1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Tatvan’da "Özgürlük Peygamberi" Semineri Yapıldı
Tatvan’da "Özgürlük Peygamberi" Semineri Yapıldı

Tatvan’da "Özgürlük Peygamberi" Semineri Yapıldı

Tatvan Özgür Der tarafından düzenlenen Cuma seminerinde bu hafta konuşmacı olarak Muş Alpaslan Üniversitesinden Murat Kayacan vardı.

27 Mart 2015 Cuma 23:00A+A-

The Crater Hotel’de gerçekleştirilen ‘’Özgürlük Peygamberi ‘’ konulu  seminer Tatvan Özgür üyesi İbrahim Aykan‘ın okuduğu Kur’an ‘ı Kerim ve mealiyle başladı.

Seminerde Murat Kayacan, tüm peygamberlerin kavimlerini kula kulluktan alıkoymak ve sadece Allah’a kul olmaya davet etmeye çalıştığını belirterek, “Zaten gerçek özgürlük de budur. Bu bağlamda, Kur’an’da ve Rasulullah’ın sözlerinde, fiillerinde buna işaret ettiğini biliyoruz.” dedi.

Murat Kayacan, risalet öncesi tesis edilmiş olan adalet temelli Hılfu’l-Fudul (Erdemliler İttifakı) konusunda Hz. Peygamber (s)’in, “Bugün aynı kurum olsa yine orada yer alırdım.” dediğini aktardı. Hılfu’l-Fudul’un Mekke’de, ister oranın halkından olsun isterse dışarıdan gelen insanlardan olsun, bir kişinin zulme uğradığında, o mazlum kişinin yanında yerl aldığını, mazlumun hakkı zalimden alınıncaya kadar zalimin karşısında yer aldığını,başka bir ifadeyle mazluma hakkı iade edilinceye kadar mazlumla bir tek el gibi –yekvücut- olunduğunu belirtti.

Murat Kayacan, “Özgürlük mücadelesinde, nispi adalete sahip kâfirlerin açtıkları alanı değerlendirmek, çıkış yolu bulunamadığında İslam’ın hedeflerine aykırı görülmemelidir.” diyerek, buna örnek olarak 28 Şubat sürecinde Türkiye’de çıkış yolu olarak görülen Türkiye’deki başörtüsü yasağı karşısında Müslümanların çocuklarını Avrupa’ya göndermelerini ve Türkiye’deki mahkemelerin İslam karşıtı bir tutum takındığı o dönemde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yönelmelerini verdi.

Murat Kayacan,“Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstününüz en çok takva sahibi olanınızdır. Allah bilendir, (her şeyden) haberdar olandır.” (Hucurat, 49: 13). ayetini okuyarak Allahu Teala’nın insanları kavimlere ayırmasının ancak “tanışmaları” bağlamında fonksiyonel olduğunu, yoksa asla üstünlük gerekçesi kılınmaması gerektiğini belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü teşvik eden bir peygamberi vahiy bizlere tanıtıyor.” diyen Kayacan, “Dinde zorlama yoktur. Doğrulukla yanlışlık birbirinden ayrılmıştır.” (Bakara, 2: 256) ayetinin isteyenin istediği dine inanmakta özgür olduğunu gösterdiğini belirtti.

Murat Kayacan, anlayışların İslamileştirilmesi şeklinde cahiliyeden özgürleştirmeye örnek olarak da Peygamber (s)’in, “Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” şeklindeki cahiliye Arap atasözünü sözünü baâtıl ilan etmektense onu, “Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et. Onu  zulmünden alıkoy.”  ‘şekline büründürmesini örnek verdi. Bu örneğe göre, Peygamber (s) yanlış bir anlayışı ele alıyor ancak onu yok saymaktansa, ona İslami bir içerik kazandırıyordu.

Murat Kayacan, Peygamberin zihinleri özgürleştirme çabası bağlamında Kâbe ve civarındaki kentlerde mecut putları kırdırmasını örnek verdi. Bu bağlamda Hayrettin Karaman’ın bir yazısından söz eden Kayacan, “Günümüzde putların (Taliban’ın Afganistan’da yaptığı gibi) kırılmasının “yobazlık” olarak takdim edilmesinin yanlış olduğunu, artık tapanı bulunmayan putların kırılmasının Müslümanların günümüz dünyasında “tarih düşmanı” gibi algılanmasına yol açtığını düşünenler ne kadar dikkate alınıyorsa, onları kırmak gerektiğini düşünüp kıranların da yanlış yaptıklarının söylenemeyeceğini ifade etti.

Murat Kayacan, “Bizse o yerde zayıf düşürülenlere lütfetmek, onları önderler yapmak ve onları mirasçılar kılmak istiyorduk.” (Kasas, 28: 5) ayetini belirterek, Kur’an kıssalarının bir tür “özgürlük mücadelesi” olduğunu, bu kıssaları okuyan Müslümanların önceki peygamberler gibi bir gayret içine girip, toplumlarını tağutların sultasından kurtarmaya çalışmları gerektiğini ve insanların ancak böylece özgürleşebileceğini belirtti. Bu bağlamda Hz. Musa kıssasına değinen Kayacan, Hz. Peygamber (s)’in hicret ederek ve hicret etmeyi teşvik ederek mekânsal özgürlüğü teşvik ettiğini, Müslümanlara vatanın belli bir toprak parçası değil İslam’ın yaşandığı herhangi bir yer olduğunu, Müslümanlara yeryüzünün mescid kılındığını ifade ettiğini belirtti.

Murat Kayacan son olarak da Hz. Peygamber (s)’in Yahudilere de Hıristiyanlara da hukuk özgürlüğünü tanıdığını, müşrik toplumların İslam’ın tebliğini engellemedikleri sürece, Müslümanlarla barış içinde yaşayabileceklerini belirtti.

Program soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.

tatvan-20150327-01.jpg

tatvan-20150327-02.jpg

tatvan-20150327-03.jpg

HABERE YORUM KAT