1. YAZARLAR

  2. Yaser ez Zeatira

  3. Suriye’de geçiş hükümeti sonrası ne olacak?
Yaser ez Zeatira

Yaser ez Zeatira

Yazarın Tüm Yazıları >

Suriye’de geçiş hükümeti sonrası ne olacak?

26 Mart 2013 Salı 14:15A+A-

İran ve Rusya’nın SMDK tarafından geçiş hükümeti oluşturulmasını kınamaları, doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.

Zira Beşşar Esed’e destek vermeyi ve suçlarının üzerini örtmeyi sürdüren bu iki ülkeden Esed’in bedeli ne olursa olsun iktidarda kalmasına hizmet edecek karede olmaları dışında bir şey beklenmemektedir. Başbakanın kişiliği, içeriden veya dışarıdan mı olup olmadığı etrafındaki konuşmalar bir yana sonuç, SMDK’nın uzun görüşmeler sonrası bu isimde bir tür ortak görüş sağlama başarısı göstermesidir. Bu adamın seçilmesinde Şamlı ve Kürt kimliğiyle uğraşılması faydasız görülüyor. Bu adamın biyografisi, etnik ve mezhep hassasiyetlerinden uzakta bütün evlatlarının vatanı Suriye’de başarılı biri olduğunu gösteriyor. Oğlunun devrimcilerle birlikte savaştığını belirttiği zaman bunu başka bir şey için değil, devrime olan samimi aitliğini vurgulamak için yapıyordu. Her ne olursa olsun bu hükümet bir geçiş hükümetinden ibarettir. Bu devrim de insanların başarılı olmaları sonrası ülkeyi kontrol altına alacakları bir askerî darbe değil, bir özgürlük ve çoğulculuk devrimidir. Zira insanların tıpkı Libya’da yaşandığı gibi temsilcilerini özgür şekilde seçmeleri uzun sürecektir.

Bu hükümeti kutluyoruz çünkü kurulması, muhalefete Beşşar’la diyalog dayatan bazı güçlerin iradesine isyan içermektedir. Esed’le diyalog, devrimin yenildiğinin ilan edilmesi anlamına gelir. Suriye şartlarında galip ve mağlubun olmadığı bir denklemden konuşmak mümkün değildir. Zira ülkenin güvenlik ve askerî kurumlarına bir azınlık hükmediyor. Bu azınlığın başında kendi halkını öldüren bir lider bulunuyor. Geçiş hükümetinin kurulmasının önemi John Kerry’nin ifade ettiği Amerikan tutumu sonrası arttı. Kerry, Obama’nın Tel Aviv ziyareti sırasında Esed’in görevi bırakmasını istemesine rağmen muhalefetin çözüme varılması için Esed’le masaya oturmasını istedi. Bu durum başka taraflardan çok Siyonist oluşum için Suriyelilerin kanı ve devrimleri aleyhinde bir anlaşma anlamına geliyor. Belki de İran, o vakit ülkeyi muhafazakârların yönetimini devirecek bir halk devrimiyle tehdit edecek yaptırımların kaldırılması karşılığında nükleer projesinden vazgeçmeyi kabul edecektir. Aynı zaman zarfında İran’ın özellikle de Sünni Arapların harekete geçmesi sonrası Irak’taki kazanımları tehdit edilmekte ve Hizbullah’ın Lübnan’daki hegemonyası bir oranda dizginlenmektedir. Şimdi Esed’in alternatifinin açık siyasi oluşum olduğunu söylemek mümkün. Artık ülkeler bu siyasi oluşumu Arap Birliği’nde Suriye koltuğunu alması sonrası tanımaya başlayabilirler ve uluslararası tanımanın kapsamı genişletilebilir.

Konu siyasi boyutla sınırlı değil. Zira hükümet, kurtarılmış bölgelerde bazı hayati görevler de üstlenecek. Aynı zamanda rejimin devrilmesi operasyonunu başarılı kılmak için askerî operasyonları koordine edebilecek. Bu boyutun başka boyutların önüne geçmesi gerektiği şüphesiz. Zira bu hükümet en az maliyetle kritik Şam savaşını titizlikle planlamalı, rejimin kafasını karıştıracak ve düşürülmesini hızlandıracak protesto gösterilerinde bulunmaları için insanlarla temas halinde olmalı, kırsallardaki savaşçıları Şam çevresine taşımalı veya Şam’a girmelidir.

Hükümetin, ulusal güçlerin ve koalisyonun genelinin omuzlarına atılmış büyük görevler bunlar. Nihai savaşın kartlarının karılması bağlamında ve özellikle de silahlanma düzeyinin iyileştirilmesinde başarı elde edilmesi durumunda halihazırdaki hassasiyetlerin aşılması gerekmektedir. Bu da Batı’nın müsamaha göstermesi, Türkiye ve bazı Arap ülkelerinin bu kadar uzaması sonrası savaşın hızlı şekilde neticelendirilmesi gerektiğini düşünmesi gölgesinde mümkün görülüyor. Ürdün gazetesi Düstur’da (23 Mart 2013) yayımlanan makale kısaltılarak tercüme edilmiştir.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT