Soru: Sevgili Sivilay Abla, Ramazan’ı esir alan iftar polemiğinden sen mi kaçıyorsun, bana mı öyle geliyor? Afrika’da açlar varken otellerde adam başı üçyüz liralık iftar davetleri verilmesi mi otelin bahçesinde hurma ve zemzem ile iftar açılması mı Ramazan’ın ruhuna daha uygundur? (İlhan Konyalıoğlu)

Cevap: Sevgili İlhan, Müslüman’ın bir yemeğe üçyüz lira vermesi yanlış değildir. Sözgelimi; yalnızca Istranca Ormanlarında yetişen, yağmur çisesinde ve akşamüstü serinliğinde toplanınca orijinal aromasını veren özel bir böğürtlen cinsinden yapılmış bir tatlıya çok para verilebilir. Bu emeğin hakkını vermektir.

Diğer taraftan kötü otel yemeğine üçyüz lira vermek ise “enayi yerine konulma” maddesi gereğince caiz değildir. Ancak protesto edilen otel davetlerinde, para tabaktaki kararmış mantar soslu avuç içi kadar ete, pilava, önden gelen zeytinyağlı tabağına ve gazı kaçmış sınırsız meşrubata verilmiyor. Şehrin merkezinde, kolay erişilebilir bir konumda, otopark imkânı olan, aynı mekânda ve aynı anda beş yüz kişiye sıcak yemek çıkarabilecek bir organizasyonun tümüne veriliyor.

“Otelde davet için harcayacağın parayı Afrika’ya gönder” çemkirmelerine “Daha fazlasını gönderdim” diye cevap veren davet sahibine “E, bunu da gönder” diye karşı cevap veren ıskontolu kahramanların bilmediği bir şey var. Bu dünyada kötülük hiç bitmeyecek. Her zaman yardıma muhtaç insanlar olacak. Esas olan istikrardır. İbadetin makbulü bir gecede binlerce rekat namaz kılmak değil, günde beş vakit namaz kılmaktır. Aynı zamanda bir insanın kendisine ve çevresine karşı sorumluluklarını yerine getirmesidir. Yardımlar konusunda da önemli olan bir defasında varını yoğunu akıtmak değil, yardım etmeyi düzenli hale getirmektir. Aynı zamanda iftarlarda biraraya gelerek Ramazan’ın içtimai yönünün sürmesini sağlamaktır. Bazı insanların çevresi çoktur ve davetli listesi binleri bulur. Evlerimizde on, bilemedin on beş kişiden fazlasını yedirip içiremeyeceğimize göre, misafirlerini evindeki kadar iyi ağırlamak isteyen varlıklı insanlar elleri mahkûm otellerde iftar daveti verecekler.

Rüyada papaz ya da general görmek

Soru: Sevgili Sivilay Abla, rüya yorumu sitelerine göre; bir Müslüman’ın rüyasında haham, havra, papaz, kilise görmesi günaha gireceğine delalet ediyor. Rüyada görülen kilisenin kendisi umumhane olarak yorumlanırken kilisenin içine girmek evlilik müjdesi veriyor. Rüyalarımız mı yoksa rüya yorumlarımız mı antisemitist ve zenefobik? Yoksa sorun papazda mı? (Buket Yalazhan)

Cevap: Sevgili Buket, papazda ya da bizim rüyalarda sorun yok.

Soruda örnek verdiğin yorumlara göre rüyamıza giren papaz ya da haham bizi günaha girmeden önce erken uyarı işlevi görüyor. Yani bir din adamı olarak asli görevini yapıyor. Tedbir almamızı sağlıyor.

“Rüyada görülen kilisenin kendisinin umumhane, kilisenin içine girmenin ise nikâh masasına oturmak” yorumunun manası ise şu: Kilisenin dışında kalırsan (yani evlenmezsen) nefsine yenilip umumhaneye gidersin ve zina edersin. Ancak kilisenin içine girersen (yani evlenirsen) günaha girmekten korunursun. Tabii zorlasan buradan “kendi özel haneni kurarsın” anlamı da çıkarılabilir.

Sorunun cevabı için yorum sitelerine alıcı gözle bir daha baktım. Aynı rüya yorumcuları; rüyada deniz görmeyi “devlet, devlet büyüğü ve devlet menfaati” olarak yorumluyor. Devlet ile denizin birlikte anıldığı diğer cümle kalıbımızı hepimiz çok iyi biliyoruz. Devletin malı deniz yemeyen domuz. Sinsi mesajı fark ettin mi?

Yine aynı siteler “bir şehre asker girmesini” yağmur ve berekete yoruyor. Rüyasında bir general ile konuştuğunu görenlerin işlerinde hiç bir zaman zorlukla karşılaşmayacağı müjdeleniyor.

Sonuç olarak rüya yorumlarını antisemitist ya da zenefobik bulmuyorum ama ciddi militarist ve darbeci oldukları kesin.

-

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

[email protected]

TARAF