1. YAZARLAR

  2. Ramazan Keskin

  3. Ramazan ve sabır (2)
Ramazan Keskin

Ramazan Keskin

Yazarın Tüm Yazıları >

Ramazan ve sabır (2)

04 Eylül 2009 Cuma 02:35A+A-

Mübarek Ramazan ayı, sabır ayıdır. Bunu herkes çok rahatlıkla müşahede etmektedir.

Sabır; direnmek, tahammül etmek ve azmetmektir. Niçin sabredilecek? Bunu Rabbimiz Müddessir Sûresi’nin 7. Âyetinde şöyle haber veriyor: “Rabbin için sabret...” Aramızda yaygın olduğu gibi birbirimize benim için şu işi yap veya benim için affet, bağışla. Benim için ver veya verme. İşte dini yaşarken Allah için sabretmek... Onun rızasını gözeterek davranmak. Onun rızasını gözeterek almak-vermek gibi… Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Sabrımız Allah için olmalı.

Yakub as. oğlu Yusuf’un kanlı gömleği kendisine sunulduğu zaman şöyle demişti: “... Artık tek çarem güzelce sabretmektir...” / Yusuf Sûresi 18. Âyet. O büyük acı ve üzüntüye karşı Rabbine sığınarak O’ndan sabır dilemiştir ve güzel bir sabır dileğinde bulunmuştur. Yakub as., karşılaştığı her sıkıntıda Rabbinden sabır dilemiştir. Bütün Peygamberler karşılaştıkları dayanılmaz olaylara karşı hep Allah’tan sabır dilemişler ve direnmişlerdir. Davud as., Calut ve ordusuyla karşılaşınca etrafındakilere sabretmelerini istemiş ve şöyle buyurduğunu Rabbimiz bize haber veriyor:

“... Nice az bir topluluk var ki; Allah’ın izniyle nice çok topluluğa galip gelmiştir. Allah, sabredenlerle beraberdir.”

“... Rabbimiz üzerimize sabır dök. Ayaklarımızı sağlam tut. Ve o kâfir kavme karşı bize yardım et.” (Bakara Sûresi, 249 ve 250. Âyetler)

Musa as. Firavun’u İslâm’a davet ettiğinde Firavun sihirbazları ile birlikte Musa’nın (as.) karşısına çıktı. Bilinen mücadeleden sonra sihirbazlar iman ederek secdeye kapandılar. Bu durumu gören Firavun, Müslüman olan sihirbazlara şöyle sesleniyordu: “Elbette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Sonra hepinizi hurma dallarına asacağım. Dediler ki: Biz zaten Rabbimize döneceğiz. Rabbimizin, bize gelmiş olan ayetlerine inandığımız için bizden intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz, üzerimize sabır dök. Ve bizi Müslümanlar olarak öldür.” (A’raf Sûresi 124. 125. ve 126. Âyetler)

Rabbimiz, Allah cc. Peygamberimiz Hz. Muhammed as.’ın Mekke döneminde insanları İslâm’a davet ederken, birçok Mekkeli İslâm’dan yüz çevirirken Peygamberimiz bu duruma çok üzülüyorlar. Adeta Peygamberimizi teselli mahiyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Senden önce de elçiler yalanlamıştı. Yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler. Nihayet onlara yardımımız yetişti. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek kimse yoktur. Sana da elçilerin haberinden bir parça gelmiştir.” (En’am Sûresi 34. Âyet)

Musa as. ve beraberindekileri kurtardık, Firavun ve ordusunu suda boğduk. Musa as. ve beraberindekileri mukaddes yere yerleştirdik. Bu husus Kur’an’da şöyle ifade ediliyor: “Hor görülüp ezilmekte olan kavmi de içini bereketlerle donattığımız yerin doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz, sabretmelerinden dolayı tam yerine geldi. Firavun’un ve kavminin yapageldiği şeyleri ve yükseltmekte oldukları sarayları da yıktık.” (A’raf Sûresi 137. Âyet)

Biz Mü’minlere Rabbimiz şöyle hitap ediyor: “Allah’a ve elçisine itaat edin, birbirinizle çekişmeyin, yoksa korkuya kapılırsınız, devletiniz gider. Sabredin; çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal Sûresi 46. Âyet)

Vatanına, milletine, dinine ve devletine sahip olmanın yolu sabretmekten geçer. Sabredenler izzet içinde yaşarlar, sabretmeyenler zillet içinde yaşarlar.

