1. YAZARLAR

  2. Özlem Öz

  3. Özgür-Der İzmir Şubesi Açıldı

Özgür-Der İzmir Şubesi Açıldı

Ocak 2007A+A-

80 yıllık ömrünün yarısını darbelerle, sıkıyönetimlerle geçirmiş egemen sistem uluscu, laik ve üniter yapısını yukardan aşağıya tüm hayatı tek tip düşüncenin mahkûmiyetine zorlamaktadır. Bu sebepledir ki tüm hak arama, hesap sorma taleplerini sindirmiş, yapıla gelenler karşısında özgürlüklerini talep etmekten aciz hale gelmiş zalim sultana itaat geleneğinin uzantısı olarak, belirleyen değil belirlenen bir toplum ortaya çıkmıştır. Yanlış sabır ve tevekkül anlayışlarıyla umutlar hep başka baharlara ertelenmiştir.

Kendilerine açılan görece özgürlük ortamlarıyla toparlanmaya, tevhidi bilinçlenme çabalarına girişen Müslümanlar uzun emekler sonucu elde ettikleri kazanımları maalesef ki yeterince değerlendirememişlerdir.

Mevcut sistemin aşağılama, yok sayma, baskı, zulüm ve işkencesinin asıl amacı; umudu inşa kararlılığının örselenmesiydi. Müslümanların umutları hafife alınmış, direniş iradeleri zayıflatılıp ürkek yılgın yığınlar haline getirilmiştir. Müslüman kamuoyu bu dönemde savrulmalar yaşamış; bir kısmı kendilerine yeni alanlar bularak eskiye inat inkarcı ve itirafçı bir tutum izlemiş, bir kısmı içe kapanarak bireyselleşme yolunu seçmiştir. Günü kurtarma çıkmazına sokulan Müslümanlar, ideallerinden, davalarından en önemlisi çıktıkları yolun müstakimliğinden de olmuşlar veya uzaklaştırılmışlardır.

Oysa yaşanılan süreçler içinde birtakım başarısızlıklar yaşanması doğaldı. Çünkü çabalar dünyevi başarıya endeksli olmamalıydı. Hayat bir imtihan alanı değil miydi? Burada takınılması gereken tavır, doğrulara sırt dönmek, onları hesaba çekip uzaklaşmak değil, başarısızlıklarımızın sebeplerini aramak ve eksiklerimizi nasıl giderebileceğimiz konusunda muhasebeye yönelmek olmalıydı. Ya da doğruları savunurken ödenecek bedellerin sorumluluğunu ne kadar kuşanabildiğimiz sorgulanmalıydı.

İşte 28 şubat kabusunun ülkeye çöktüğü böyle bir zaman diliminde Özgür-Der adını duyduk. Bu ses, dernek ve vakıfların kapatıldığı, tüm çalışmaların dondurulup seslerin kısıldığı bir dönemde ben buradayım deme cesaretini gösterdi. Bunun içi boş bir cesaret olmadığını, ilkeli, onurlu duruşuyla bilgi, inanç, eylem düsturuyla her ortamda dillendirerek bir mücadele yolu açtı.

İşte bu mücadele kervanına bir yenisi de İzmir'den eklendi.

Özgür-Der İzmir Şubesi 10 Aralık Pazar günü İzmirspor Tesisleri'nde düzenlenen bir programla açıldı. Beklenenin üstünde bir katılımla başlayan program, Hüseyin Güneş'in okuduğu Kur'an-ı Kerim ve meali ile başladı. Ardından programı sunan Bünyamin Sevim, açılış programına İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir, Denizli gibi değişik illerden ve Almanya'dan katılan kardeşlerimize teşekkür etti. Sevim, Özgür-Der İzmir Şubesi'nin açılışı için Sakarya, Tatvan, Batman, Diyarbakır ve Çorum Özgür-Der şubelerinin, Bergama İlim ve Hayır Vakfı'nın, Başörtüsüne Özgürlük İzmir Platformunun ve Küçükçekmece İslam Dünyası Kültür Merkezi'nin gönderdiği tebrik mesajlarını okudu.

Özgür-Der'i tanıtan bir sinevizyon gösteriminin ardından Özgür-Der İzmir Şubesi Başkanı Nurcan Büyük, kendilerini yalnız bırakmayan tüm dostlara teşekkür ederek başladığı konuşmasında, Özgür-Der'e giden yolda rahmetli Macide Göç ve Özlem Özyurt'un şahitliğinin üzerinde durdu. Kadın olmanın şahitliğe ve şehadete engel olmadığını, kadın erkek mücadele yolunda omuz omuza yürünmesi gerekliliğinin altını çizdi. İzmir'de dağınık ve birbirinden kopuk bir şekilde devam edegelen Kur'an çalışmalarının, sohbet ve ders halkalarının ortak istişari bir zeminde buluşması niyeti ile  yapılan girişimlerin, aynı kaygı ve duyarlığı hisseden Müslümanlarla buluşulması ile Özgür-Der İzmir Şubesi'nin temellerinin atılmış olduğunu belirtti. Büyük, maddi manevi destek veren kardeşlerimize teşekkür edip, bu yolda tüm Müslümanları birlik ve dayanışmaya davet ederek konuşmasını bitirdi.

