1. HABERLER

  2. HABER

  3. HUKUK

  4. Tepkiler Sonuç Verdi! Ayşan Orakçı Serbest Bırakıldı
Tepkiler Sonuç Verdi! Ayşan Orakçı Serbest Bırakıldı

Tepkiler Sonuç Verdi! Ayşan Orakçı Serbest Bırakıldı

Dün tutuklanarak cezaevine gönderilen Kur'an-ı Kerim hocası, doğuştan engelli 4 çocuk annesi Ayşan Orakçı’nın cezası Yargıtay'ın olumlu yönde karar vermesinin ardından bozuldu ve Orakçı tahliye edildi.

22 Kasım 2017 Çarşamba 13:38A+A-

Konuyla ilgili Doğruhaber gazetesinde yer verilen haber ve demeçleri kısaltarak ilginize sunuyoruz:

Diyarbakır'da 90'lı yılların karanlık günlerini hatırlatan bir olay yaşandı. Kur'an-ı Kerim hocası, doğuştan engelli 4 çocuk annesi Ayşan Orakçı'nın evinin kapısı, özel harekat polisleri tarafından koçbaşı ile kırıldı. 28 Şubat ve FETÖ yargıçlarının camide Kur'an-ı Kerim dersi suç sayılarak tutuklanan Orakçı, cezaevine götürüldü. Polisin baskın tarzına gün boyu büyük tepki gösteren siyasetçiler, hukukçular ve kamuoyunun baskısı sonuç verdi. Hukuksuz mahkumiyet kararı, Yargıtay'ın olumlu yönde karar vermesinin ardından bozuldu ve Kur'an hocası Orakçı tahliye edildi.

Diyarbakır'da camide Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için 2004 yılında gözaltına alınan ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 3'ü kız biri erkek olmak üzere 4 çocuk annesi ve aynı zamanda engelli olan Ayşan Orakçı, evine yapılan baskında, koçbaşıyla evinin kapısı kırılarak çocuklarının gözleri önünde gözaltına alındı. Kur'an öğreticisi Ayşan Orakçı daha sonra Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine götürüldü. Bu gelişme sonrası polisin baskın tarzına gün boyu büyük tepki gösteren siyasetçiler, hukukçular ve kamuoyunun baskısı sonuç verdi. Hukuksuz mahkumiyet kararı, Yargıtay'ın olumlu yönde karar vermesinin ardından bozuldu ve Kur'an hocası Orakçı tahliye edildi.

Gazetemize açıklamalarda bulunan Ayşan Orakçı'nın Avukatı Mirhan Özbekli ve İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı Av. Mehmet Karadağ, vicdanları yaralayan bu vahim hadise karşısında yetkilileri göreve çağırdı.

“MÜVEKKİLİMİN KIZ ÇOCUKLARI YERE YATIRILDI, EVİN İÇİ DAĞITILDI”

Yapılan baskında kadın ve evdeki yetişkin kız çocukları yere yatırılarak rencide edildi. Evin içine postallarıyla giren özel harekat polislerinin, aile mahremiyetini çiğneyerek hakaretler savurdukları belirtildi. Baskın anında ve evde yapılan aramada mahalle muhtarını dahi çağırma gereği duymayan polis, hakkında tutukluma kararı verilen cami müdavimi, Kur'an hocası kadını gözaltına aldı. Sonrasında ise Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine götürdü.

Vicdanları yaralayan olaya ilişkin konuşan Ayşan Orakçı'nın avukatı Mirhan Özbekli, müvekkilinin insanlığa sığmayacak bir şekilde tutuklandığını belirterek, "Akşam saatlerinde engelli olan müvekkilimin evine onlarca özel harekat polisinin katılımıyla baskın düzenlendi. Baskında müvekkilimin evinin kapısı koçbaşıyla kırılmak suretiyle ve postallarla içeri girildi. Baskında müvekkilimin kız çocukları yere yatırıldı, evin içi dağıtıldı. Arama kararı gösterilmeden, yanlarında mahalle muhtarı bulunmadan ev darmadağın ediliyor. Hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunan bir kişinin evi neden aranır, aranıyorsa arama izni neden gösterilmiyor? Evin önüne 3 tane zırhlı araç getirip onlarca polisle baskın yapılması operasyonun organize olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Baskından sonra müvekkilim gözaltına alınarak Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine götürüldü." diye konuştu.

