1. YAZARLAR

  2. Ramazan Keskin

  3. Ramazan ve sabır (3)
Ramazan Keskin

Ramazan Keskin

Yazarın Tüm Yazıları >

Ramazan ve sabır (3)

11 Eylül 2009 Cuma 00:28A+A-

Sabır; fert veya toplumun dinini yaşarken, karşılaştığı veya karşılaşacağı her türlü ezaya, cefaya, eziyete ve sıkıntıya göğüs germesi ve direnmesidir.

Tarih boyunca bütün peygamberler ve inananlar karşılaştıkları bütün olumsuzluklara karşı sabrederek direnmişlerdir.

Rabbimiz Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’in Lokman Sûresi’nde Lokman (as)’ın çocuğuna yaptığı nasihati bize şöyle haber vermektedir: Lokman çocuğuna şöyle nasihat ediyordu: “Ey oğulcağızım! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir ve bunları yaparken başına gelecek olan musibetlere (her türlü sıkıntıya) sabret. Çünkü bu işler sabretmeye değer işlerdir.” (Lokman Sûresi, ayet 17) Bu ayette de açıkça görüldüğü gibi namaz kılmak (Allah’a kulluk etmek ancak Allah’ı hatırlamakla olur, Allah’ı hatırlamak da namazla olur), iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetme esnasında kişi birçok sıkıntı ile karşılaşabilir. İşte bütün bunlara direnmek sabırdır.

Rabbimiz Allah (cc) sabırla ilgili olarak Peygamberimiz Hazreti Muhammed (as)’a şöyle hitap etmektedir: “Ey Muhammed aile efradına namazı emret, sen de namazın zorluklarına karşı sabret.” Yani bu namaz ibadetinin meşakkatine dayan. (Taha Sûresi, ayet 132)

Dünyada en çok eziyet ve cefaya uğrayanlar Allah’ın peygamberleridir. Resuller, inanamayan insanlardan çok eziyet ve cefa görmüşlerdir. En çok sabredenler de Allah’ın resulleri olmuştur. Çoğu zaman Rabbimiz peygamberlerine bu dayanılmaz eziyetlere aldırmamalarını hatırlatır. Onları vahiyle uyarır. Şu örneklerde olduğu gibi:

“O inkar edenlerin dediklerine sabret, güneşin doğmasından ve batmasından önce rabbini hamd ile tesbih et, gece saatlerinin bir kısmında ve gündüzün taraflarında da tesbih et ki, Allah’ın sana vereceğinden razı olasın.” (Taha Sûresi, ayet 130)

Allah için sabredenlerle beraber olmak gerekir. Bu hususta Rabbimiz Peygamberimize şöyle hitap etmektedir: “Sabah akşam rablerinin rızasını isteyerek dua edenlerle beraber sen de sabret...” (Kehf Sûresi, ayet 28)

Allah’ın insanlara gönderdiği bütün elçiler sabretmeyle ilgili olarak hep Rablerine yönelmişlerdir. Gönderilen bu elçilerin durumunu Rabbimiz şöyle haber veriyor: “Allah bize yollarımızı göstermişken, neden biz Allah’a dayanmayalım? Sizin bize yaptığınız eziyetlere katlanacağız / sabredeceğiz. Tevekkül edenler Allah’a dayansınlar.” (İbrahim Sûresi, ayet 12)

Allah için sabretmek, Allah’ın rızasını kazanmak için inkarcılardan gelecek olan her türlü davranışa ve duruma sabretmek gerek. Yine bu konuda da Rabbimiz bize Peygamberimiz (as)’ın şahsında şöyle buyuruyor: “Eğer azap edecekseniz, size yapılan azap kadar azap edin, fakat sabrederseniz andolsun ki o sabredenler için daha iyidir.

Ey Muhammed! Sabret, sabrın ancak Allah için olsun. O inkarcılara üzülme, onların kurdukları tuzaklardan da sıkıntıya düşme.

Çünkü Allah muttakilerle ve iyilik edenlerle beraberdir.” (Nahl Sûresi, ayet 126-127 ve 128)

Sabır, ehemmiyetine binaen Kur’an’da çokça zikredilmiştir. Bunun örneklerini birçok sûrede görürüz. Mesela Ahkaf Sûresi’nde Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Peygamberimiz Hazreti Muhammed (as)’a hitapla Sabret... Güçlü irade sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi sen de sabret” (Ahkaf Sûresi, ayet 35)

Sabretmek ve bağışlamak hep övülmüştür.

“Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu çok önemli işlerdendir.” (Şura Sûresi, ayet 43) Sabretmek herkesin işi değildir. Belki sabretmek er kişinin işidir. Sabrın karşılığını Allah’tan ümit edenler ancak sabreder. Kötülüğü iyilikle savanlar ancak sabredenlerdir. Rabbimiz bu hususta bize şöyle haber veriyor: “Kötülüğü iyilikle savma olgunluğuna ancak sabredenler kavuşturulur. Bunu ancak Allah’tan büyük haz (pay-karşılık) sahibi olmayı düşünenler başarır.” (Fussilet Sûresi, ayet 35)

“Ey Muhammed sabret Allah’ın vaadi mutlak haktır. Günahına da istiğfar et ve akşam sabah Rabbini hamd ile tesbih et.” (Mü’min Sûresi, ayet 55)

Ne mutlu Allah için sabredenlere.

Ey Rabbimiz! Bizleri rızan için sabreden kullarından eyle... Amin

Vesselam...

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT