1. YAZARLAR

  2. Hüseyin Akın

  3. Su leke yapmaz
Hüseyin Akın

Hüseyin Akın

Yazarın Tüm Yazıları >

Su leke yapmaz

24 Ağustos 2009 Pazartesi 04:06A+A-

Huylu huyundan vazgeçer mi? Evet, geçer. Ramazan ayı tam da bunun içindir. Karaktere yapışan tozları silkeler. Kalkmış kabarmış boyaları onarır.

"Can çıkar huy çıkmaz" sözü temkin gerektirir. Lokmayı yutabilecek kadarıyla ağzına almalı insan. Belki çiğner; ama sindirim sorunu yaşar.

Kanaatler de öyledir. Söz ağızda çekip uzayan bir sakız değilse de sözün nereye gittiğini iyi hesap etmek gerek. Ağzından çıkanı kulağı duymalı insanın.  Huy alışkanlıklarla şekil alır. Ne zaman ki kişi alışkanlık edindiği şeyleri içinde şımartacak biçimde müstesna bir yere yerleştirirse artık onun zebunu olur.

Ramazan ve oruç alışkanlıklarımızı terbiye eder. Hayatı yaşama alışkanlığı olmaktan çıkarır. Geri çekilmeyi öğretir. Kurulu yaşayan insanın ayarlarını değiştirir. Kişi evinin yolunu kendisi bulmalı. Dışarıdan içeriye (eve) doğru yaptığımız her yürüyüşte oruç bizi kendimizle yalnız bırakır. Ismarlama adresleri gizlice yırtar.

Ramazan telaşlarımızın önüne barikatlar yığar. Yürürken "dur bir dakika" diyerek bizi bir kenara çeken eldir. İtiyat haline getirdiklerini perestiş edenlerin huylarını kurutur.

Efendimiz "Oruç kalkandır" buyuruyor. Bu içi dışa karşı korumanın ifadesidir. Dış ne de olsa bir savaş alanıdır. Harici düşmanlar içe dair olanı ele geçirip topraklarını genişletmek ister.

Huy dediğimiz şeylerin büyük bir kısmı insana çok da uzak olmayan bir mesafeden el yordamıyla fırlatılan öteberiden ibarettir.

Öteberi hınç ve işgal duygusuyla fırlatıldığında artık ateşli bir silahtır.

Bu şımartılmış fizyolojik ihtiyaçlar olduğu gibi fizyolojik ihtiyaç haline getirtmiş davranış ve eylemler de olabilir. Örneğin söz membaını terk ettiği zaman hakikatle ilişkisi kesilir ve muhataba bir şekilde zarar verme unsuru haline gelebilir.

Kötü söz aynı zamanda kayıt dışı sözdür. Kaynağından firar etmiştir çünkü.

Tek bir amacı vardır, gözüne kestirdiği kişinin yüreğine ya da aklına girip onu ifsat etmek. "Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir. Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah insanlar için örnekler verir; umulur ki onlar öğüt alır-düşünürler. Kötü (murdar) söz ise, kötü bir ağaç gibidir. Onun kökü yerin üstünden koparılmış, kararı (yerinde durma, tutunma imkânı) kalmamıştır." (İbrahim Suresi: 24-25-26)

Eğer söz ağacınız memnu meyve vermeye başlamışsa yine bir işgalle karşı karşıyasınız demektir. Bu kalenin içten çökertilmesi gibi bir şeydir. Güvelerin elbiseleri kemirip yemesi gibi sabitesini yitirmiş bir söz de insanın özünü çürütüp hakikatle irtibatını koparır.

Oruç sözü kaynağına iade eder. Evini terk etmiş sözcükleri sokak aralarından toplayarak başkalarına zarar vermesine mani olur.

İnsana başkasından ve de kendinden gelen zararlara karşı en mukavemetli savunma biçimi oruçtur.

Modern dünya insanı hep insandan koruma üzerine bir silahlanma sistemi geliştirmiştir; çünkü ne de olsa insan insanın kurdudur.

Kurdu kurttan korumanın fazlaca bir manası da yoktur aslında. En iyisi bu kurtlar savaşını kârlı ve seyirlik bir oyuna dönüştürmek.

Kapitalist anlayış moderniteden aldığı ilhamla rekabet adını verdiği kızıştırma tekniğini kullanarak insanı insana kırdırmaya devam etmektedir. Zira doğal seleksiyon diye bir şey vardır; tabiata uyum sağlayamayanlar elenir.

İslam'ın oruçla tesis etmeye çalıştığı sistemde ise insanı kendinden ve başkasından gelecek şerlere karşı korumak esastır.

İnsan başkasından korunduğu kadar başkasını da kendinden gelecek olumsuzluklara karşı korur.

Yalan, dedikodu, gıybet, iftira, malayani gibi her türlü kötü söz karşısında dilini tuttuğu kadar karşı duruşunu sabırla ortaya koyar. Zira sabır en haysiyetli geri çekiliş biçimidir.

Sabır gösteren kişi refleksleşmiş tavırlarını bilinçle kontrol altına alma iradesi sergilediği için huy haline gelip kendisinden anlayış bekleyen davranışlara karşı hiçbir gevşeme göstermez. İpler daime elindedir. Kirletenle birlikte kirlenmek huyunu terk etmiştir. Sabırlı kişi tutum değişikliğinden kaçınmayan, kurulu düzenini, kafa konforunu bozmaktan çekinmeyen kişidir aynı zamanda.

Orucu bozan şeylerin sadece ağızdan giren şeyler olmadığının bilincindedir. Saflık, temizlik ve iyi huyla birlikte orucu bozan şeylerin birçoğunun aslında ağızdan çıkan şeyler olduğunun farkındadır.

"İsa halkı yanına çağırıp onlara, "Dinleyin ve şunu belleyin" dedi. "Ağızdan giren şey insanı kirletmez. İnsanı kirleten ağızdan çıkandır. Ağza giren her şeyin mideye indiğini, oradan da helaya atıldığını bilmiyor musunuz? Ne var ki ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur. Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, fuhuş, hırsızlık, yalan yere tanıklık ve iftira hep yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten bunlardır. Yıkanmamış ellerle yemek yemek insanı kirletmez."  (Matta 15, 10-20)

MİLLİ GAZETE

YAZIYA YORUM KAT