“EVET, SIRF CAMİDE KUR'AN DERSİ VERDİĞİNDEN DOLAYI TUTUKLANDI”

Müvekkilinin sadece İslami kimliğinden dolayı cezalandırıldığını vurgulayan Özbekli, "Müvekkilim 2004'te cami çalışmalarından dolayı, yani Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için gözaltına alınmış daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Dava sürecinin sonunda müvekkilim hakkında mahkûmiyet kararı verildi. Temyizde olan dava hakkında Yargıtay mahkûmiyet kararını onaylamış. Evet, sırf cami çalışmalarından dolayı, Kur'an dersi verdiğinden dolayı." dedi.

“VİCDANLARI YARALAYAN BÖYLE BİR HUKUKSUZLUK KABUL EDİLEMEZ”

Özbekli, "Şu anda binlerce, on binlerce hükümlü var dışarıda, ama devlet gidip almıyor. Çünkü cezaevlerinde yer yok. Bu hukuksuzluk ise bilinçli ve adeta zevk alınarak yapıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının özel talimatı ve çalışmasıyla tüm bunlar yapıldı. Ankara'daki yetkililer de bu durumdan haberdar olabilir. Bu vicdanları yaralayan olay kabul edilir gibi değildir. Kamuoyu, İslami kimliklerinden dolayı cezaevinde bulunan 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağduru mahkûmların serbest bırakılmalarını beklerken, böyle bir hukuksuzluk kabul edilemez." ifadelerini kullandı.

“BASKINDA İNSAN ONURU AYAKLAR ALTINA ALINMIŞTIR”

28 Şubat yargı kararlarının hala uygulandığına dikkat çeken İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı Av. Mehmet Karadağ ise, “Ayşan Orakçı isimli vatandaşımız 28 Şubat sürecinin getirmiş olduğu yargılama sürecinde hukuksuz ve haksız bir yargı sürecinden geçirilmiş, bunun neticesinde cezası 2004 yılında dosya açıldı ve 2008 yılında ise ceza onandı. Cezayı onayan ise FETÖ üyeleri ile ün salıp lağvedilen eski Yargıtay 9. Ceza Dairesi. Bu dosya ile alakalı kamuoyunun bilmesi gereken bazı detaylar da var, bunların da bilinmesi gerekir. Bu kararın haksız ve hukuksuz olduğu, 28 Şubat sonrasında brifingli yargı FETÖ'nün hakim ve savcılarının müdahil olduğu davlarda alınan kararlarda olduğu gibi bu dosyada da hukuksuzluk olduğu gerekçesiyle Orakçı'nın avukatları tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruldu. Başvuru sonrasında Başsavcılık durumu ciddi bularak ilgili olan 16. Ceza Dairesine dosyayı gönderdi. Şu anda dosya Yargıtay 16. Ceza Dairesinde değerlendirilmek için bekliyor. Dolayısıyla bu kararın bozulma ihtimali var. Durum böyle iken, dosyanın hukuken bozulma durumu ortada iken doğuştan engelli olan bir bayanın insan onurunu hiçe sayacak bir şekilde gözaltına alınması başta ailesi, çevresi ve kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandı.” şeklinde konuştu.

“ORANTISIZ, KABA VE KEYFİ MUAMELE KAMUOYUNU DERİNDEN YARALAMIŞTIR”

“Öncelikle insan onuru her şeyden daha değerlidir. Bütün insan hakları bildirgelerinde insan onuru korunması gereken değerler arasında en büyük değer sayılır.” Diyen Karadağ şöyle konuştu. “Baskın sırasında koçbaşı kullanılıp kapının kırılması ve aile mahremiyetinin ihlal edilmesi ile insan onuru hiçe sayılmıştır. Koçbaşı ile kapı kırılmış, sanki içerde silahlı teröristler varmış gibi muamelede bulunulmuş. Oysa bu insan bir bayan ve üstelik fiziki engeli bulunmaktadır. Böyle orantısız, kaba ve keyfi muamele kamuoyunu derinden yaralamıştır. Ayrıca çocuklarının yere yatırılıp kaba davranışlar sergilenmesinin hukukla izah edilecek tarafı yoktur. Yapılan bu kabalığı ve hukuksuzluğu düzeltmezsek ileride daha vahim tablolarla karşı karşıya kalınabileceğini düşünüyoruz. Yapılan bu keyfi uygulamanın bireysel bir hata olmasını temenni ediyoruz. Bunun bireysel ve keyfi bir uygulama olup olmadığının anlaşılması için soruşturulması gerekmektedir. Bu baskın emrini veren ve buna katılan kolluk kuvvetlerinin soruşturulup sonucun da kamuoyu ile paylaşılması gerekir. İnsan Hakları Cemiyeti olarak bu konunun takipçisi olacağız. Aile ile irtibat halindeyiz, yaşanan ve yaşanacak gelişmeleri kamuoyu ile paylaşacağız.”

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

1 Yorum