1. YAZARLAR

  2. Roni Margulies

  3. Ordu çökmüş de kimsenin haberi yok
Roni Margulies

Roni Margulies

Yazarın Tüm Yazıları >

Ordu çökmüş de kimsenin haberi yok

23 Şubat 2013 Cumartesi 00:25A+A-

Türk Silahlı Kuvvetleri’ni savunmak, Ergenekon diye bir şey olmadığına herkesi ikna etmek, milliyetçiliğin ayaklar altına alınmasını engellemek, Türklerin millet-i hâkime olma konumunun sürmesini sağlamak.

“Ey Türk istikbalinin evlâdı! Birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü vazifelerin bunlardır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda ve sana miras bıraktığım partide mevcuttur!”

“Kan” konusuna girmeyelim, ama Cumhuriyet Halk Partisi doksan yıl önce kendisine verilmiş olan vazifeleri kudretli bir şekilde yerine getirmeye devam ediyor.

Yepyeni ve bambaşka başkanıyla, yenilikçi ve sosyal demokrat milletvekilleriyle olağanüstü bir performans gösteriyor.

Vazifeye atılmak için, içinde bulunduğu vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmüyor! Bu imkân ve şerâitin çok nâmüsait olmasına aldırmıyor.

Şu geçtiğimiz günlerde Atatürk’ün partisinin bu vazifeleri nasıl bir sorumluluk bilinciyle yerine getirdiğini belgelemek isterim. Marifet iltifata tâbidir. CHP’nin marifetleri gözden kaçmasın.

1) Türk Silahlı Kuvvetleri’ni savunmak

CHP Adana Milletvekili Ali Demirçalı, Meclis’te bir soru önergesi verdi: “Çeşitli dava ve soruşturmalarda çok sayıda muvazzaf ve emekli TSK personeli tutuklu yargılanmaktadır. TSK’daki asker sayısındaki azalmada yaşanan bu yoğun tutuklamaların etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?”

Verilen yanıtta, üç yılda 13.751 general, amiral ve subayın istifa ettiğini belirtildi.

Ve böylece CHP sayesinde gazeteler şu yorumu yapma fırsatını buldu:

“Balyoz var, 28 Şubat var, Poyrazköy var, Askerî Casusluk davası var. AKP-Cemaat işbirliğiyle kurulan bu tertip, sonunda TSK’yı çökertti.

Yani Ergenekon, Balyoz ve diğer operasyonların en yoğun şekilde yapıldığı yıllarda TSK’da sessiz bir deprem yaşanmış.

Ordu çökmüş de kimsenin haberi yok.

2) Ergenekon diye bir şey olmadığına herkesi ikna etmek

Ergenekon davasının geçen günkü duruşmasının ardından, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç “Hukuk ölmüştür. Yargının ırzına geçilmiştir. Silivri bu noktadadır. Bırakın siyasî kimliğimi, bir yurttaş olarak vicdanım kanamaktadır” dedi.

Aynı Koç, BDP’li milletvekillerinin Sinop’ta saldırıya uğramasıyla ilgili olarak, uygulanan orantısız güçten değil, milletvekillerinden birinin Türkçe’sinden söz etmeyi uygun gördü: “Kendilerine aktarılan iki bilgiyle siyaset yapmayı hâlâ eski mesleklerinden gelen alışkanlıkla tuluat yapmak zanneden bazıları o kaba Türkçeleriyle.. Başbakan’a kafasındaki projeyi gerçekleştirmek için adeta yardımcılık yapıyorlar.”

3) Milliyetçiliğin ayaklar altına alınmasını engellemek

Başbakan’ın bugüne kadar ettiği en iyi niyetli laflardan biri olan “Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık” ifadesine karşı, Kılıçdaroğlu “Çağrıda bulunuyorum: Yüreğin yetiyorsa, cesaretin varsa, adam gibi adamsan git bu konuşmayı Rize’de yap” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ise, “Allahuekber Dağları’nda yatan 90 bin, Çanakkale’de yatan 250 bin Mehmet’in.. bir milleti savunmak için can verdiğini de anlaşılan unutmuştur” buyurdu.

4) Türklerin millet-i hâkime konumunun sürmesini sağlamak

CHP İstanbul Milletvekili Birgül Ayman Güler, eşit vatandaşlık filan gibi saçmalıklar karşısında partisinin tavrını geçen ay cesurca ifade etti: “Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz.”

Ulu Önder’imizin mirası emin ellerde.

TARAF

YAZIYA YORUM KAT