Açılış konuşmasının ardından Grup Yürüyüş ezgileriyle tüm davetlilere umut ve çoşku dolu bir gece yaşattı. Program "Haksızlıklar Karşısında İslami Kimlik ve Sorumluluklarımız" konulu panelle devam etti. Oturum başkanlığını Hamza Akdeniz'in yaptığı panele, Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci, Özgün İrade Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ramazan Kayan ve İLKAV Başkanı Mehmet Pamak konuşmacı olarak katıldılar.

Panelin ilk konuşmacısı olan Hülya Şekerci, Müslümanların kadın erkek olarak aynı sorumluluğa sahip olduğuna işaret ederek başladığı konuşmasında, ortak bir davanın ortak taşıyıcıları olmamız gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca Şekerci, yaşadığımız coğrafyada Müslümanların uğradığı haksızlıklara değinerek, sorunlara ne tür cevaplar üretmemiz gerektiğinin de üzerinde durdu. Şekerci, son olarak Filistinli kadınların mücadele örnekliğinden bahsederek birbirlerinin velisi olması gereken mü'min ve mü'mine insanların ortak sorumluluklarını hatırlatarak konuşmasını bitirdi.

Şekerci'nin ardından söz alan Ramazan Kayan, Özgür-Der İzmir Şubesi'nin açılışının hayırlara vesile olması dileğiyle sözlerine başladı. Kayan, konuşmasında, nesillerin kimliksizleştirilip, çok kimlikliliğin dayatıldığı bir ortamda sahih İslami bir kimliğin ne kadar önem arzettiğine vurgu yaptı. İslam'ın, muvahhid, muttaki ve mücahid gibi üç önemli vasfının çağa iz bırakmasının elzem olduğunu ifade eden Kayan, mü'minlerin bu kimliği yürütürken neye muhalif olacaklarını da çok iyi idrak etmeleri ve İslami kimliğin dönemsel, konjonktüre bağlı değişikliklere göre şekil almaması gerektiğinin altını çizdi.

Mehmet Pamak ise; konuşmasında insanın Rabbimiz tarafından yeryüzüne halife seçilmesine rağmen günümüzde seküler bir düzen içinde sorumluluklarımızın unutturulmaya çalışıldığı üzerinde durdu. Devletin resmi ideolojisindeki çarpıklıklara değinen Pamak, Allah'ın bizi sadece kendine kulluk etmek için yarattığını, dolayısıyla da hayatımızın bütün alanını Allah'a kulluk bilinciyle geçirmemiz gerektiğini vurguladı. Zalimlerin İLKAV'ın Ankara'daki programına yönelik saldırılarına karşı asla geri adım atmayacaklarını da belirten Pamak, sözlerine şöyle devam etti: "Fıtrat ve vahyi buluşturacak adil bir tutum ortaya koymalı ve yeniden Kur'an neslinin inşası için çaba içinde olmalıyız. Soyut bir put kırıcılık çok anlamlı olmayacaktır. Putun ne olduğunu göstermek kadar putu kimin adına kırdığınız da önemlidir."

Panelin ikinci bölümünde ise dinleyicilerden gelen sorulara konuşmacıların verdiği cevaplarla devam edildi. Panelin ardından Grup Yürüyüş'ün seslendirdiği "İntifada" marşıyla açılış programı son buldu.

Vahyi sorumluluklarımızı yerine getireceğimiz bir alan oluşturan Özgür-Der'i yaşadığımız ülkede İslami mücadelenin onurlu ve ilkeli bir mevzii olarak değerlendiriyor, Özgür-Der çatısı ve rehberliği altında gerçekleştirilen faaliyetlerin anlamlı ve önemli olduğunu düşünüyoruz. Bugüne kadar devam eden diyalogların bundan sonra Türkiye'nin pek çok bölgesindeki kardeşlerimizle sağlam temelli istişari zeminlerde daha da nitelikli hale geleceğini umuyor, Özgür-Der gibi dışa açık Tevhid ve Adalet eksenli çalışmalarla İzmir'in, tevhidi bilinçlenme çabalarına önemli bir zemin olmasını ve  üzerine adeta yapışan ''gavur'' sıfatının değişmesini temenni ediyoruz.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR