Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde, İstanbul başta olmak üzere üniversitelerde yaşanan sol-sosyalist saldırıları protesto etmek için öğrenciler 11 Aralık 2015 Cuma günü Cuma namazı çıkışında bir araya geldiler. Üniversiteli Müslümanlar imzasıyla toplanan öğrenciler solcu dayatmalara karşı tepkilerini dile getiren bir basın açıklaması yaptılar.

Eylemin sunumunu yapan İbrahim Buldur, üniversitelerde İslami ahlakla kuşanmış Müslümanların, hakaret olmadığı sürece hiçbir yapının çalışmalarına zorla müdahale etmediklerini, afiş yırtmak, stant dağıtmak gibi doğrudan saldırganlık, ahlaksızlık ve acizlik içeren eylemlere bulaşmadıklarını, ama Müslümanlara bir saldırı gerçekleştiği zaman da bunu asla karşılıksız bırakmayacaklarını ifade etti. Üniversitelerde Müslümanların görevinin tebliğ, ıslah, iyiliği emir ve kötülükten nehy olduğunu, ifsada ve zorbalığa karşı da her zaman dik duracaklarını belirtti.

Daha sonra basın açıklamasını okumak üzere Mikail Baran söz aldı. Özetle üniversitelerde Müslüman öğrencilerin etkinliğinin artması üzerine tedirgin olan sol-sosyalist grupların Müslüman öğrencilere saldırarak acziyetlerini ortaya koydukları, her seferinde ucuz “İŞİD’ci” bahanesine sığınarak İslam’a ve Müslümanlara saldırdıkları vurgulandı. Başta İTÜ, İÜ, ODTÜ ve Osmangazi üniversitesi olmak üzere tüm üniversitelerdeki Müslümanların yanlarında olunduğu, bu sol zorbalığa geçit verilmeyeceği belirtildi. 

Eylemde “Müslüman öğrenciler onurumuzdur”, “İslami hareket engellenemez!”, “Müslüman zulme boyun eğmez!” gibi sloganlar atıldı. Basın açıklamasının okunmasıyla eylem sona erdi.

Basın açıklamasının tam metni şu şekilde:

ÜNİVERSİTELERDEKİ İSLAMİ MÜCADELEMİZ ENGELLENEMEZ!

Müslümanların üniversitelerdeki varlığından ve her türlü çalışmalarından rahatsız olan İslam düşmanı Sol gruplar, geçtiğimiz günlerde İTÜ'de cami talebi için bir araya gelen Müslümanlara saldırdı. Ankara Üniversitesi mescidinde Kur'an okumak için bir araya gelen hanım kardeşlerimizi ''burada bizden başka gruplara izin vermeyiz'' diyerek mescitten dışarı çıkarmak suretiyle engelledi. Sol-Sosyalist gruplar geçtiğimiz Cuma günü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde mezkûr hadiseler üzerine yayınladığı bildirisinde İslam’a ve Müslümanlara hakaret etti. Son olarak Eskişehir Osman Gazi Üniversitesinde İHH’nın Nepal için yapılan yardım standındaki bayanlara fütursuzca saldırdılar.İslam’a olan tahammülsüzlüklerinin tezahürü olan bu hakaretlerini yine IŞİD’ci propagandasına sığınarak yaptılar. Bizler burada saldırıya uğrayan kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ve üniversitelerdeki İslami mücadelemizin engellenemeyeceğini beyan etmek için toplandık.

Sol-Sosyalist grupların Müslümanları IŞİD’ci diye yaftalamaları bilindiği üzere egemen güçlerin tüm dünya genelindeki Müslümanlara dönük propagandasının bir kopyasıdır. Fransa'da gerçekleşen Charlie Hebdo ve Paris saldırılarıyla birlikte Amerika'nın 11 Eylül sonrası uyguladığı politika yeniden devreye sokulmuş ve Müslümanlara, İslam'a karşı adeta bir cadı avı başlatılmıştır. İslam’ı terör kaynağı göstererek ve IŞİD propagandası kalkan olarak kullanarak İslam düşmanlığı meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Fransa'nın Mali saldırılarının; Esed'in, İran'ın, Rusya'nın ve koalisyon güçlerinin Suriye'deki saldırılarının ve Bangladeş'in Cemaat-i İslami liderlerine karşı yürüttüğü sistematik idamların kaynağı İslamofobi olarak sunulmaktadır. Ancak çok açık ki İslam'a karşı yapılan bu saldırıların kaynağı İslamofobi değil, İslam düşmanlığıdır.

Son günlerde üniversitelerde yaşanan hadiseler de bu bağlamın üniversitelere yansımasıdır. Bu noktada ifade etmeliyiz ki zikredilen hadiseler iddia edildiği gibi karşıt gruplu öğrenciler arasında çıkan kavgalar değil, Sol çetelerin İslam’a, örgütlenme özgürlüğüne ve öğrencilere yönelik saldırılarından ibarettir. Bu saldırganlık sadece son haftalarda yaşanan bir hadise olmayıp bilakis solcuların yıllardır devam eden tahammülsüzlüğünün ve İslam düşmanlığının bir tezahürüdür. Bununla birlikte Sol grupların bu tutumundaki artışın bir diğer sebebi de Müslümanların üniversitelerdeki artan çabalarıdır.

Bu durumu oldukça tedirgin ve bir o kadar da korku ile izleyen Sol-Sosyalist gruplar, İslam'a ve Müslümanlara karşı olan düşmanlıklarını açıkça gösterip saldırıya varacak hareketlerle İslami harekete engel olmaya çalışmaktadır. Her alanda kaybetmeye mahkûm Sol-Sosyalist düşüncenin müntesipleri üniversiteleri baskı ve zorbalıkla kontrolleri altına aldıklarını, alacaklarını zannediyorlarsa yanılıyorlar. Bu topraklara yabancı, halkın değerlerine düşman bir ideolojinin saldırgan savunucuları şunu artık iyi bilsinler ki; üniversiteler de Müslüman halkın ve onların çocuklarınındır. Biz hak ve adalet perspektifiyle baskı ve zorbalık gibi insanlık onuruyla bağdaşmayan yöntemleri reddederek herkesin özgür bir şekilde düşünceleri doğrultusunda çalışma yapmasını savunuyoruz. Bizler hiçbir grubun insani, ahlaki çalışmasına karşı değiliz/olamayız da. Çünkü bu konuda rabbimiz bizi açıkça uyarmaktadır. Aynı şekilde hiçbir zorbalığa da sessiz kalamayız.

Buraya gelerek bize destek olan herkesten Allah razı olsun. Konuşmamı Rabbimizin şu buyruğuyla bitiriyorum:

"Rahman'ın has kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman “selâm!” der geçerler." Furkan-63

Üniversiteli Müslümanlar