1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Resmî İdeolojilere Göre Düşünmek...
Resmî İdeolojilere Göre Düşünmek...

Resmî İdeolojilere Göre Düşünmek...

Eğer M. Kemal'in Samsun'a gönderilişi bir 'çıkış' idiyse; yine Sultan Vahiduddin tarafından bölgeyi gönderilen Karabekir'in ki de aynı şekilde bir 'çıkış' idi ve bir ay önceliği vardı..

22 Mayıs 2012 Salı 19:50A+A-

Selahaddin E. Çakırgil; Kemalizmin 19 Mayıs 1919 efsanesini yorumluyor:

Resmî ideolojilere göre düşünmekten kurtulabilmek..

2000 yıl öncelerdeki  Antik Yunan'da çok tanrılılık döneminden kalma, 'Şarab tanrısı Dionisos' şerefine tertiblenen Bağbozumu Şenliklerini hatırlatan ve oradan ilhamla hazırlandığı iddiası reddi  kolayca mümkün olmayacak şekilde ciddî olarak dile getirilen ve bu yıl biraz farklı uygulamalara sahne olan 19 Mayıs törenleri geride kaldı..

Siyaset bilimci Hikmet Özdemir, 19 Mayıs günü,  TRT ekranlarından birinde, 19 Mayıs kutlamasının ilk kez 1937'de tertiblendiğini; yani, M. Kemal Paşa'nın Sultan Vahiduddin tarafından, Samsun'a gönderildiği Mayıs-1919'dan18 sene sonra hatırlanıp düzenlendiğini söyledi..

Ki, şimdilerde, Kâzım Karabekir Paşa'nın da, -daha sonraları Kurtuluş Savaşı, İstiklal Savaşı, Millî Mücadele gibi yaldızlamalarla farklı şekilde sunulan- Anadolu'daki direniş hareketlerini tertibleyenin asıl kendisi olduğunu söylediği belirtiliyor; '19 Nisan 1919'da Trabzon'a çıktım..'  cümlesi manşetlere çekilerek.. Eğer M. Kemal'in Samsun'a gönderilişi bir 'çıkış' idiyse; yine Sultan Vahiduddin tarafından bölgeyi gönderilen Karabekir'in ki de aynı şekilde bir 'çıkış' idi ve bir ay önceliği vardı..

Ama, aynı mantıkla, Ali Fuad (Cebesoy) Paşa da, -daha sonra M. Kemal önünde eğilmeseydi- belki, kendisinin de Karabekir'den bir-iki ay kadar önce Karadeniz sahillerine çıktığını söyleyebilirdi..

Ne var ki, resmî tarihleri, içte veya dışta zafer kazananlar, galib ve üstün gelen olarak gözükenler yazdırırlar..

*

Bu satırların yazarı da, ilk 19 Mayıs törenlerinin 1936'da başladığını, dönemin Gestapo Şefi  konumlu ünlü Dahiliye Vekili (İçişleri Bakanı) Şükrü Kaya'nın, Şef'ini memnun etmek için, bir anda  ihdas ettiğini yazmıştı.. Çünkü, M. Kemal, ünlü sofrasında kadrosuyla birlikte demlenirken, 'Çocuklar,. Bilin bakalım yarın nedir?' diye sormuş ve kimse cevabını veremeyince, 'Yarın benim Samsun'da karaya çıktığım günün yıldönümüdür..' demiş ve bunun üzerine, Şükrü Kaya, hemen o gece, Valiliklere telgraflarla emirler göndererek, o gün için derhal kutlama törenleri yapılmasını emretmişti.. H. Özdemir ise, bu kutlamayla ilgili o ilk günlerin beyanlarını daha başka kaynaklara dayandırıyordu.. Ama, konunun özü aynı idi..)

Evet, aradan 17-18 sene sonra hatırlanan birgün..

Çünkü, yeni resmî tarih için, yeni kalkış noktalarının uydurulması, yüceltilmesi gerekiyordu..

Ve o uyduruk tarihî iddialar, heryıl daha bir artan bir sublimasyonla, kutsama ve yüceltme temellerine oturtulmaya çalışıldı..

Bu uygulama, onyıllarca geliştirilerek sürdürülmüş ve hele de 12 Eylûl 1980 Askerî Darbesi'nden sonra ise, M. Kemal'in 100. doğum yıldönümü de bahane edilerek,  o dönemin sınır tanımaz kemalistlerinden General Kenan Evren liderliğindeki TSK komuta kadrolarınca, daha bir kutsanmış ve 'Atatürk'ü Anma ve Gençlik Bayramı' haline dönüştürülmüştü..

O resmî -laik bayramlar, ülke çapındaki bütün stadyumları et pazarına dönüştüren ne dehşetli görüntülere sahne olmuştu..  Ki, bir kısım sokak insanları arasında ise, o kutlamalara verilen ismin 'baldır-b...k bayramı' olduğunu ise, utanarak tekrarlamalıyım.. Daha acı olanı ise, kendi kızlarının, kendi kızkardeşlerinin o gösterilere katılmaması için çareler arayan niceleri, başkalarının o mekanlara zorla veya sonra artık kanıksanan bir alışkanlıkla sürüklenen körpecik ve yarı üryan vaziyete getirilmiş yavrularını seyretmek için o stadyumlara koşuşuyordu..

*

İşbu utanç sahnelerine ilk kez bu yıl, küçücük bir neşter dokundurulur gibi oldu.. Bu gösteriler, stadyumlardan okul bahçelerine çekildi..

Bu küçücük sınırlamalar üzerine bile, kemalist-laik çevreler adetâ çıldırdı.. İyice 'kokona'laşmış  sosyetik-laik kadınların, kendi türlerinin son temsilcilerinden olmanın dehşetine kapılmışçasına,  '...filana saygı  duruşu isteriz..' diye histeri krizlerine sürüklendikleri görüldü.. 

Yazının Devamı İçin Tıklayınız… 

 

HABERE YORUM KAT