1. YAZARLAR

  2. Vedat Bilgin

  3. Sol bir şeyi tartışıyor mu?
Vedat Bilgin

Vedat Bilgin

Yazarın Tüm Yazıları >

Sol bir şeyi tartışıyor mu?

02 Eylül 2013 Pazartesi 14:52A+A-

Zaman zaman televizyon programlarında veya gazete sayfalarında "sol tartışıyor" başlığı altında yapılan konuşmaları, yayınlanan yazıları dikkatle takip etmeye çalışıyorum. Ortaya bir şey çıkıyor mu derseniz, tam anlamıyla ümitsiz bir tablonun çıktığını söylemek durumundayım.

O ünlü örgüt liderleri, parti başkanları ortaya çıkıp, kendilerine yöneltilen sorularla ilgili, öyle değerlendirmeler yapıyorlar ki, ülke adına üzülmemek elde değil. Neden mi üzüleceğiz? Her şeyden önce dün binlerce genci örgütleyip (12 Eylül öncesi çatışmaları hatırlayalım),ölmeye, öldürmeye gönderdikleri unutulmadı. Dünün örgüt şeflerinin, bugün söyledikleri, tam bir fikrî sefaleti yansıtıyor. Zaten dünkü fikirlerinin iflas ettiği, savundukları "sosyalizmler" çöktüğünde, geriye Sovyetler Birliği'nden Arnavutluk'a kadar bir enkaz tablosu kaldığında, görülmemiş miydi?

Solcuyum demekle solcu olunur mu?

Bu durum karşısında bile, Türkiye solu diye bilinen irili ufaklı çeşitli fraksiyon, parti ve cemaatlerin neredeyse tamamına yakınının, ülkenin gençlerinin kırdırılmasında, bir kısmının hapishaneye, bir kısmının mezarlığa gönderilmesindeki sorumluluklarını üstlenip, bir özeleştiri yapmamış olmaları, zaten bu kadrolar hakkında bir fikir oluşturmak için yeterli değil midir? Bırakınız böyle bir ahlaki tavır takınmayı, aralarında bu enkazı, bu rezaleti bile, sosyalizm adına savunanlar çıkmamış mıdır?

Şimdi bu solcu takımının bazıları "Kürt sorunu" üzerinden, bir kısmı yeniden "işçi sınıfı" adına, bazıları da "feminizm"den "LGBT"ye kadar çeşitli unsurlar üzerinden yeniden solcu kimlikleriyle sahnede yer almıyorlar mı, bayılıyorum! Son zamanlarda tartışmalara Suriye, Mısır başta olmak üzere dış politika üzerinden katılmaları, yeniden o eski "emperyalizm" kavramının, sihirli bir anahtar gibi, her kapıyı açacak şekilde, elbette ki belirsiz bir biçimde, kullanılmasına vesile oldu.

Bunlara dünyanın değiştiğini, küresel süreçte emperyalizmin eski teoriler içinden anlaşılmasının mümkün olmadığını, emek-sermaye ilişkilerinin kapitalizmin erken veya olgunluk dönemiylesınırlı (orada bile oldukça sorunları olan) bir kavramsal çerçeve içinden anlaşılamayacağını, anlatmak oldukça zordur. Özgür insanın yaratılmasında demokrasinin, insan haklarının, toplum ve insan emeği arasındaki yeni ilişkilerinin rolünün kavranamaması, onları geri bir "etnik algı"yasapmaya ve buradan da "Kürt sorunu" söylemine tutunma çabasına itmiştir. Bu zihniyetin hâlâ kendisini sol diye takdim etmesi de, sol zannedilmesi de problemli değil de nedir?

Problem nerede?

Sanırım sorun tam da bu noktada düğümlenmektedir. Türkiye'de Batı'da olduğu gibi, sol-sağ farklılaşması yaşanmamıştır ve burada üzerinde durulamayacak uzun bir hikayesi vardır, fakat burada belirtilmesi gereken husus, solun bu ülkenin egemen unsurlarının içinden çıkmış olmasıdır.

Geleneksel burjuvazi, Osmanlı toplumunda hem maddi üretimi hem manevi toplumsal üretimi gerçekleştiren zümrelerden meydana gelir. Bunlardan bir kısmı, burjuvaziye siyasi ve askeri yoldan katılmış, hakim olmuş bürokratik kadrolardan oluşur. İmparatorluğun son döneminden bugüne kadar, bunların sosyalizan fikirlerine meyletmiş çocuklarının solcu diye tanımlanması, ciddi bir sorundur. Geleneksel burjuvazinin, diğer unsurlarının ise, sivil bir anlayışa açıldığı, bunun da Türkiye'de sağ diye bilinen, siyasi ve fikrî akımlara yöneldiği ayrı bir konudur.
Neden Türkiye'de ciddi bir meseleyi sol açıdan tartışacak sol siyasetçiler, fikir adamları yoktur, sorusunu bu bağlam içerisinde anlayabiliriz.

Bugün

YAZIYA YORUM KAT