1. HABERLER

  2. İSLAM DÜŞÜNCESİ

  3. Şûra Bilinci ve Dinamik İrade Toplumu Olarak Ümmet
Şûra Bilinci ve Dinamik İrade Toplumu Olarak Ümmet

Şûra Bilinci ve Dinamik İrade Toplumu Olarak Ümmet

​​​​​​​Modern sistemlerle İslam arasındaki en önemli fark, İslam’ın bahşettiği bu değerlerle donanmış bireylerden oluşan ümmetin/dinamik toplumun tarihsel rolünü ilkelerin farkında/özümsemiş olarak yaşamasıdır.

16 Eylül 2018 Pazar 20:06A+A-

Bahadır Kurbanoğlu / Haksöz Haber

Kaynağından südur edip insanoğlunun inkılabi dirilişine vesilesi olduğu andan günümüze değin kavramlarımız çeşitli akibetlere maruz kalmıştır. İçi boşaltılıp kabuğuyla (lügavi ve kelami boyutlarıyla) idare edilmesi ve verili muhafazakarlaşma ile konformizmin engellerine takılması bir yana; yeniden ihya süreçlerine tabi tutulmasının önünde de ilk dönemlere ait pratiklerin örneklerinin günümüze güncellenmesi esnasında yine çeşitli siyasi, toplumsal, mezhebi ve seküler otorite türlerinin engelleriyle karşılaşmıştır.

Oysa kavramlarımızın en önemli boyutu zincirin halkaları misali birbirine kenetlenmiş olması ve bilinç düzeyimizi, ahlaki-hukuki-siyasi-bireysel-toplumsal olanı birbirinden ayırmadan oluşturmasıdır.

Belki de sorunlarımızın çözümündeki en büyük engeli, bilincin maruz kaldığı en büyük yarayı zihinsel parçalanmışlık yüzünden alıyoruz. İbadi olan, imani olan, bireysel olan, siyasi olan... diye alanları zihinlerde ayrımlaştırmışız. Ayrımlaşan alanlardan işimize geleni sorumluluk hinterlandımız olarak belirliyor ve diğerlerinden istemli-istemsiz olarak adeta kaçıyoruz. Halihazırdaki serencamımızın en önemli boyutu bu.

Şu an çok uzak ve teorikmiş gibi gelen bu mesele, aslında hayatımızın her zerresinin içinde. Nitekim ebeveyn rolüyle ailenin varlığı ve yönetimi de, toplumsal ilişkilerin sağlıklı ve birikimsel işleyişi de, devletin rengi, istibdadı, esnekliği, adaleti, yozlaşması da hep bu kavram ve ilkeler çerçevesinde belirleniyor; insan tekinden cemaatlere (ya da sivil oluşumlara) ve devlet organizasyonuna kadar.

Namazı -gereğince- ikame etme ile bu konular arasında bağ kurabilen nesiller yetiştirme zorunluluğu var. "İlm-i hal"imizin de baş maddelerine bu konuları yerleştirmekle yükümlüyüz. Çünkü halimizi gerçek anlamda resmeden husus, bunların nefislerde ve sosyo-politik kurumlardaki karşılığı.

Yazının Devamı >>>