Rabbinin rızası için sabredenlere çok büyük müjdeler vardır. Rabbimiz bize bu büyük müjdeleri şöyle haber veriyor: “Ve onlar Rablerinin rızasını arzu ederek sabrederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızktan gizli ve açık olarak harcarlar ve kötülüğü iyilikle savarlar, işte şu yurdun (cennetin) sonucu onlarındır. Onlar Adn Cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden ve çocuklarından iyi olanlar da kendileriyle beraber olur. Melekler de her kapıdan yanlarına varırlar, sabretmenize karşılık: Selam size yurdun sonu ne güzel derler.” (Râ’d Sûresi 22-23 ve 24. Âyetler)

Sabredenlere Allah büyük mükâfatlar va’d ediyor: “Bugün (kıyamet günü) Ben, onlara sabretmelerinin karşılığını verdim. Onlar kurtulup murada erenler oldular.” (Mü’minun Sûresi 111. Âyet)

“İşte onlar, sabretmelerine karşılık saraylarda ödüllendirilecekler ve orada bir sağlık dileği ve Selam ile karşılanacaklardır. Orada ebedi kalacaklardır. Ne güzel karargâh ve ne güzel makamdır orası.” (Furkan Sûresi 75 ve 76. Âyetler)

Sabreden Mü’min ve Müslümanlara nihayetsiz mükâfatlar olduğunu Rabbimiz haber veriyor: “İşte onlara sabretmelerinden ötürü mükâfatları iki kat verilir; onlar kötülüğü iyilikle savarlar ve kendilerine verdiğimiz rızktan harcarlar.” (Kasas Sûresi 54. Âyet)

“Her can, ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz. İnanıp iyi işler yapanları, cennette, altlarından ırmaklar akan yüksek odalara yerleştiririz. Orada ebedi kalırlar. Çalışanların ücreti ne güzeldir. Onlar ki sabrettiler ve Rablerine dayanmaktadırlar.” (Ankebut Sûresi 57-58 ve 59. Âyetler)

Peygamberimiz Hz. Muhammed as. 13 sene Mekke-i Mükerreme’de ve 10 sene de Medine-i Münevvere’de sabrın en üst derecesini yaşayarak ümmetine öğretmiştir. Hz. Muhammed as.’ın ümmetinden olan muhacirin ve ensar da sabrın en güzel örneklerini sergilemişlerdir. Sabrı detaylı olarak öğrenmek isteyenler, öncelikle Hz. Muhammed as.’ın hayatını öğrenip kendilerine örnek almalıdırlar. Sabır ve fedakârlığı öğrenmek isteyenler, öncelikle Sahabe-i Kiram’ın hayatını öğrensinler. Bu öğrendiklerini kendi hayatlarına aktarsınlar. Görecekler ki; beklenilmeyen bir inkılab gerçekleşmiştir. Bu hem dünyaları için, hem de ahiretleri için büyük fayda sağlayacaktır. Yukarıda örneklerini sunduğumuz sabrın karşılığı, sonsuz cennet ve nimetleridir.

Sabır acıdır; fakat meyvesi çok tatlıdır. Sabır Rahman’dandır. Sabırsızlık ve acelecilik şeytandandır.

Mü’min ve Müslümanlar, sabır yarışında öne geçmeye gayret edenlerdir. Dünya ve ahiretin kazancı sabırdan geçer.

Ne mutlu sabır yarışında öne geçenlere.

Ey Rabbimiz! Bizleri sabreden, sabrı birbirine tavsiye eden ve sabırda yarışan kullarından eyle.

Mübarek Ramazan ayında öğrendiğimiz sabrı hayatımızın tüm alanlarında uygulayabilen kullarından eyle.

Ey Rabbimiz! Bizi sabredenlerle birlikte Naim cennetlerine ve Firdevs cennetlerine giren kullarından eyle. Âmin!

Vesselam...

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT