Demokratikleşme paketi için “yetmez ama evet, şunlarda pakette yer almalıydı, şunlar eksik olmuş” diye iyi niyetli eleştiri yapanlar çoğunlukta. Sırrı Sakık ve Hasip Kaplan gibi BDP’li siyasetçiler bile Kandil’in baskısına rağmen yapılanları küçümsemiyor, yetersiz buluyorlar, daha fazlasını istiyorlar. Toplumun sürekli daha fazla reform istemesi, daha iyi bir demokrasi talebinin canlı tutulması iyi bir durum. Yeter ki eleştiriler iyi niyetle yapılsın, yeter ki amaç “üzüm yemek” olsun.

Öğrendiğimiz kadarıyla açıklanmadan bir gün önce, pakette yer alan birkaç başlıktan; bir kısmı konjonktür uygun olmadığı, bir kısmı için de yeterli hazırlık yapılmadığı için vazgeçildi. TCK ve Terörle Mücadele Kanunundaki terör tanımının değiştirilmesi, Ruhban okulunun açılması, Cemevlerinin statüsü jandarmanın tamamen sivil otoriteye bağlanması gibi maddeler son anda paketten çıkarıldı Cemevleri ile ilgili değişikliklerin, Alevi vatandaşlarımızla ilgili yapılan çalışmaların bitiminde o çalışmalarla beraber düzenlenmesi kararlaştırılmış. Konuya açıklık getiren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Alevi vatandaşlarımızı ilgilendiren düzenlemeler üzerinde çalıştıklarını, mesafe aldıklarını, en kısa sürede Alevi kardeşlerimizi ilgilendiren reformların kamuoyu ile paylaşılacağını söylüyor. Alevi kanaat önderleri arasındaki görüş farklılıkları nedeni ile düzenlemelerin geciktiği belirtiliyor. Jandarma’nın Genelkurmay’dan tamamen ayrılarak İçişleri Bakanlığı’na bağlanması ve sivilleştirilmesi, birazcık çözüm süreci ve terörle mücadele ile ilintili bir başlık. Çözüm süreci geliştikçe bu başlığın gereği yapılır.

Terörle Mücadele Kanununda yapılacak gerekli değişiklik, genel olarak terör tehdidinin ortadan kalkması, PKK’nın tamamen ülkemizi terk edip silah bırakması ile ilgili bir başlık. Terör tehdidi azaldığında bu kanunda önemli değişiklikler yapılacaktır. Ancak bir taraftan KCK, bir taraftan PKK devleti ve hükümeti şiddet açıklamalarıyla tehdit ederken diğer  yandan “TMK’yı değiştirin” demek büyük bir çelişki. Ruhban okulunun açılışının ertelenmesi komşumuz Yunanistan’ın tutumu ile ilgili. Yunan hükümetleri ve Başbakanları, Yunanistan’da yaşayan Müslümanların ibadethanelerinin hizmete girmesi ve onların müftü seçimi dahil inanç özgürlüklerine ilişkin engellerin kaldırılması konusunda defalarca söz vermelerine rağmen bu taahhütlerini yerine getirmediler. Ruhban okulu ile bu kadar ilgili olan ABD ve batı dünyası, Batı Trakya Türklerinin benzer taleplerine ilgisiz kaldı. Ben paketten son anda çıkarılan bu başlıkların da en kısa zamanda çözüme kavuşturulacağına inanıyorum.

12 Eylül darbe anayasası ve o anayasaya dayanarak yapılan kanunlar, hazırlanan yönetmelik ve yönergeler tamamen değişmediği sürece reform ihtiyacı ve talebi devam edecektir. Kamu hizmetlerinde başörtüsü reformu ile muhafazakârların-mütedeyyin insanların tüm sorunlarının çözüldüğü söylenemez. İnanç, ibadet ve düşünce özgürlüğünün önünde daha bir çok engel var.

TÜRKİYE