Mektup

Aralık 1991A+A-

Bismillahirrahmanirrahim.

Allah'ın selamı üzerinize olsun.

Hak Söz dergisi sorumlularına;

Kur'an'ı, yayın çizgisinin mihenk taşı yapmış bir dergiye övgülerimizle birlikte haklılığına inandığımız eleştirilerimizi ulaştırmak müslümanlığımızın bir gereğidir. Ki hep birlikte daha iyiye daha güzele ulaşabilelim.

Dergide yazı yazanlar arasındaki ortak fikir bağı, takdir edilmeye değer. Ancak kullanılan dil ve üslup hakkında aynı şeyleri söylemek ise oldukça zor. Bazı yazılar, sanki kalburüstü diye nitelendirebileceğimiz bir okuyucu kitlesine seslenmektedir. Bence lüzumsuz kullanım ve yabancı kelimelerin çokluğu, bir yazıya seviye değil olsa olsa anlaşılmazlık kazandıracaktır. Hz. Ali(r)'den gelen bir rivayette; "Allah'ın dinini insanların anlayabileceği bir lisan ile anlatınız. Zira onların Allah'ın dininden uzaklaşmalarını mı istiyorsunuz?" denilmektedir.

Evet, Allah kendi kelamını insanların anlayabileceği bir lisan ile inzal ederken biz insanların anlayamayacağı, toplumun dilinden uzak bir dil anlayışı ya da kavram dizini ortaya koyamayız. Koysak bile bu kez ne Allah'ın rızasına uygun bir iş yapmış oluruz ve ne de tebliği hakkıyla ifa etmiş sayılırız. Toplumdaki okuyan kesimden uzak kalmamamız gerektiği gibi, okumayan kesime okuma alışkanlığı kazandırabilmek de yayın sahasında mücadele veren kardeşlerimizi ilgilendirmelidir. Kullanılan dilin toplumun dili olması, çıkan dergileri bu açıdan seviyeli, edebî bulmayan kimseler, sözlü tebliğle uğraşmayan, toplumu hedeflemeyen ya da unutan insanlar olmalı, ki bizi yönlendirecek eleştirilerde bunlar olmamalıdır.

Vahy, akıl ve duygu üçlüsü, bir bütün olarak sözlü ve yazılı anlatımlarımızda kendini hissettirmelidir. Bu üç unsur bir arada somutlaştırılamadığı müddetçe İslamî hareketin başarısı yüzeysel ve fikir olmaktan öteye geçmeyecektir. Oysa biz biliyoruz ki önce fikir sonra da amel süreci gibi bir süreç yoktur. Bu süreç birlikte yürüdüğünde, bağımsız algılanmadığında başarıya ulaşmış ve ulaşacaktır. Tebliğde yazılı anlatım, sözlü anlatımın ötesinde, karşımızdaki ferdi, yazılı bir metinle muhatap bırakarak iç ve dış tesirlerden uzak düşünmeye sevketmenin yoludur.

Dergide yer verilmesini arzuladığım diğer hususlar ise:

Türkiye'deki cemaat-grupların arkasına sığınarak saptırdıkları ayetleri ve meseleleri ortaya koyarak bu ayetlerin arkasındaki siyasi boyutu belirleyerek, bunlarla irtibatı olan kardeşlerimize bir yöntem sunabilirsiniz.

Mekki surelere yer verilmesi, böylece okuyucuya İslami hareketin süreci ve yaşadığı atmosfer hakkında somut önermeler sunulacaktır.

İşçi kesiminin sorunlarına yalnızca grev ortamında değil, daha öncesinde yaklaşım gösterilmeli, röportajlarla öncelikle müslüman işçi ve esnafın sorunlarına ulaşılarak sunulan mesajın yaygınlığını sağlamalıyız.

Eğer İslam'ın hayatın her alanına uygulanabilmesinin ilk ve esas şartı Kur'an'ın anlaşılması ise onun anlaşılırlığını savunan insanların onu zorlaştırması düşünülemez.

Allah'a emanet olunuz.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR