1. YAZARLAR

  2. Melih Altınok

  3. PKK'nın Özel Hayat Hassasiyeti
Melih Altınok

Melih Altınok

Yazarın Tüm Yazıları >

PKK'nın Özel Hayat Hassasiyeti

30 Mart 2016 Çarşamba 18:03A+A-

Bugün PKK'ya karşı yürütülen mücadelenin 90'lı yıllardakiyle ilgisi yok. İyi ki de yok. Zira o yıllarda Kürtlere yönelik insan hakları ihlallerinin ve terörle mücadele adı altındaki danışıklı dövüşün sorunu müzminleştirdiği konusunda hepimiz hemfikiriz.

 

İşte bu yüzden şimdi devletin PKK'ya karşı yürüttüğü özenli operasyonlara karşı çaresiz kalan hareketin propaganda mekanizması sinekten yağ çıkartma peşinde. 90'larda olduğu gibi, çok arzu ettikleri halde kulak koleksiyoncularına rastlayamadıkları için de güvenlik güçlerinin duvarlara yazdığı sloganlardan, çaldıkları ıslıktan faşizm çıkartmaya çalışıyorlar.

 

Bu konuyla ilgili son tartışma, Pervin Buldan'ın sosyal medyada, bir vatandaşın evinin yatak odasında poz veren askerin fotoğrafını paylaşmasıyla çıktı.

 

İçişleri Bakanlığı o fotoğraftaki askeri görevden almış. Güzel. Zira hukuk devleti görevini yaparken kin gütmez, şahsi davranamaz.

 

Madem doğruları konuşuyoruz, öyleyse Buldan'ın o askerin poz verdiği yatak odasına niçin girdiğine dair de bir iki söz söylemesini beklemek hakkımız değil mi?

 

Öyle ya, sen PKK'nın Kürt vatandaşların evini, işyerini gasp etmesine "hak" diyeceksin. Ardından, tartışmayı, askerin görevini yapıp vatandaşın evini gaspçılardan temizledikten sergilediği işgüzarlığa, çocukluğa indirgeyeceksin.

 

Olmaz.

 

Bırakın dağınık kalsın

 

Ensar Vakfı ve çocuk istismarı ile ilgili tartışmada Ak Parti ve hükümet cephesinden gelen açıklamaların geneli tek kelimeyle felaketti. Özellikle de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun üzerinde tepinilen açıklamaları...

 

İnsan hakikaten üzülüyor. Düşünün, yıllarca aile ve ahlak konusunda hassasiyetinden ötürü "geri kafalı, yobaz" diye yaftalanan insanlar, bir de kendilerini temsil eden siyasilerin üzerinde düşünülmeden yapılmış açıklamaları yüzünden daha da zor duruma düşüyor.

 

Bu ilk kez yaşanmıyor elbette. Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'un Ankara saldırısı sonrası sıcağı sıcağına yaptığı açıklamaları düşünün. İnsanların hafızasında henüz 29 canımızı alan PKK'lının taziyesine katılan HDP milletvekili görüntüleri silinmemişken, Kurtulmuş'un "HDP'den kınama" beklediğini açıklaması infiale neden olmuştu. Sosyal medyada bir anda milliyetçi kılığına bürünen Cemaatçilerin yazdıklarını hatırlayın.

 

Kimsenin niyetini sorgulamıyorum. Ancak siyasetçinin görevi temsil ettiği kitleyi toplumsal tartışmalarda köşeye sıkıştırmak değil, rahatlatmak. Dolayısıyla özen gerek, özen.

 

                                                                                        ***

 

Kerameti CIA'dan menkul imam

 

Uzun yıllar Gülen Cemaati içinde yer alan ancak daha sonra isyan ederek ayrılan Latif Erdoğan anlatmıştı. Önceleri, Gülen'in, yaptığı ya da yapmayı planladığı şeylerle ilgili bilgi sahibi olmasını şaşkınlıkla karşılıyormuş. O da diğer Cemaat mensupları gibi, bu durumun "Gülen'in hikmeti" olduğuna inanıyormuş. Ta ki, Gülen'in telefonlarını ve evini dinlettiğini, kendisini izlettiğini öğrenene kadar.

 

Geçenlerde Gülen'in yeni bir beddua single'ı piyasaya düşünce bakalım ne gelecek diye bekledim. Evet, tahmin ettiğiniz gibiymiş. Meğer Çete lideri, sahiplerinden Reza Zerrab operasyonuyla ilgili önceden bilgi almış, millete de bunu "keramet" diye satmayı hesaplıyormuş.

 

Yiyen oldu mu? Oldu tabii. Yaşadıkları, karınlarını doyurdukları ülkeye karşı ABD ve İsrail istihbaratıyla iş tutan adama, "hocaefendi" diyenleri kandırmaya ne var.

Sabah

YAZIYA YORUM KAT