1. YAZARLAR

  2. Mahmut Akpınar

  3. Seküler ve protest bir Kürt nesli geliyor
Mahmut Akpınar

Mahmut Akpınar

Yazarın Tüm Yazıları >

Seküler ve protest bir Kürt nesli geliyor

23 Nisan 2011 Cumartesi 00:01A+A-

YSK, ilk kararıyla BDP'yi mağdur durumuna düşürerek, güçlendirdi. İkinci kararında ise, "zor kullanılarak devletin hizaya getirilebileceği" kanaatini pekiştirdi.

YSK kararının, kime karşı ve hangi niyetle verilmiş bir karar olduğu ayrı bir tartışma konusu. Mesele kamuoyunda yeterince tartışılıyor. Biz YSK kararı sonrası ortaya çıkan, sokakların ateşe verildiği, cam çerçevenin indirildiği, şehirlerin tahrip edildiği tabloya dikkati çekmek, bunun nedenlerine inmek istiyoruz.

YSK kararı ve sonrası çıkan olaylar derin bir projenin tezahürü olabilir; birileri toplumu mobilize etmek, seçim öncesi gerginlikler çıkarmak ve Türkiye'yi kendi hesabına "terbiye etmek" istiyor olabilir. Ancak ülkeyi katıp karıştıran, sokakları işgal eden, ülke gündemini teslim alan olayların bir de sosyolojik tarafı var; örgütün ve yan kuruluşlarının uzun süren yoğun çabaları yeni bir Kürt neslini ortaya çıkardı.

Feodal yapının yıkılması ve Marksist örgütün yozlaştırmasıyla dünün dindar, geleneksel değerlere bağlı Kürtlerinin yerini; kural ve sınır tanımaz; devlet düşmanı yeni nesil Kürtler alıyor. Gençler hızla hoyratlaşıyor; sosyal doku vahşice çözülüyor. Ahlak-din-namus anlayışı ciddi bir erozyona maruz. Örgütün de etkisiyle bölgede büyük bir sosyal değişim yaşanıyor. Din istismarı da yapan, alternatif cumalar tertip eden örgüt; dinî ve aklakî değerlere düşman seküler bir nesil inşa ediyor. Halkların kardeşliğinden bahsediyor; ama bölgeyi homojenleştirme, tek-sesli hale getirme çabasında. Kürt gençlerine bilimsel verilerden uzak, tarihî vakalar zorlanarak "şanlı bir Kürt tarihî" yazılıyor. İnternette ve yayın organlarında hızla artan bu tür yayınlar, bize Cumhuriyet'in ilk yıllarında yaşanan hamasi ve mübalağalı Türk ulusçuluğunu hatırlatıyor. Örgüt, gençlere naylon bir ulus bilinci enjekte ediyor. Tepkisel ve protest bir nesil yetişiyor. Bu neslin önemsediği tek şey Kürtlük! Her mağduriyeti getirip Kürtlüğe bağlama eğilimindeler. Eşitlik-kardeşlik, özgürlükler, haklar vs. gibi retoriklerinde bile ağır Kürtçü söylem içindeler. Üstelik bu Kürtçülük, İslam medeniyetinden kopuk, aklakî değerlerden uzak, Marksist bir yaklaşıma sahip.

İstanbul'dan Hakkâri'ye, Diyarbakır'a kadar önüne ne gelirse yakıp yıkan, bankaları kundaklayan, otobüsleri ateşe veren, insan hayatını, özel mülkiyeti, halkın huzurunu hiçe sayan bu anarşist ruhlar, örgütün sivil-siyasal görünümlü faaliyetlerinin mahsulü. PKK-KCK Kürt gençlerini hızla eviriyor; seküler, şoven bir nesil haline getiriyor.

Asıl tehlike dağdaki silahlı gruplar değil artık. Onların misyonu şehirlerdeki faaliyetlere koruma sağlamak. Tehlike, KCK-BDP'nin ürettiği ve bütün bölgeye-ülkeye yaydığı protest, yıkıcı gençlik. Bu nesil, örgütün faaliyetleri yanında, ayrılıkçılık virüsü bulaşmış öğretmenlerin eğitim verdiği bölgedeki okullar tarafından üretiliyor. "Hak arama" adı altında yürütülen, mağduriyet söylemlerinden beslenen Kürtçü akım, gençleri esir alıyor. Gençler, biraz macera duygusuyla, biraz şovenizmin verdiği hazla kendilerini ayrılıkçı, tahripkâr eylemlerin içinde buluyorlar. BDP'li yöneticilerin kullandığı pervasız ve tehditkâr dil, devlete meydan okuyan sözler Kürt gençleri motive ediyor. Aynı söylemler batıdaki gençleri ise tahrik ediyor. Toplum iradi, planlı bir şekilde kutuplaştırılıyor.

Örgüt ve siyasal Kürt hareketi bir "egemenlik alanı" oluşturma ve bölgeye hâkim olma derdinde. Hissiyatı kabartılmış Kürt gençlerini bir silah gibi kullanarak, Kürtler dâhil makul, sağduyulu insanları yıldırıyor; kendisine teslim olmaya veya bölgeyi terke zorluyor. Güneydoğu'da varlık gösteren diğer bütün unsurları tehdit olarak görüyor; alandan silmeye çalışıyor. Sivil-gönüllü eğitim çalışmalarını, cemaat faaliyetlerini "Kürtçü bir nesil inşa etme" projesine engel kabul ediyor ve düşman ilan ediyor. Bu nedenle bölge insanına (eğitim-sağlık-yardım) hizmet götüren kesimlere tehditlerde ve saldırılarda bulunuyor.

Son olaylar gösterdi ki birileri toplumun sinir uçları ile oynuyor. Bazı yaraları kaşıyarak insanları tahrik etmenin, ülkeyi kaosa-kargaşaya sürüklemenin yollarını deniyor. Güneydoğu insanı hâlâ büyük çoğunlukla vakarını, saygısını, kardeşlik duygusunu, muhafazakârlığını koruyor; ama özellikle genç nesiller hızla vandal bir Kürtçülüğe kayıyorlar. Örgüt ve arkasındaki güçler ülkede protest, seküler, ahlak ve değer yargılarından kopuk yeni bir Kürt gençliği oluşturuyor. Bölgeyi hızla dönüştürüyor ve Türkiye'den, Türk toplumundan koparıyorlar. Üretilen gençlik, kaos projelerinin en önemli malzemesi olacağa benziyor. Örgütün yetiştirdiği ve sokaklara saldığı bu nesil, her şeyi tahrip eden bir sel haline gelebilir. Barışı, kültürel, dinî, aklakî değerleri yıkma potansiyelindeki bu nesle tedbir alınmalı; önüne barajlar yapılmalı. Yoksa Kürtlere de, Türkiye'ye de çok zarar verebilirler.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT