1. HABERLER

  2. HABER

  3. Resim Yerel Gazeteden, Kurgu Kartelden!
Resim Yerel Gazeteden, Kurgu Kartelden!

Resim Yerel Gazeteden, Kurgu Kartelden!

Sivas olaylarında dönüm noktası hiç şüphesiz merhum Cafer Erçakmak’ın itfaiye aracı üzerinde çekilen o fotoğrafıydı.

12 Mart 2012 Pazartesi 02:48A+A-

Sivas olaylarında dönüm noktası hiç şüphesiz merhum Cafer Erçakmak’ın itfaiye aracı üzerinde çekilen o fotoğrafıydı. Kamuoyu Sivas'ta olan biteni anlamlandırmaya çalışırken, 28 Şubat’ta da başı çeken Hürriyet ve Milliyet adeta aynı yayın kurulu toplantısında çizilmiş bir 1. sayfayla okuyucunun karşına çıkıyordu. 4 Temmuz Pazar günü iki gazete de, itfaiye aracından indirilen Aziz Nesin ve hemen yanında bulunan sakallı, gözlüklü, heyecan içindeki kişiye ait o meşhur fotoğrafı yayınlamıştı. İki gazete de o kişin Refah Partisi Belediye Başkanı Temel Karamollaoglu olduğunu ve mazlumlar mazlumu (!) Aziz Nesin’i dövdüğünü ve hatta bununla da kalmayıp “Yakın, yıkın” dediğini iddia etmişti.

KARAMOLLAOĞLU OLMADI, ERÇAKMAK OLSUN BARİ

Oysa bir gün sonra iki gazete de utanmazlıkta sınır tanımadıklarını ortaya koyup hiçbir şey olmamış gibi o resimdeki kişinin Refah Partili Belediye Başkanı Karamollaoğlu olmadığını itiraf ediyor, ancak Refahlı Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak olduğunu yazıyordu. Hürriyet’in 5 Temmuz 1993 tarihli manşetinde “İşte baş tahrikçi- Sivas’ta baş tahrikçinin RP’li Meclis Üyesi Cafer Erçakmak olduğu anlaşıldı. Gözü dönmüş tahrikçi, son anda kurtarılan Aziz Nesin’i yumrukladı ve kaçmasını önlemek istedi” haberi yer alıyordu. Uzun süre tartışılan, yürütülen yargısız infazla cani, katil gibi gösterilen merhum Cafer Erçakmak’ın daha fazla dayanamayıp yurtdışına çıkmasına neden olan o fotoğrafla ilgili gerçeklere Akit ulaştı. Sivas mazlumlarından, yok yere 5 yıl hapis yatan Ahmet Koçkaya o fotoğrafta yer alan bilgilerin kurgu olduğunu, bu gerçeği bizzat fotoğrafı çeken kişinden duyduklarını söylüyor. Koçkaya, fotoğrafın Hürdoğan isimli yerel gazetenin muhabiri Sirer Doğan tarafından çekildiğini, muhabirin o dönem birçok ulusal gazetenin Sivas temsilciliğini yaptığını söyledi. Hürriyet’e resim satarak geçimini sağlayan Doğan’ın daha sonra Erçakmak’ın ailesinden defalarca helallik istediğini belirten Ahmet Koçkaya, “Hepsi yalan, hem de onlarca insanın hayatına mal olan, Müslümanlara kara leke çalınmasına neden olan koca bir yalan. O fotoğraf Hürriyet muhabiri tarafından değil, o dönem burada yayın yapan Hürdoğan isimli yerel gazetenin muhabiri Sirer Doğan tarafından çekiliyor. Daha sonrası malum, Doğan’la irtibata geçen Hürriyet, elinde resim olup olmadığını soruyor ve yerel gazeteci, çektiği resimlerden iki tanesini Hürriyet’e yolluyor” dedi.

ERÇAKMAK AİLESİNDEN HELALLİK İSTEMİŞ

Gazetede peş peşe yayınlanan haberleri gördüklerinde şok olduklarını kaydeden Koçkaya, kendisinin gözünün önünde cereyan eden olayların ancak bu kadar saptırılabileceğini söyledi. “Tüm gün birlikte olay yerinde olduğumuz bir kişi hakkında böyle bir şey söylemek çok çirkin. Merhum Cafer Erçakmak’ın ‘Yapmayın etmeyin, bu vesile ile Müslümanlara saldıracaklar’ diye çırpınışları halen gözümün önünde. Böyle bir adamı Sivas canisi olarak tanıtmak iğrençlikten, alçaklıktan, şerefsizlikten başka bir şey değildi” şeklinde konuşan Koçkaya, resmi çekip gazeteye gönderen Sirer Doğan’la ilgili olarak da şunları söyledi: “Sirer de çok üzülmüş, gazetecilik refleksi ile çektiği resimler üzerinden böyle bir oyun oynanacağını düşünmemiş. Rahmetli Erçakmak’ın ailesiyle de irtibata geçip helallik istemiş. Doğan’ın anlattığına göre o resimleri gönderirken hiçbir not yazmamış, gazetenin İstanbul’daki merkezinde kurgu yapılmış. Fotoğrafa bakıp ‘Bu Müslümanlar yapsa yapsa bunu yapar’ diye resmin altını doldurmuşlar. Önce Temel Bey’i hedef almışlar, daha sonra Cafer Erçakmak’ı. O dönem maalesef Müslüman medya etkisizdi. Açıkçası biz de konuşmaya korkuyorduk. Susmak kabullenmektir fakat bu durumu idrak edecek kabiliyette değildik. Maalesef sustuk, sesimizi çıkarmadık ve yalan, iftira gerçekmiş gibi yayınlandı.”

