1. YAZARLAR

  2. Sibel Eraslan

  3. “Son mumya” Müzeye kalkarken...
Sibel Eraslan

Sibel Eraslan

Yazarın Tüm Yazıları >

“Son mumya” Müzeye kalkarken...

03 Şubat 2011 Perşembe 00:37A+A-

Tahrir Meydanı, Mısır’ın atan kalbi haline dönüştü...

Gerçi meşhur aktör Ömer Şerif gibi, Meydana bakan konforlu balkonundan, feryat eden halka ve kızgınlıklarına bir türlü anlam veremeyerek, hüzünle konuşanlar da var... Bizim endişeli modernler ile liberal öğretmenler de benzeri bir tedirginlik içinde, Mısır’da olanları zulmün karşısında mazlumların infilak edişi olarak okumaktan çok, acaba İslamcılar mı geçecek iş başına şeklinde bir telaşa düşmüş haldeler... Yani şöyle mi demek istiyorlar: İslami hassasiyetleri olanlar idare edecekse Mısır’ı, bırakalım da diktatör sömürmeye devam etsin...

Bu mantıkla baktığınızda terk-i miras etmiş Osmanlı hinterlandına... Kuzey Afrika, Ortadoğu hatta Asya’ya kadar... Ne kadar halkı Müslüman ülke varsa, hemen her biri de cunta, darbe, zulüm ve baskı ile iş gören yöneticilere tevdi edilmiş, dış güdümlü muktedirlerce idare ediliyor. Misal; Pakistan ve Hindistan’ın durumu... Aynı yıl kurulmuş, dibdibe coğrafya ve ortak birikimi ihtiva eden bu iki komşu ülkede, Pakistan söz konusu olduğunda, iç huzursuzluk, isyanlar ve ardı arkası kesilmeyen cuntalar iş başındayken... Hindistan’da askeri darbe, cunta, diktatör gibi bir şeye şahit olduk mu bugüne kadar? Veya Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Krallıklara, Şahlıklara, tek adamcı diktatoryal yapılara bakın... Batı’nın, hangisiyle bir problemi oldu bugüne kadar? Osmanlı sonrası bölgeye çizilen yapay sınırlara bekçilik görevi, hep belli manzara üzerinden tevdi edildi. Yerli bir diktatör, Osmanlı sonrasını bugüne kadar idame ettirmeye çalıştı. Askeri darbeler ve cuntalar akabinde başa geçen diktatörler, eski sömürge valilerinin yaptığı işleri ifa ederek geldiler bugüne kadar... Bir farkla ki; eskiden aynı eli sopalı gütme işini İtalyanlar, Fransızlar, İngilizler yapardı... Lakin yüz yıldır bu işi, yerli işbirlikçi cuntalar görmekteydi... Nasır, Sedat ve sonrasında 82’lik Mübarek de Mısır’ın cuntasıydı... Ne oldu? Mısır halkı tüm bu kan emici cuntalara; “Yeter Artık” diyor. Mesele budur işte... Yoksa bırakın İslamcılar mı gelecek, sosyalistler mi gelecek... Buna Mısır halkı karar versin... Ama ona da hayır! Dünyanın ekseninden sorumlu aydınlar, ellerinin altında hep bir Mübarek, hep bir Abbas, hep bir Karzai olsun istiyor...

Az sayıdaki seçkinleştirilmiş zengin ailesi Mısır’ın, ülkeyi çoktan terk ettiler. 19 uçak dolusu rejim zengini, batan gemiyi her seferinde ilk önce terk edecek fareler misali Mısır’a “adyömersi” ettiler. Zaten servetlerini, günün birinde başlarına gelecekleri bal gibi bildiklerinden olsa gerek; Avrupa’nın mutena kasalarında biriktirmekteydiler. Soluğu, kirli banka hesaplarının yanında aldılar... Niçin kirli? Çünkü o servet, uzun yıllardır nerdeyse yüzyıldır, Mısırlı halkın iliğinden kemiğinden emilen kan ve can üzerinden inşa etmişti kendini... Mübarek’e ait olan ve tam bir çılgınlık eseri “2. Nil Projesi” (TOSHKA) bunun en önemli kavşaklarından birisi misal. Geçmiş bin yılların firavunlarına özenen Mısır devrik lideri, bu devasa yükü Mısırlıların sırtına yüklerken, aynı Mısırlıları, bir dilim ekmeğe muhtaç yoksullar haline getirdiğini bilmiyor muydu? Niçin binlerce yıldır tekerrür eden bu hidrolik despotizm, hep aynı alfabe üzerinden kuruyor iktidarını? Niçin Mısır’ın göklere yükselen piramitleri, tanrılaşmış despotları ve kanı içilen kırbaç altındaki kadim halk hikayesi bir türlü değişmek bilmiyor?

Mısır’da eksen mi kayıyor?

Mısırlılar, mumyalarını ait oldukları yere, yani tarih müzesine yolluyor... Olan budur Mısır’da...

Türkiye’de farklı mı seyrettiğimiz serüven? Bizdeki cuntaların, Mısır’daki hortlak mumyalardan ne farkı var?

NOT: Yarın, Cuma Namazını müteakiben Beyazıt Meydanı’nda “Mısır Halkı İle Dayanışma Mitingi” yapılacaktır. Sivil toplum örgütleri, aydın ve sanatçıların da katılacağı mitinge tüm okurlarımızı davet ediyoruz...

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT