1. YAZARLAR

  2. Ahmet Bakır

  3. Şehitler Günü Kutlandı

Şehitler Günü Kutlandı

Nisan 1995A+A-

Şubat ayı içinde müslümanlarca her yıl düzenlenerek gelenek haline getirilen "Şehitler Günü" bu yıl Selam Vakfı tarafından organize edildi.

25 Şubat akşamı Gaziosmanpaşa Spor Kompleksinde düzenlenen geceye katılım oldukça yüksekti.

Çeşitli şehit portreleri ile "İslam dinimiz, Özgürlük yolumuz, Şehadet şiarımız", "Üzülme Çeçen kardeş, yardımcımız Allah, Moskova'nın ortasına yazarız Lailaheillah", "Mazlumun hesap soracağı gün, zalimin zulmünden daha çetin olacaktır" şeklinde afişlerin göze çarptığı salonun küçük olmasına karşın, programın ilan edilen saatte başlaması bu tür toplantılarda nadir gördüğümüz bir olumluluktu.

Programa Kur'an ve meali okunarak başlandı. Ana teması Çeçenistan olan gecenin açılış konuşmasını yapmak üzere söz alan Hasan Kılıç, çeşitli coğrafyalarda Allah için işkencelere, eziyetlere maruz kalan ve sonuçta şehid olan insanları yad etmek için böyle bir geceyi düzenlediklerini belirterek özetle şunları söyledi: "Şehitler hayatı değiştirme ve dönüştürme yolunda çok önemli bir işlev görmüşlerdir. Şehit kendi kanıyla durgunluğu ve suskunluğu bozar. İzzet ve hayat, savaşımla elde edilir. Bu yolda irade sahibi olduktan sonra ABD emperyalizminin ve dünya küfür sisteminin sultasının kırılması hiç de zor değildir."

Ayrıca Kudüs günün de bu anlamlı gece ile çakıştığını vurgulayan Kılıç, Müslümanları gasıp İsrail'e karşı mücadeleye çağırdı.

Daha sonra kürsüye gelen Çeçenistan Eğitim Bakanı Hoca Ahmed Yarihanov, "Allah yolunda başladığımız gazamız mübarek olsun. Allah yolunda şehid olanlara selam olsun" diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tüm dünya şu anda nasıl oldu da Çeçenler bu denli büyük mukavemet gösterebildiler diye şaşkınlık içinde. Oysa bizler şehid olmak için yola çıktık, Rusya'nın en büyük korkusu Çeçenistan dışındaki Müslümanların bu zulme karşı gösterdiği duyarlılıktır. Eğer biz bir ümmet olarak dayanışmayı gerçekleştirebilirsek bizi kimse yenemez." Son olarak Ruslar'ın kimyasal silah kullandıklarını ve şu ana kadar 30.000 sivil insanı katlettiklerini söyleyen Yarihanov "Bu iş burada bitmez bizler İmam Mansurlar'ın, Şamiller'in torunlarıyız" diyerek konuşmasını tamamladı.

Bu arada ABD ve İsrail bayraklarının yakıldığı bir gösterinin yapıldığı geceye Grup Kardelen marşlarıyla katıldı. Ancak marşlar söylenirken bayanlar tribününde pop konserlerinde yapıldığı gibi müzik eşliğinde sallanma görüntüsü çirkindi. İnsan sormadan edemiyor: Kendi davranış biçimlerini üretmek yerine başkalarını taklit zihinsel yetersizliğin bir ifadesi değil mi? Bu modern hurafeler müslüman hanımlara nerelerden sirayet ediyor? Bu olay televizyon kültürünün bizim kesime yansıması mı?

Son konuşmacı olarak kürsüye gelen Mustafa İslamoğlu şehit ve şehadet üzerine yaptığı konuşmasında şehitliğin örnek model oluşturmak olduğunu, bunun gereğince yapılmaması sebebiyle bir kaç istisna dışında Allah'ın yıllardır bu topraklardan şehit kabul etmediğini söyledi. Ancak ders veren cami hocası üslubu ile yaptığı konuşmanın uzaması bir kısım dinleyicinin kantin önüne doluşmasına sebep oldu.

Bazı sloganların birbirine karışması ve zamansız atılmasına rağmen "Şehitler ölmez", "Müslüman zulme boyun eğemez", "Yaşasın Çeçenistan direnişimiz", "Şeriat İslamdır Anayasa Kur'an'dır", "İslami hareket engellenemez" sloganlarına kitlesel katılım yoğundu.

Gecenin son aktivitesi olan multivizyon gösterisinin konusu İslam ümmetinin en zorlu kazanımlarının tanıkları, ikiyüzlüleri deşifre edip yalan ile gerçeği ayrıştıran, kınayanın kınamasına aldırmadan, Allah yoluna nefsini ve tüm elde ettiklerini adayan, öncü şehitlere ayrılmıştı.

Sahte ilahlar karşında özgürleştirici şahitliğin tümüyle ne oranda yüklenildiğinin eksik şehadet anlayışı ile birlikte sorgulanmasının önemi büyüktür. Bu çerçevede yapılan programların düzeyinin yükseltilmesi ve içeriklerinin zenginleştirilmesi mücadele vasatımızın hayatiyetini daha da güçlendirecektir.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR