1. YAZARLAR

  2. Ali Eren

  3. Somali'de Direniş

Somali'de Direniş

Temmuz 1993A+A-

Haziran ayı başında BM ordusu dahilindeki 22 askerin Muhammed Farah Aidid'e bağlı direnişçiler tarafından öldürülmelerinden sonra, Çevik Bir komutasındaki askeri birlikler Somali halkına kan kusturdu. 38 Somalili'nin de öldüğü bu olaydan sonra BM ordusu ardı ardına 3 operasyona girişti. Bu saldırılara Amerikan "Acil Müdahale Gücü"nden 1200 asker de katıldı. Her operasyonun üç aşamalı olarak planlandığı belirtiliyor: Hazırlık, hava ve yerel lider Aidid'i yakalamaya yönelik kara harekatı. Operasyonların hava saldırıları sırasıyla 40, 20 ve 90 dakika sürdü. Bu süre zarfında Aidid'in konuşmalarının yayınlandığı radyo binası, Aidid'in gizlendiği sanıldığı evler, onun taraftarlarının evleri ve Mogadişu'nun muhtelif yerleri tıpkı Körfez Savaşı sırasında olduğu gibi tonlarca bombaya maruz kaldılar. Operasyonların son aşamasında her ev tek tek aranarak yerel liderin bulunmasına çalışıldı. Ancak operasyonlarda arzulanan hedef gerçekleştirilemedi. İşgalci güç BM'ye olan kızgınlıklarını ifade eden halk evsiz kaldı, öldü. Göstericilere ateş açıldı, kimi zaman 3, kimi zaman 37, kimi zaman 9 Somalili öldü. İşgalci gücün komutasındaki askerler tutukladıkları yüzlerce insana hayvan muamelesi yaparak işkence ettiler. Sonuçta Somali'deki durum Somali halkı ile işgalci güç arasındaki bir savaşa dönüştü.

Tüm bu yaşananlar Umut Operasyonu adı altında bir halkın sömürgeleştirilmeye çalışıldığını, emperyalistlerin bu bölgede çıkarları olduğunu gösteriyor. Gelişen olaylar incelendiğinde bu durum çok daha netliğe kavuşuyor.

Birincisi 22 askerin öldürülmesinin hemen ardından Amerikan destekli Irak'takinin benzeri bir operasyona girişilmiş olması, emperyalist güçlerin tıpkı Irak'ta olduğu gibi buradan menfaatlerinin olduğunun açık bir göstergesidir. Örneğin Sudan'daki İslami gelişmelerin önünü kesmek, bölgedeki Sudan etkinliğini kırmak, Basra Körfezi üzerindeki İran İslam Cumhuriyeti'nin etkinliğini daraltmak, bölgede hareket kabiliyetine sahip müttefik bir güce sahip olmak gibi amaçlar...

İkinci önemli bir nokta ise, BM ordusunun radyo evine yapmış olduğu saldırı ile ortaya çıkıyor. İşgalci güçler, halkın kendi hür iradesi ile bağımsızlıktan yana tavır koyacağından korkuyor. Bu yüzden onları kendi içlerinden çıkmış olan bir siyasi liderden ayrı tutmak, Somali halkını kendileri yönetmek istiyorlar. Basın, yayın aracılığıyla Somali halkı ile Aidid farklı saflarda yer alıyorlarmış gibi gösteriliyor. Oysa herkes bilir ki halk hareketi denilen olay her zaman için işgalci güçlerce liderliği reddedilmiş bir liderin zor da olsa direnmesi ile başlar. Önceleri bu kişi küçük bir kesimi temsil ederken daha sonra halka mal olur. Bugün için önü alınmaya çalışılan şey işte budur. Ancak operasyonlar sırasında tek tek bütün evlerin aranması ve hava bombardımanlarının hemen akabinde yapılan gösteriler halkın kendi içlerinden bir lidere sahip çıktığını gösteriyor.

Süreç içerisindeki diğer önemli bir husus da belirli olayların belli ülkelere tahsis edilmesi. Örneğin öldürülün 22 BM askerinin Pakistanlı oluşu, işkence yapanların İtalyan oluşu, halkın üzerine ateş açanların Pakistanlı oluşu, sağlık kamplarında halkı kobay gibi kullananların Fransız oluşu, hava saldırılarını yapanların Amerikalılar oluşu gibi... Böylece suç paylaşılarak her ülkeye düşen yük azaltılmaya çalışılıyor. Varolan durum yalnızca şunu kanıtlar ki küfür milleti tektir. Dolayısıyla Somali­li için durum Mehmet Akif'in dediği gibidir: "Kimi yamyam, kimi Hindu, kimi bilmem ne bela!" Üstelik bu küfür ittifakında da bazıları diğerlerine uşak gibi bakıyor. Örneğin batılı gazeteciler Pakistanlı askerlerin Öldürülmelerinden çok da rahatsız olmamışlar ki yazılarında Pakistanlıları aşağılamak için kullanılan "Paki" deyimini onlar için sık sık kullanır olmuşlar.

Denilebilecek son söz ise bugün Somali'de yaşananların daha önceleri de ise, 19. yüzyıllarda yaşandığıdır. Tarih tekerrür ediyor. O zaman da ülkeler çıkarları doğrultusunda birleşip bir bölgeyi sömürgeleştirmeye çalışıyorlardı, bugün de. O zaman da yerli halkın direnişi yok sayılmaya çalışılıyordu, bugün de aynı şey yapılıyor. O zaman da bazı uşaklar emperyalistlerin çıkarları için en önde savaşıyorlardı, bugün de... Ancak tekerrür eden bir şey daha vardır ki o da Özgürlük mücadelelerinin eninde sonunda başarıya ulaştığıdır.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR