1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Siyonist Katil’in Türkiye’ye Gelişine Müslümanlar Sessiz Kalmadı!

Siyonist Katil’in Türkiye’ye Gelişine Müslümanlar Sessiz Kalmadı!

Mayıs 1997A+A-

Beyoğlu'nda Basın Toplantısı

Filistin'in işgalcisi Siyonist rejimin Dışişleri Bakanı David Levi'nin Türkiye ziyareti 7 Nisan'da Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde yapılan bir basın açıklamasıyla protesto edildi. Hak Söz Dergisi ile Selam Gazetesinin düzenlediği basın açıklamasına Selam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Kılıç ile Hak Söz Dergisi yazarlarından Rıdvan Kaya ile Burhan Kavuncu konuşmacı olarak katıldılar.

Rıdvan Kaya. İsrail Dışişleri Bakanının hangi siyasi konjonktürde Türkiye'ye geldiğine dikkat çekti ve "İsrail Doğu Kudüs'te yeni yerleşim yerleri açmakla yarım asırdır sürdürdüğü işgal politikasını hızlandırıyor. Filistinli müslümanların. İntifada ateşini tekrar yaktığı ve şehitler pahasına direndiği bu ortamda tüm dünyadan tepki alan İsrail'in işgal politikasına bugün sahte barışı tehlikeye düşüreceği endişesiyle emperyalist ülkeler bile temkinli yaklaşıyor. Böylesi bir ortamda belli ölçüde yalnız kalan İsrail en önemli dost ve müttefik, olarak gördüğü Türkiye'ye geliyor ve Türkiye'den işlediği zulümlere destek arayışına giriyor. Ortadoğu'nun kardeş halklarıyla Türkiye halkı arasında düşmanlık tohumları serpecek olan İsrail'le işbirliği sürecine hız veren ve siyonist yandaşlığına soyunan TC Devleti, İslam'ın ve müslümanların düşmanı İsrail ile dostluk geliştirmekte kendisi için bir sakınca görmeyebilir ama kimse bizden bu zulümlere seyirci kalmamızı, İslam'a ve Kur'an'a ihanet etmemizi bekleyemez'' dedi. Hasan Kılıç ise herkesi, duyarlılıklarını fiiliyata dökmeleri çağrısında bulunarak "Zulme, tuğyana ve nifaka karşı eylemde bulunan kardeşlerimizle birlikte hareket etmeliyiz. Dünyanın bütün coğrafyalarında çetelerin zulmüne bu tür eylemlerin son verdiğini biliyoruz" dedi. Kılıç "zalimlerle işbirliğine her zaman karşı çıkıp onurlu bir şekilde direnmeliyiz" diyerek sözlerine son verdi.

Daha sonra konuşan Burhan Kavuncu ise müslümanların İsrail işgaline asla göz yummayacağını. Siyonistler bu topraklardan çıkartılana kadar direnişin devam edeceğini belirtti ve "Türkiye'nin başına çöreklenen çeteler de bu işgalci çetelerin uzantılarıdır" diyerek konuşmasını noktaladı. Basın açıklaması gazetecilerin sorunlarının cevaplanmasıyla sona erdi.

Basın açıklamasından sonra bazı yayın organlarının ve televizyon kanallarının eylemi ihbarcı bir üslupla vermelerinin de etkisiyle; toplantı ve gösteri yasasına muhalefet devletin birlik ve bütünlüğü aleyhine konuşma yapmak ve yabancı bir ülkenin bayrağını yakmak suçlamalarıyla 9 Nisan'da gözaltına alınan B. Kavuncu ve R. Kaya bir gün sonra İstanbul DGM'ye çıkarıldılar. Görevsizlik kararı veren İstanbul DGM, Kavuncu ve Kaya'yı Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığına şevketti. Buradan da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar.

Serbest bırakıldıktan sonra konuşan B. Kavuncu: "İsrail Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye ziyaretini kınayan bir basın toplantısı yaptık. Bu toplantıyı başta Kanal 6 olmak üzere sahibinin sesi olan pek çok medya organı haber vererek değil, ihbar ederek tekrar tekrar yayınladılar. Bu yapılan gazetecilik değil, muhbirliktir" dedi. R. Kaya ise: "İsrail Dışişleri Bakanı'nın Filistin'de zulümlerin ve işkencenin arttığı bir dönemde Türkiye'ye gelmesini müslümanlar olarak biz kabullenemiyoruz. Özellikle son yıllarda devletin İsrail'e karşı tavrını, Ortadoğu'daki müslüman halkların kardeşliğine ve özellikle Türkiye halkının geleceğine yönelik açık bir tehlike ve saldırı olarak görüyoruz" dedi.

Bu arada konuya duyarlı bazı devrimci sol çevreler de başta Filistin halkı olmak üzere Ortadoğu'daki halklara yapılan zulmün eli kanlı sorumlularından Levi'nin Türkiye'ye gelişine karşı tepki gösterdiler. Grup Yorum, Özgürlük Türküsü. Ayşe Gülen Halk Sahnesi. FOSEM, Tavır Dergisi, Okmeydanı Halk Kültür Merkezi ve İdil Kültür Merkezi tarafından yapılan "David Levi Go Home" başlıklı ortak bir açıklama ile Levi'nin gelişini protesto ettiler.