BİZ AKLISELİM OLANI SEÇTİK ENGEL OLMAK İSTEDİK

Kendisinin de 5 yıl 8 ay hapis yattığını söyleyen Koçkaya, bizzat olaylara şahit olduğunu, Müslümanların kışkırtılmasına engel olmak için Karamollaoğlu ile birlikte çalıştıklarını söyledi. Koçkaya “Olaylara her açıdan hakimim, her aşamasını engellemek için çırpındım. Bir tarafta bir ateist, Peygamberimize ve müminlerin anasına küfrediyor, diğer taraftan belli bir güç onlar üzerinden Müslümanlara zarar vermeye çalışıyor. Ne yapacaksınız? Biz aklı selim olanı seçtik, bir ateist yüzünden tüm Müslümanların ateşe atılmasına engel olmak için çırpındık, fakat olmadı. Çok organize bir planla, devlet eliyle, asker katkısıyla, olaylar bu duruma getirildi” şeklinde konuştu..

AZICIK AHLAKLI OLSALAR MERHUM ERÇAKMAK’A ÖDÜL VERİRLER

“Şunu tekrar edeyim; hiç aklımdan çıkmaz, Temel Karamollaoğlu ile rahmetli Cafer Erçakmak’ın çırpınışları. Valiliği taşlıyorlar, Temel Bey çıktı ‘Beni seviyorsanız, Allah aşkına dağılın, yapmayın. Yasal olmayan bir eylem bu oyuna gelmeyin’ diyordu. Allah gani gani rahmet eylesin, bu dünyada çektiği sıkıntıyla, o iftiranın yüküne nasıl dayandı bilmem ama; Cafer Erçakmak gerçek bir mazlumdur. Kanal kanal gezip ‘Katiller’ diye haykıran gözü dönmüşler azıcık ahlaklı olsaydı, Erçakmak’a barış ödülü verirdi. Sivas’ın Cafer Emmi’si gözümüzün önünde kol kanat germiş, otelin taşlanmasına engel olmaya çalışıyordu” dedi. Olayları engellemeye çalışan herkesin suçlu duruma düştüğünü anlatan Koçkaya, otelden çıkanlarla ilgili şu benzetmeyi yapıyor: “Yardım ettik bela gördük. Yere düşüp ağlayan, kendisini yerden kaldırmak isteyenlere ‘Dokunmayın bana’ diyip sağa sola küfreden hırçın kız rolüne büründüler. Yardım etmek istedik, küfür edip ‘Bunlar da oradaydı. Bu da suçlu’ diyerek bizi de zan altında bıraktılar.”

İŞTE MİLLİYET VE HÜRRİYET’İN O YALANLARI!

4 Temmuz Pazar, Milliyet:

Yaşanan olayları daha heyecanlı hale getirmek, polisiye bir roman tadında okunmasını sağlamak için 2 Temmuz gününü saat dilimlerine bölerek haberleştiren gazete editörleri, heyecanına yenik düşmüş olacak ki resmi raporlara göre 20.00’de itfaiye gelmiş, otelden tahliyeler başlamış olmasına rağmen, kafalarına göre bir senaryo yazmış, hedef tahtasında Refah Partili Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu oturtmuşlardı. Gazeteye göre güya 20.00’de “Alevlerin dört katlı otelin tümünü sarmasıyla silah sesleri duyulmaya başladı. Otele hemen yaklaşan itfaiye ekipleri yangını söndürmeye çalışırken, hortumlarının delik olduğu, araçlardaki su depolarını hortumu bağlayamadıkları görüldü” denilmekteydi.

21.00’e gelindiğinde ise hayali haberlerin usta ekibi, gönderilen resimdeki kişinin Temel Karamollaoğlu olmasını umut ederek, meslek ahlakı açısından utanç abidesi şu satırları kaleme aldı: “21.00- Merdivenlerden ilk önce Aziz Nesin indirildi. Dumandan ve olayın gerginliğinden oldukça halsiz görülen Aziz Nesin, merdivenlerden ağır ağır indi. Tam bu sırada itfaiye aracının üzerine çıkan Refah Partili Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ‘Onu bırakın, içerideki polisleri kurtarın’ diye bağırdığı görüldü. İtfaiye aracının üzerinde Nesin ile yan yana gelen Karamollaoğlu, ayağıyla Aziz Nesin’e tekme atmaya başladı. Bir anda yere düşen Nesin’in başına da tokat attı. Belediye başkanın elinde 3-4 metre uzunluğunda bir itfaiye kancası bulunuyordu. İtfaiye erlerinin araya girmesi ile Nesin hemen aşağıya indirilip olay yerinden uzaklaştırıldı.”

Bir gün sonra, 5 Temmuz Pazartesi günlü Hürriyet ise 8 sütuna “İşte baş tahrikçi” manşetini atmış, haberde “Sivas’ta bu tahrikçinin, RP Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak olduğu anlaşıldı. Gözü dönmüş tahrikçi, son anda kurtarılan Aziz Nesin’i yumrukladı ve kaçırılmasını önlemek istedi” ifadelerine yer veriyordu. YENİ AKİT

***

Süleyman Ceran'ın yazısını için tıklayınız: Bir Garip Ölmüş Diyeler

 

HABERE YORUM KAT

1 Yorum