1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Özgür-Der Üniversite Gençliği “Seçim Süreci”ni Tartıştı
Özgür-Der Üniversite Gençliği “Seçim Süreci”ni Tartıştı

Özgür-Der Üniversite Gençliği “Seçim Süreci”ni Tartıştı

7 Haziran’da gerçekleşecek olan seçimlerin yaklaşmasıyla yoğunlaşan tartışmalar, Özgür-Der Üniversite Gençliği’nin organize ettiği forumda, Haksöz’de konuşuldu.

23 Mayıs 2015 Cumartesi 22:29A+A-

Afgani Türkmen ve Sirra Büyük’ün birer sunum yaptığı programda ‘Baraj meselesi, partilerin seçim vaatleri, bazı parti liderlerinin artan muhacir karşıtı söylemi’ parantezlerinde genel seçimler konuşuldu. Açış konuşmasında konunun önem arz eden başlıklarına değinen Afgani Türkmen, ilk sunumu yapmak üzere sözü Sirra Büyük’e bıraktı. Sirra Büyük’ün sunumundan satır başları:

“Genel seçimlere dair yoğun şekilde tartışılan konulardan biri ‘baraj’ meselesidir. HDP özelinde konuşulan seçim barajı konusunda bu partinin alacağı sonuçta belirleyici olan batıdaki oylardır. Büyükşehirlerden gelecek oylar içerisinde sayılabilecek yani hedef kitle olan toplum kesimleri Aleviler, Beyaz Türkler ve bilumum Tayyip Erdoğan karşıtlarıdır.

HDP, bölgede tehdit ile oy toplama yöntemine sıklıkla başvuruyor. Yakın zamanda Van’da yaşanan ‘kanlı musluk’ bilboardı, silahlı kanat HPG’nin bazı kişilere gönderdiği tehdit içerikli mektuplar, Kürt halkının tam anlamıyla bağımsız bir tercihte bulunmasını etkiliyor.

Bu noktada, söz konusu baskıcı yöntemin, HDP destekçisi özgürlükçü kesimin tepkisini çekmiyor oluşu dikkat çeker niteliktedir.

Yine HDP’nin seçim beyannamesinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması vaadi, eşcinselliğe vurgu yapan maddeler, kamuoyunda kendisine yer bulan başlıklardan. Açık bir hayâsızlık ve çirkinlik örneği olan eşcinsellik konusunda bize düşen ıslah görevinin önemi bu süreçte artıyor.

Din dersleri ve Diyanet İşleri’nin kaldırılması vaatlerinin kökeninde yatan sebepler nelerdir? Öne çıkan iki amil şöyle sıralanabilir: Seküler zihni alt yapı, batıda hedeflenen toplum kesimini cezbetme çabası.

Ana muhalefet konumunda bulunan CHP, Baykal sonrası sürecinde vesayetle özdeşleşen profilini değiştirmeyi hedeflemişse de bunun gerçekleşebildiğini söylemek mümkün değil. 7 Haziran seçimleri öncesi bol keseden vaatlerle topluma ulaşmaya çalışıyor. Bu vaatlerin yapılabilirliği bulunmuyor elbette.

Söz konusu partinin Suriyeli muhacirlere yönelen düşmanlık söylemi, tehlikeli bir durum arz ediyor. Ne yazık ki bu söylemin bir alıcı kitlesi bulunuyor. Bu noktada muhacirlerin bizlere Allah’ın emaneti olduğunu, onların bizim onurumuz olduğunu söylemek gerekiyor.

Nihai olarak bu seçimlerin kurtuluş seçimi niteliğinde olmadığını, önemli olanın tebliğ ve İslami çabalarımız olduğunu, bunun da seçimlere endeksli olmadığını ifade etmek gerekiyor.”

Akabinde sözü alan Afgani Türkmen, sunumunda şunlara değindi:

“Konuya giriş öncesi, değerlendirmede takip edilecek usule dair bazı meselelere dikkat etmek gerekiyor. Ümmetin ulus formuna sokulmaya çalışıldığı süreçte, alınan tavırlar temelde üçe ayrıldı. Yaşananlar karşısında inzivaya çekilme, bu gelişmelere karşı güçlü yapılara eklemlenme ve var olan sistemi aşma çabaları ile ifade edilebilir bu tavırlar.

Tebliğde sistem içi araçların kullanımına ilişkin Hz. Peygamber döneminde mevcut panayır, ilaf, himaye kurumları bizlere örneklik teşkil ediyor. Bu meyanda genel geçer tartışma başlıklarından ziyade şu soru üzerine düşünmeli: Neden mevcut konjonktürün açtığı alanlardan yeterince yararlanılamıyor?

Çokça konuşulan seçim barajı, Kenan Evren’den bugüne tevarüs eden bir uygulama. Günümüz itibariyle AK Parti’nin işine yarayan bir özellik arz ettiğini söyleyebiliriz.

Genel seçimlerle sıkı bir bağa sahip olan seçim süreci, Kürt ve Türk ulusçulukları girdabında oluşmuş ve süregelmiş bir mesele. Bu milliyetçi yaklaşımlar, ancak çatışma doğurmaktadır.

 Bir başka seçim tartışma başlığı olan başkanlık sistemine dair Cumhurbaşkanı’nın seçimle işbaşına gelmesi, bir geçiş aşaması olarak düşünülebilir. Vesayetin gölgesindeki bir başkan yerine halkın seçimiyle başa gelen, gücünü başka temele dayayan bir başkan öngörülüyor.”

Sunumların ardından katılımcılar, seçim meselesini farklı boyutlarıyla tartıştılar. HDP’ye dair Kobani olayları sonrası seçmen nezdinde değişmesi muhtemel hususlar, HDP’nin Kürdistan’daki politikaları, Başkanlık projesi ve gerçekleşmesi durumunda yaşanması muhtemel değişiklikler, bu proje üzerine inşa edilen hedefler, oy kullanmanın kişiye getireceği sorumluluklar, Müslümanların seçim sonucuna göre değişmeyen yükümlülükleri, tartışılan hususlardı.

Katkıların ardından program sona erdi.

HABERE YORUM KAT

3 Yorum