1. YAZARLAR

  2. Necmettin Turinay

  3. Önce bir silkinmek!
Necmettin Turinay

Necmettin Turinay

Yazarın Tüm Yazıları >

Önce bir silkinmek!

12 Mart 2012 Pazartesi 13:28A+A-

 

 

Son günlerde iki önemli gelişmeye şahit olduk. Daha doğrusu da iki önemli gelişmeye ve kuşatmaya!.. Bunlardan birincisi, kadına yönelik şiddeti caydırma ve cezalandırma salvosu. İkincisi de Meclis’te görüşmeleri devam eden eğitim tasarısı hakkında yaşanan diğer bir gelişme.

Öyleyse size bir soru:

Meclis’te CHP ve AK Parti gruplarının ortak dayanışması ile kabul edilen şiddet yasasının neler getirdiği, ne tür maddeler içerdiği hakkında herhangi bir bilginiz oluştu mu? Sağ-sol, muhafazakâr, liberal, Ergenekoncu veya değil herhangi bir basın organında, ilgili yasanın içeriğine dair aydınlatıcı bir bilgi verildiğine şahit oldunuz mu? Ya da şöyle sorayım: O tasarı hakkında hatırladığınız herhangi bir madde var mı?

Elbette yok!.. Çünkü tasarının Meclis’te görüşüldüğü sırada, kamuoyuna dönük umumi bir karartma uygulandı da onun için!.. Bu karartma televizyonlara servis edilen, önceden hazırlanıp paketlenmiş yaralı kadın yüzü görüntüleri, dayak sahneleri, saldırganlık ve şiddet fragmanları ile temin edildi. İşte vicdanları baskı altına alan bu türden şiddet görüntüleri ile kamuoyu baskı altına alındı ve itiraz gücü kırıldı da kırıldı.

Dolayısıyla yaşadığımız operasyonun 28 Şubat sürecinde, Ali Kalkancı ve Fadime Şahin görüntülerinin kullanılma biçiminden zerrece farkı olmamıştır.

İşin daha garibi, bir yanda eğitim tasarısı Meclis’te görüşülürken, öbür yanda genel kurulda, şiddet konusu etrafında sağlanan yüksek bir işbirliği!.. Asıl perdeleme de burda gerçekleşti zaten.

İşte bu örnekten cesaret alarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, her akşam televizyonlarda konuşuyor. Sağ ve soluyla hemen bütün televizyonlar üzerine atlıyor: “Siz iktidarın ne yapmak istediğini anladınız mı? Niye millete açık açık ne yapmak istediklerini anlatmıyorlar? Neden gelip bizimle, muhalefetle konuşmak istemiyorlar? Biz uzlaşalım diyoruz, her türlü işbirliğine hazırız. Fakat Başbakan’da uzlaşma kültürü yok vs.”

Her akşam, ama her akşam bu minval üzere konuşmalar!..

Sonra? Sonra da bol bol tartışma, sataşma haberleri!..

CHP’li biri, tam on iki saat konuşmuş. Peki ne konuşmuş? İki televizyon kanalı çıkıp da 12 saat süren bu saçmalamayı fragmanlar halinde yayınlamıyor. Adam gazete, bildiri okuyor, konu ile alakasız dağdan tepeden kar kürüyor. Fakat bu saçmalama sekanslarını hiçbir gazete ve televizyon yayınlamıyor. Bunlar yayınlanıverse adamın cehaleti, inadı, saçmalama katsayısı ayan beyan ortaya çıkıverecek!.. Hayır, bizim televizyonlar öyle düşünmüyor işte. Ya da bunları kullanıma hazır bir malzemeye dönüştüren merkez, ajans yokluğu. Daha neler, neler?

Tasarı komisyonda görüşülürken, gene CHP’den biri, MEB Ömer Dinçer’e “Pinokyo” diye hakaret etmiş. Yok şu CHP’liler oturma grevine kalkışmış. Yok ordan biri şöyle demiş, yok böyle demiş!..

İşte tarihî bir tasarı Meclis’te görüşülüyor; fakat tasarı hakkındaki haberler sırf bu tartışmalardan ibaret!..

Maalesef, ama kocaman bir maalesef!.. Aynen kadın tasarısında olduğu gibi, hükümet yanlısı televizyon ve gazeteler, tekrar büyük bir oyunun parçası haline düşüyor. Çünkü karşı taraflar, haberin üzerini örtmeyi amaçlayan bir gazeteciliği stratejik bir sanat olarak kullanıyor ve haberin kendini değil, spekülatif yanlarını bilinçli olarak öne çıkarıyorlar. O ne dedi, bu ne dedi? Sürekli yara kaşımayı, şahsiyet yapmayı, protestoyu, yapılan konuşmaların bu yanlarını önceleyen bir habercilik!..

Dolayısıyla TRT’nin, Anadolu Ajansı’nın ve hükümeti desteklediğini sanan cahil bazı gazetecilerin yaptığı habercilik de bundan farklı olmuyor. Yani işin özünü kaybetmiş, stratejik bakma kabiliyetinden yoksun bir habercilik almış başını gidiyor.

Öyleyse burda da soralım ki, işin vehâmetini fark edin:

Bunca tartışma arasında eğitimle ilgili komisyondan hangi maddeler geçti? Şimdiye kadar bu maddeler hakkında herhangi bir bilgi edinebildiniz mi? Ya da bu maddeler ne getirip ne götürecek? Eskiden farkı nedir bunların? Yani faydaları vs.

Haberin özünden kastımız işte budur. Bilgilendirmek, alınmış mesafeyi göstermek!.. Eğitimin ve okulun alacağı yeni şekil hakkında toplumu aydınlatmak!.. Daha neler neler!..

İşte asıl habercilik burda yatıyor. Haberin ağırlığını bilginin, gerçeğin, gelişmenin üzerine kurmak. Buradaki toplumsal faydayı öne çıkararak, ülke için hayırlı bir iş yapıldığı duygusunu üretmek!.. Ve bunun arkasından da, muhalefetin neyi engellemek istediğini bir bir sıralamak, göstermek!..

Hayır böyle yapmıyor bizim cenahtakiler: Realitesinden kopuk, soyutlanmış tartışmalara prim vererek, sürekli kendi kalesine gol attırıyorlar. Tabii, karşı tarafın habercilik stratejisinden hükümet de yeterince haberdar değil. Onlar da hemen her şeyi Başbakan’a havale ederek, tam tamına suskunlara oynuyorlar. Buna karşılık da muhalefet her akşam televizyonlarda!.. Ne eğitim komisyonundan, ne partiden, ne uzmanlardan yeterince bir ses çıkıyor. CHP konuşuyor, AK Parti suskunlara oynuyor.

Dolayısıyla kamuoyunun duyduğu, bildiği, sırf evinsiz tartışmalardan ibaret. Bir de tabii CHP’lilerin her akşam, geniş geniş yayınlanan demeçleri, açıklamaları!..

Peki ne yapmak gerekiyor?

Önce bir silkinmek!.. Kamuoyunu her akşam sağlıklı şekilde beslemek, aydınlatmak. Bu hem gazete ve televizyonlara düşüyor hem de AK Parti’nin bizzat kendisine!..

Onun için her madde hakkında geniş, yorumlu açıklamalar yapılmalı. Komisyon başkanı, tasarıyı teklif edenler, grup başkan vekilleri, bizzat bakan!.. Bu da yetmez: Aynı konu hakkında her akşam gönüllü kuruluşlardan, eğitim uzmanlarından sayısız tahlilli açıklamalar, açık oturumlar, halktan görüşler vs. gerekir.

Bir iş yapıyorsan, kamuoyunu da sen hazırlayacaksın!..

İşinizi o cahil televizyonculara emanet ederseniz vay halinize!..

YENİ AKİT

 

YAZIYA YORUM KAT