Sol kesimden dahi tepkiler gelirken Gönüllü Teşekküller Vakfı adı altında toplanan altıyüze yakın sağcı, muhafazakar kesimlerden en küçük bir tepki dahi gelmemesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir tavır(sızlık) olarak dikkat çekti.

İstiklal Caddesi'nde Protesto

7 Nisan 1997 günü Tarık Zaler Tunaya Kültür Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısının ardından Tünel'den Galatasaray'a doğru yürüyen yaklaşık iki yüz kadar müslüman David Levi'nin Türkiye'ye gelişini protesto etti. Galatasaray Postanesi'ne kadar sloganlar atarak yürüyen grup, postanenin önünde İsrail bayrağını ateşe verdi. Kelime-i Tevhid bayraklarının açıldığı yürüyüşte "Siyonist Katiller Türkiye'den Defolsun", "İsrail'e Hayır, İşbirliğine Hayır", "Kahrolsun İsrail", "Laik Dikta Siyonizme Kukla" sloganları atıldı, tekbirler getirildi.

Beyazıt'ta Eylem

Siyonist İsrail'in Filistinli müslümanlara karşı sürdürdüğü katliamlara hız verdiği bir ortamda İsrail Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye gelmesi ve Türkiye'de müslümanlara yönelik artan baskılar 11 Nisan Cuma günü Beyazıt meydanında protesto edildi. Cuma namazından sonra tekbirlerle camiden çıkan müslümanlar Beyazıt meydanında saf tutarak önce şehid edilen Filistinli müslümanların gıyabi cenaze namazını kıldılar. Topluca dua edildikten sonra okunan bildiride "müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa işgal altında ve müslümanlar inim inim inlerken, Siyonist çetenin Dışişleri Bakanı Türkiye'de ballı çayla ağırlanıyor. Bunlara tepki gösteren müslümanlar ise gözaltına alınıyor" dendi. "Kahrolsun İsrail ve İşbirlikçileri", "Yaşasın Filistin Direnişimiz", "Laik Dikta İsrail'e kukla". 'Kahrolsun Laik Diktatörlük", "Siyonist Katiller Türkiye'den Defolsun", "İslami Hareket Engellenemez" sloganları atılan gösteride, "İsrail'le anlaşma İslam'a İhanettir" ''Filistin'de Siyonist, Türkiye'de Laik Zulme Hayır", "İşbirlikçi Hainler Hesap Verecek", "MGK Tehdidi Yıldıramaz Bizleri" yazılı pankartlar cami duvarına asıldı. Pankartların asılması sırasında polisin müdahale etme girişimleri müslümanların direnişiyle sonuçsuz kaldı. Meydanda yapılan konuşmada Filistin Direnişinin tüm Filistin'in kurtuluşuna kadar devam edeceği vurgulandı. Yine konuşmada siyonistlerle işbirliği içerisindeki düzenin MGK ile, Türkiyeli müslümanlar üzerinde baskı ve sindirme politikaları uyguladığı fakat müslümanların onurlu ve izzetli bir şekilde tüm bu baskılara direnecekleri ifade edildi.

Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı protesto eyleminde polis zaman zaman müdahale etmeye ve protesto eylemini engellemeye çalışsa da, müslümanların kararlılıkları karşısında eylem, yine müslümanların insiyatifiyle sona erdi.

İ.Ü'de Yürüyüş

7 Nisan Pazartesi günü İstanbul Üniversitesi Merkez bina önünde İsrail Dışişleri Bakanı David Levi'nin Türkiye'ye gelişi müslüman öğrenciler tarafından protesto edildi. "Katil İsrail'in Dışişleri Bakanı Türkiye'den Defol!" yazılı bir pankartla rektörlüğün önünden ana giriş kapısına doğru yürüyüşe geçen öğrenciler İhanete Hayır Anlaşmaya Hayır", "Siyonist Katiller Türkiye'den Defolsun", "Kahrolsun İsrail" sloganları atarak tekbirler getirdiler. Büyük kapıyı açarak dışarı çıkan öğrenciler burada bir basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasında "Filistin'de müslümanları acımasızca katleden siyonist İsrail'in Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye gelmesini biz Müslüman öğrenciler olarak protesto ediyoruz. Tüm dünyaca yalnızlığa itilen, İslam'ın ve müslümanların düşmanı İsrail'in TC'den destek bulması, TC-İsrail işbirliğini gözler önüne sermiştir. Ama biz müslümanlar olarak bu işbirliğini asla görmezden gelmeyeceğiz, yapılan katliamları unutmayacağız ve her alanda bu işbirliğine karşı onurlu bir direniş sergileyeceğiz" dendi.

Protesto eyleminin ardından dağılmak üzere olan gruba polis müdahale ederek 26 kişiyi gözaltına aldı. Hiçbir ikazda bulunmayan polis, öğrencilerin sessizce dağılmasına da izin vermeyip gözaltına alarak amacının baştan sindirmeye yönelik olduğunu gösterdi. 26 öğrenci ertesi gün Sultanahmet adliyesinde mahkemeye çıkarıldı. Savcının 2911 sayılı yasaya aykırı olarak izinsiz gösteri ve yürüyüş yapmak suçlamasıyla bir yıla kadar hapis cezası istediği duruşma polislerin dinlenmesi ve bant kayıtlarının çözülmesi için 13 Mayıs'a ertelendi. Öğrenciler tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR