Dr. Yahya el-Aridi / Orient

Tercüme Eden: Hasan Soylu / Haksöz Haber

Rusya’nın Suriye siyasetine ilişkin neyin taktik neyin stratejik olduğu sorusu giderek cevaplanması daha zor bir soru haline geliyor.

2015 Sonbaharı’nda Suriye’ye yoğun bir müdahale başlatmasından bu yana Putin 2 kez asker çekme ve geri çekilme açıklaması yapmıştı. Fakat bunların taktik beyanlar olduğu anlaşıldı çünkü ikisinde de daha yoğun bir müdahale ile karşılaşıldı.

Bir Rus general Suriye’de 163’ten fazla silahlarını test ettiklerini ve ürettikleri bu silahların konvansiyonel silahlara üstünlüğünü kanıtladıklarını söylemişti. Yani bir anlamda Putin Suriye’yi uluslararası silah pazarında satış öncesi silahlarının gücünü kanıtlamak için bir laboratuar olarak kullanmakta.

Geçtiğimiz hafta bir kez daha Putin Suriye’deki askeri varlığını azaltacağını açıkladı. Bu 3. açıklamanın da taktik mi stratejik mi olduğu şimdilik belirsiz. İran’la muhtemel gerilimler, Türkiye ile düzelen ilişkiler, yeni ABD yönetiminin gözetilmesi ve daha bir dizi faktör bu tavrı etkilemiş olabilir.

Buna karşın herkes Suriye’deki askeri kazanımlarını Rusya’nın siyasi kazanıma çevirmeyi ihmal etmeyeceğini biliyor. Bu yüzdendir ki, Şam yakınlarındaki çatışma bölgesi Barada Vadisi’ne bir Rus heyetinin ateşkes ve insan hakları ihlallerine dair iddiaları soruşturmak için gitmesine rejim ve Hizbullah güçlerinin izin vermemesi üzerine heyetin hiçbir şey olmamış gibi geri dönmesi manidar bulunuyor.

Aslında Rusya, İran ve Esed güçlerinin ateşkes ve soruna siyasi çözüm arayışından rahatsız olduklarının farkında. Bundan sonraki süreçte Rusya ile İran arasındaki çıkar savaşının kızışması da kaçınılmaz görünüyor.