1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. YÖK'ü Görüp, Hizaya Gelmeyeceğiz!

YÖK'ü Görüp, Hizaya Gelmeyeceğiz!

Ekim 1998A+A-

Başbakanlık Takip Kumlu (BTK) tarafından üniversitelerde resmi ideoloji kalıplarına uymayan öğretim üyeleri hakkında hazırlanan dosyaların, YÖK tarafından rektörlüklere gönderildiği ortaya çıktı.

Rektörlerce dekanlıklara gönderilen yazılarda, "fişlenen" öğretim elemanları ve öğretim üyeleri hakkında takibat yapılması istendi. Daha önce "Öğrenci Disiplin Yönetmeliği"nde yapılan bir değişiklik ile rektörler de "soruşturma"ya yetkili amirler arasına alınmıştı. Böylece rektörler "soruşturma"yı bizzat yapabilecek veya yaptırabilecek. Dekanlara iki ayrı dosya gönderildiği ve dosyaların "sakıncalı-sakıncasız" şeklinde tasnif edildiği öğrenildi. Buna göre, idari görevlerde bulunan "sakıncalı" öğretim üyelerinin yerine "sakıncasızların getirilmesi amaçlanıyor.

Söz konusu takibatın sonuçları günden güne ortaya çıkıyor. Dumlupınar Üniversitesinde 40 araştırma görevlisinin sözleşmeleri yenilenmeyerek görevlerine son verildi. İÜ başta olmak üzere birçok üniversitede hak kazandıkları halde birçok öğretim görevlisinin keyfi olarak doçentlik kadrosuna atanmadığı öğrenildi. Ayrıca YÖK "sakıncalı" rektör ve dekanların kıyımını da başlatmış bulunuyor. İlk kurbanlar, baskılara dayanamayarak istifa eden Çanakkale Ün. Rektörü Prof. Dr. Abdurrahman Güzel ve Denizli Pamukkale Ün. Rektörü Prof. Dr. Arif Akşit oldu. YÖK Genel Kurulu'nda alınan kararla da 16 fakülteye yeni dekanlar atandı.

YÖK'ün Yeni Tasarısı

YÖK, kıyım sürecini hızlandırmak için Yüksek öğretim Kurumları yönetici, öğretim elemanı ve memurları disiplin yönetmeliğinin "üniversite öğretim mesleği ve kamu görevinden çıkarma cezalarıyla ilgili bölümlerini de yeniden düzenliyor. Değişiklik için hazırlanan taslakta yönetmeliğin 11. maddesinde yer alan "a" bendinin yeni düzenlemesine göre "Cumhuriyetin niteliklerinden herhangi birini değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya yönelik eylem ve diğer faaliyetlerde bulunmak, ideolojik, siyasi, yıkıcı, bölücü amaçlarla eylemler yapmak veya desteklemek suretiyle kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak ya da bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek, yardımda bulunmak" kamu görevinden çıkartılma nedeni sayılacak. Mevzuat Komisyonu'nun hazırladığı bu taslağa, YÖK Yürütme Kurulu son şeklini verecek. Yönetmelik, taslağının Resmi Gazete'de yayımından sonra yürürlüğe girecek.

Verdiği "prof.", "doç." unvanları karşılığında öğretim görevlilerini resmi ideolojinin emrine amade teorisyenler yapmaya alışmış olan laik oligarşi ve onun "öğretim jandarması" YÖK'e karşı tavır alınması zorunluluğu, söz konusu tasarı ile bir kez daha teyid olunuyor. Bir kez daha görülüyor ki 12 Eylül kalıntısı darbeci YÖK en temel eğitim hakkı kabul edilen özerk yükseköğrenimin önündeki en önemli engeldir.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR