından, şantajından siyaset ve toplumu nasıl emin tutacağız? Menfaat merkezli ayrıştırıcı ve yıkıcı bu psikolojik harekâtın hiçbir ideolojik, dini veya ahlaki aidiyeti bulunmuyor. Fakat siyaset ve toplum bu yanaşma ve yaltaklanma uzmanı şebekeleri oluşturan atmosferi, iklimi ve zemini hızlıca dezenfekte etmelidir. Aksi durumda bu türden manevi mikropların taşıyıcıları hem fiziki hem de manevi manada bütün bir bünyeyi ifsad edebilir, çürütüp kokuşturabilirler.

Meseleyi bir örnek üzerinden açıklayalım. Dün sabah maalesef TGRT Haber’de TGRT Haber’in bildiğimiz kuruluş ve yayın ilkeleri Medya Kritik programını sunan Fuat Uğur ve Cem Küçük tarafından açıkça çiğnendi. Uğur ve Küçük kendilerine teslim edilen programı ve ekranı kirlettiler, kamuoyu nezdindeki itibarını taciz ettiler hatta tecavüze yeltendiler. TGRT Haber’i ve yönetimini bu rezillikten elbette ki tenzih ediyorum. Çünkü canlı yayında spontane görüntüsü verilen bu çirkinlikten kanal yönetiminin haberi olması düşünülemez. Aksi durumda defalarca bizleri ekranlarına misafir etmeleri mümkün değil.

Kısaca özetleyelim konuyu: Fuat Uğur gazete mi internet sitesi mi olduğunu dahi bilemediği www.haksozhaber.net’teki bir haberi yalapşap kritik etmeye girişiyor. Aldığı bilgilere göre çeşitli Kürt gruplarının olduğu bir gazete veya internet sitesiymiş ama bilemiyormuş. Bu durum kendisine çok şüpheli geliyormuş.  Haksöz Haber’de Diyarbakır Sur’un tahliyesi sırasında yaşanan bir olayın videosu üzerinden yapılan eleştiri beyefendi için giderilmesi mümkün olmayan sancılar doğurmuş. 

Müfterinin Biçtiği Elbise

El ile Duvar Yazısı Dil ile Taciz, Küfür, Hakaret” başlıklı haberde çocuk ve kadınların tahliyesi sırasında yapılan muamele, bunların küfür ve hakaretler eşliğinde görüntüye kaydedilip servis edilmesi kınanıp ayıplanmış. Haberde bu tip ayrıştırıcı tutumların PKK’yla mücadele olmadığı gibi Kemalist ideolojinin ürettiği kin, nefret ve düşmanlığı hortlatmaktan başkaca bir işe yaramayacağı ifade edilmiş. Siyasal liderliğin Türkiye toprakları ve toplumu için sık sık vurguladığı “Müslümanlıkla yoğrulmuştur” ifadelerine atıfla bu ahlak ve hukuk dışı davranışı yapanlar için soruşturma çağrısı yapılmış özetle.

Gelin görün ki, Fuat Uğur ve hem söz konusu haberden hem de Haksöz Haber’den hiç haberi olmayan Cem Küçük bu haberin “ya bir FETÖ operasyonu ya da PKK adına devleti suçlama hatta itibarsızlaştırma oyunu” olarak lanse etme hususunda ittifak etmişler. İş o kadar pespayece paslaşmaya dönüşüyor ki Cem Küçük “Haksöz bunu yaptıysa savcılarımızı uyaralım, Hemen Haksöz Dergisi yöneticilerini bulup atacaksın” gibi cümleler kuruyor. Sonra da ahbabına dönüp okumadığı görmediği haber ve siteyle alakalı şu soruyu soruyor: “Haksöz Haber di mi?

Zehir hafiye pozlarıyla piyasa yap, muhbirlikle milleti sindir, şantajla toplumu hizaya çekmeye kalkış ama kritik ediyorum dediğin haberi okumamış ol, haber sitesini görmemeyi sorun etme, Maşallah! Çadır tiyatrosunun perdesi Fuat Uğur’un “sürekli olarak Kürtleri taciz ediyorlar mesajı vermek istiyorlar, bu korkunç ve ahlaksızca bir şey” gibi çirkin iftiralarıyla kapanıyor. Besbelli ki izleyicilerin zihnine Haksöz Haber’i Kürtçü, PKK’ya hizmet eden, sürekli olarak FETÖ operasyonlarını yaygınlaştıran kirli-şaibeli bir çevre olarak yerleştirmek öncelikli hedef. Sonrasında savcıları göreve çağırma numarasıyla şantaj yapmak ve halka karşı sergilenen yanlışların konuşulmasını imkânsız hale getirmek de ikinci hedef. Fakat daha önemlisi bu gibi psikolojik harp elemanlarıyla akıl, ahlakı, eleştiri kültürünü sustalı maymuna çevirme stratejisinin giderek alan hâkimiyeti kazanmasıdır.

Bu tip müptezeller Yeni Türkiye’nin önünü açmaya değil kökünü kazımaya çalıştığımız Kemalist oligarşinin hastalıklarını hortlatmaya emir eri olurlar ancak. İstihbaratla ilintili pozları takınan, Reis hesabına operasyon yapıyoruz, Başkan adına kafa koparıyoruz havalarıyla kamuoyunda terör estiren bu travmatik karakterleri teşhir edip önünü almak aciliyet kesbetmektedir. Bu bir dost tavsiyesidir!

Yeni Akit

YAZIYA YORUM KAT

18 Yorum