1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Müslümanlarla Dayanışma ve İntifada Gecesi

Müslümanlarla Dayanışma ve İntifada Gecesi

Ocak 1994A+A-

Dünya müstekbirlerinin ve yerli işbirlikçilerinin tüm zulüm ve ihanet politikalarına rağmen 7. yaşını kutlayan İntifada İstanbul'da coşkulu bir kalabalıkla kutlandı. Müslüman Genç Basın-Yayın Organizasyon tarafından tertip edilen "Dünya Müslümanlarıyla Dayanışma ve İntifada Gecesi" Abdi İpekçi Kapalı Spor Salonu'nda 15 bini aşkın müslüman tarafından büyük bir coşkuyla kutlandı. 2-3 bine yakın hanım izleyicinin de hazır bulunduğu salon, pankartlarla donatılmıştı. Salona sığmayan seyirciler, spor salonunun koridorlarına taştı.

Geceye dünyanın farklı yerlerinden İslami hareket mensuplarının temsilcileri katıldı. HAMAS'tan Azzam Temimi, Cezayir FIS hareketinden Şeyh Abdulkadir Sahravi, Keşmir'den Abdurreşid Turabi ve Gulam Nebi Nurşehri, Bosna'dan Ahmed Begoviç ve Tacikistan İslami Nahda Hareketi'nden Muhammed Ekberzade konuşmalarıyla geceye iştirak ettiler. Konuşmacılar genel olarak yaşadıkları topraklarda müslümanlara yapılan baskı ve zulümlere değinirken Türkiyeli müslümanlardan İslami hareketlerle dayanışma içinde bulunmalarını talep ettiler.

HAMAS Temsilcisi A. Temimi, FKÖ'nün İsrail'le yaptığı ihanet anlaşmasını imzalamasıyla Filistin halkı üzerindeki temsilcilik haklarının kalmadığını ifade etti. FKÖ ve İsrail Anlaşmasının İslami hareketlere büyük bir darbe niyetiyle oluşturulduğunu ama bu iki güce karşı Filistin müslümanlarının HAMAS'la kenetlendiğini ve mücadelenin Allah'ın yardımıyla zaferle sonuçlanacağına inandıklarını belirtti.

Daha sonra Keşmir'de Hindu işgalcilere karşı bağımsızlık mücadelesi veren Hizbu'l Mücahidin Genel Emiri Gulam Nebi Nurşehri soluk soluğa ve uzun bir konuşma yaptı. Konuşmasında ineğe tapan Hindular tarafından müslümanların camilerinin yakılıp yıkıldığını çocuk, kadın, yaşlı demeden sadece Allah'a İman ettiklerinden ötürü bu zulme maruz kaldıklarını anlattı.

Cezayir İslami Kurtuluş Cephesi (FİS) Şura Üyesi Abdulkadir Sahravi ise FLN ve Ordu ile işbirliğine giren sömürgeci güçlere karşı oluşturulan İslami bağımsızlık mücadelesinin günden güne büyüdüğünü ve şu anda gerilla mücadelesi veren mücahidleri aktif olarak destekleyen dört milyona yakın müslümanında sıcak mücadelenin içine girmek üzere olduğunu ifade etti. Ordunun sadece şehirlerde denetim yapabildiğini ama buralarında müslümanların denetimine geçmesinin ve İslam Cumhuriyeti'nin tesisinin yakın olduğuna dikkat çekti.

Gecenin İlk gösterisinde 20 kadar müslüman çocuk Filistin kıyafetleriyle kiminin elinde tevhid bayrağı, kiminin elinde Kur'an-ı Kerim, büyük bir çoğunluğunun elinde de sapanlar olduğu halde işgalci siyonist zulmüne karşı oluşturulan direniş hareketini marşlar eşliğinde canlandırdılar. Düşman kurşunlarıyla vurulup şehid olan arkadaşlarını cephe gerisine taşıdılar. Bu sahnenin oluşturduğu duygusal atmosferle müslüman kitleler salonu adeta yıkarcasına tekbir getirip "Kahrolsun Amerika", "Kahrolsun İsrail", "İslami Hareket Engellenemez", "Kahrolsun Laik Diktatörlük" gibi sloganları haykırdılar.

Daha sonra koro tarafından Türkçe, Arapça ve İngilizce marşlar ve ilahiler okundu. Ardından bir konuşmacı TC'nin kuruluşundan beri ülke insanına yapılan zulüm ve haksızlıkları dile getirdi. Çürüyen ve kokuşan sistemin tek alternatifinin İslam olduğunu ve Allah'ın nurunu mutlaka tamamlayacağına olan imanın müslüman gönüllerde dipdiri olduğunu anlattı. Sinevizyon ve toplu duadan sonra gecenin programı tamamlanmış oldu.

Gece'de bazı basın mensuplarının ve muhtemelen bazı sivil görevlilerin yakışıksız tavırları salondaki görevli müslümanların soğukkanlı ve dakik müdahaleleri ile önlendi ve kitlelerin bu tavırlar karşısındaki infiali yatıştırıldı. Katılımın yüksek olduğu gecede programdaki bazı zamanlama aksaklıklarına rağmen salon düzeni ve kitlesel coşkunun kanalize edilişi başarılı idi.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR