1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Muhalefet mi? Yozlaşma mı?

Muhalefet mi? Yozlaşma mı?

Haziran 1996A+A-

Dergimiz baskıya girerken 2 Haziran'da Kısmi Yerel Seçimler yapıldı. Bir önceki seçimlere oranla bu seçimlerde RP oylarının arttığı, sol ve sağ oyların daha da düştüğü, milliyetçi iki partinin oylarında ise yükselme olduğu görüldü. Türkiye halkı, fakirlik oranının ve ahlaki dejenerasyonun gittikçe arttığı, yolsuzluk ve vurgunculuğun alabildiğine yaygınlaştığı, hak ve hukuk ihlallerinde askeri cunta icraatlarının geride kaldığı, tamamen ABD ve İsrail güdümüne giren dış politikanın halkı yok saydığı bir dönemi yaşıyor. Halk gittikçe sistemden soğuyor. Sistem karşıtı söylemler halkta umut uyandırdığı içindir ki RP'ye gösterilen ilgi gittikçe artıyor. Bu arada sistemin çürümüşlüğü, merkezi düzen partilerini içine çekerken, sistemin radikal sağ ucu, bu bulanıklıkta milliyetçi söylemlerle pirim yapmaya çalışıyor.

Son seçim sonuçlarından da anlaşılacağı gibi soyut bir "adil düzen" ideali bile sistemin çürümüşlüğünden kaçan kitlelerin RP'ye yönelmesine neden oluyor. İlginçtir! Halkın teveccüh gösterdiği RP kurmayları; haksızlıkların, yolsuzlukların ve İslam karşıtı tavırların taşıyıcısı olan egemen sınıflara hesap soracaklarına, onlara el uzatıyor. RP kurmayları, halkın zulüm ve haksızlıklar karşısında kendilerine verdiği desteği, iktidara ve egemen güçlere karşı onurlu bir şekilde yansıtamıyor.

RP kurmayları, desteğini aldıkları halkın gücünü, sistemi dönüştürecek köklü bir muhalefeti yaygınlaştırmak için değil, bir an önce iktidara gelip mevcut sistem içinde hükümet olmak amacıyla kullanıyor. MGK'lı, Kontgerillalı, DGM'li, Koç'lu-Sabancı'lı, Çekiç Güçlü, İsrail sevdalı bir sistemde kim hükümet olursa olsun yargısız infazlar, gözaltında kayıplar, işkenceler, köy yakmaları, namaz kılanların ordudan atılmaları, fuhuş yuvalarının çalışması ve uluslararası sermayenin baskısı devam edecektir. Hele böyle bir hükümete, tüm bu zulüm ve haksızlıkların faillerinden bir parti ile ittifak edilerek gelindiğinde, sistemin çürümüşlüğüne daha da çok ortak olunacaktır.

RP tabanı, kazandıkları halk desteğini, sistemi daha iyi yönetmek için değil, bu sistemin değişmesini sağlayacak ciddi bir muhalefeti örgütlemek için kullanmak gerektiğini, RP kurmaylarına anlatmalı ve zorlamalıdırlar. Zira İslami beklentilerle RP'ye meyleden kitle desteğinin, sistemin kurtarılması için payanda yapılmasına; mevcut laik, ulusçu, kapitalist sisteme muhalif bütün onurlu insanlarca karşı çıkılması gerekmektedir. RP tabanı, kurmaylara değil, ilkelere bağlılığın asıl olduğunu unutmamalıdır.

Dergimizin Mayıs 1996 sayısı DGM tarafından toplatıldı. Sistemin işbirlikçi, hak ve hukuk tanımaz tavrını dile getirmemiz. DGM Savcısı'nca. toplatma gerekçesi olarak gösterildi. "Çiğnenen Onurundur! Onuruna Sahip Çık! Siyonist Zulme Karşı Sesini Yükselt" başlığıyla yayınladığımız bildiri "TCK'nın 312. maddesine göre halkı din ve mezhep farklılığı gözeterek birbirine karşı düşmanlığa sevk etmek" ve "MGK'nın Yeni Bakanı ve Sistemin Korkulu Rüyası: Cezaevleri" başlıklı yazımız da "TMK'nın 7. maddesine göre terörle mücadele yetkililerini hedef göstermek" suçlamasına muhatap oldu. Siyonizme karşı çıkmanın din ve mezhep kışkırtıcılığı ile ve cezaevlerinde yaşanan zulmü aktarmamızın da bazılarını terör örgütlerine hedef göstermekle alakası olmadığını sözlü ve yazılı itirazlarımızda dile getirdiysek de, TC Savcısı itham ettiği suçlardan dolayı dergimizi DGM'ye sevk edeceğini ifade etti.

Ve sistemin çürümüşlüğü siyaset alanında da yargı alanında da devam ediyor. Önemli olan çürümüşlük karşısında dikilebilmek ve sağlıklı bir gelecek için bugünden sahih bir tavır içinde olabilmektir.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR