1. YAZARLAR

  2. SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

  3. Sonu Hıyanete Varan Bir Yapılanmanın Anatomisi..
SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

Yazarın Tüm Yazıları >

Sonu Hıyanete Varan Bir Yapılanmanın Anatomisi..

08 Aralık 2016 Perşembe 13:53A+A-

Çoğu kimse, ‘15 Temmuz Darbe Hıyaneti’nin, postunu Pensilvania’ya sermiş olan ve halüsinasyonlar içindeki tuhaf  hareketleri bile kerametine verilen bir mâlum kişi tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğine inanmakta zorlanıyor.

Aslında, mekanizmanın oluşturulması, hafızâlarımızı biraz yoklarsak, o kadar da  karmaşık değildi..  Sâde bir şekilde başlamış ve güçlendikçe başka güç merkezlerinin ilgisini çekmiş ve onların da çekim alanlarına düşmüştü.

İlk yapılanma herhalde bol ağlamalı, gözü yaşlı vaizlerle başlamıştı. Başkalarında bu derecede görülmeyen uçma-kaçma hikayeleriyle süslü, bazan hüngür-müngürlü,  bazan  oturduğu kürsüden ayağa fırlayarak, hop oturup hop kalkarak  yapılan hareketler normalin dışında bir tablo oluşturuyor ve bazılarını etkiliyordu.

Bu arada bazı dergiler de yayınlamaya başlamıştı.. 

Sonra,  eğitim sisteminin en büyük açmazlarından  istifadeyle açılan dershane yatırımları devreye girdi. Buralardan çıkan çocukların da genelde üniversite giriş imtihanlarında başarılı olduğu görülünce..  Aileler çocuklarının geleceği için sökün ettiler bu yerlere..

Kimse, imtihan sorularının çalınarak öğrencilere verildiği ve yüksek başarının bundan dolayı olduğunu uzuuun yıllar fark  veya itiraf edemedi.  Çünkü sistemi, açık veren herkesi yakacak şekilde kurulmuşlardı. Ve, öğrenciler başarılı oldukça bu dershaneler dolup taştı, yüzbinlerle.. Ödenen yüksek ücretlerin karşılığı ne de olsa alınıyordu..

*

Paralar geldikçe akıllı tedbirler de geliştirildi. Nitekim, dershanelere gelenler için yurtlar açılması,  paralarının kendi kurdukları bir banka aracılığıyla toplanması sağlanmış ve o çocukların aileleriyle irtibat yolları da böylece geliştirilmişti.

Sonra, Üniversitelere giren çocukların yönlendirilmesi ve daha çok da hukuk fakültelerine kayıtlarının yapılması  dikkat çekmemişti.. Yargı böyle sessizce ele geçirilecekti. Ve sonra askerî okullara da çengel atıldı.

Futbol karşılaşmalarının yayın hakkı bile yüzmilyonlar verilerek, birkaç sene boyunca hep kendilerine aid  bankaca satın alınmıştı.

*

Bu arada,  Yazarlar ve Gazeteciler Vakfı diye devreye giren bir kuruluş, kendilerine en uzak tiplere bile uyduruk  vesilelerle ödüller vermeye başladı.  Aband Toplantıları gözalıcı şekilde tertib edilmeye başlandı..  ‘Hoşgörü ve Dinlerarası Dialog lafları’  çoğunu gaafil avladı.. Üstelik laik çevrelerin hassasiyetleri de tahrik edilmemeye de çalışılıyor, Erbakan’a hassasiyet gösteren mâlum çevrelerin sırtı sıvazlanıyordu.

Ayrıca, terörle mücadelede asker kayıpları olduğunda, o cemaatin başındaki  kişi, Genelkurmay Başkanları’na hitaben öyle başsağlığı mesajları yayınlıyordu ki...

*

Artık kendisine bağlı gazete, dergi , radyo ve televizyonlarda adı sadece  ‘Muhterem Hoca Efendi’  olarak yazılıyordu.. 

Bir ünlü ilahiyatçı -yazar  Prof., onun adına, ‘Hocaefendi Fıkhı’  isimli bir kitap hazırlamıştı.  Halbuki, bu kişi, o zat ile tanışmıyordu bile..  Ama, hanımı vefat edince, o zat, bu kişiye hitaben,  gazetesinde yarım sahifelik bir  başşağlığı mesajı yayınlamış ve o kişi de böylece o oltaya takılmıştı.

*

Amerika’da tedavi edilirken, bir kuruluş kendisine,  bir ödül verdi. Aynı kuruluş, Papa ile mülâkatı sağlandı.

Papa’dan sonra  Patrik de kendisiyle görüşmek isteyince hemen, -F.F’nin yakın çevresinden ve Zaman’ın sahibi olarak gözüken Alaeddin Kaya’nın bizzat yaptığı açıklamaya göre-, MGK. Genel Sekreteri Org. İlhami Kılıç’a bilgi verildi. Kaya, Patrik’in, Heybeli  Ruhban Okulu’nun açılması için yardım istemesi halinde, ‘Hoca Efendisi’nin de Patrik’ten,  Selanik’te bir Atatürk  Enstitüsü açılmasına  yardımcı olması  teklifini götürmeyi düşündüğünü’  bildirmiş ve General’i hayran bırakmıştı.

*

Sonra kocaman kocaman adamlar, bu zatın işaret ettiği ‘salih zât’ın, Mehdi’nin  zuhûrunun yakın olduğu düşüncesiyle ona daha bir yaklaştılar.

İslamî konulara yabancı kalmış, reçeli kavanozun dışından yalamış kimseler  onun girdabındaydılar artık..

(Bu konuya Cumartesi günkü yazıda da değinelim, inşaallah..)

*

Star

YAZIYA YORUM KAT

3 Yorum