1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. İçeride Arslan, Dışarıda Kedi! İşte İşbirlikçilerin Ruhu!

İçeride Arslan, Dışarıda Kedi! İşte İşbirlikçilerin Ruhu!

Şubat 1998A+A-

İçinde yaşadığımız şu günler birçok şeye şahitlik etmek açısından ilginç gelişmelerle dolu. Ülkemizde ve dünyada cereyan eden son olaylar hem yerli, hem de yabancı egemenlerin gerçek yüzlerini görmek, tanımak ve onların yandaşlarının, yardımcılarının gayretkeşliklerini okuyabilmek açısından sayısız örnekler sunmaktadır.

Emperyalizmin, bir zamanlar İran'a saldırdığında "yılın adamı" seçtiği Irak diktatörü Saddam'ı sonradan Yeni Dünya Düzeni'ni ihlal ediyor diye cezalandırdığı günlerden bu günlere geldik. Dünyaya nizam verme hakkını ve yetkisini kendisinde gören emperyalist ABD ve onun yardımcıları ile kraldan fazla kralcılığı ahlak edinmiş yerli işbirlikçileri şu günlerde yine işbaşındalar. Yine Saddam'ı bahane ederek Irak'ın müslüman halkının üzerine ölüm ve gözyaşı yağdırmayı planlıyorlar.

Emperyalizmin yerli aşıkları ve uşaklarının sihirli değneği medya, geçen sefer olduğu gibi Irak'ın Türkiye'yi tehdit eden silahlara sahip olduğunu ve bunların bizim halkımız için çok tehlikeli olduğunu "keşfetti". Yine aynı senaryo, yine aynı sahne... Değişense sadece saldırıda denenmeyi bekleyen silahlar ve bombalar...

Ülkemizde müslümanlara karşı "kabadayılık" düzeyinde hırçınlaşan yerli egemenlerin, ABD ve İsrail'e karşı munisçe itaat etmeleri, işbirlikçilik ruhunun ve karakterinin en başat özelliğini sergilemektedir.

Amerika'nın Irak'a yönelik saldırı planlarını gerçekleştirdiği şu günlerde, uygun zemin hazırlıkları arasında ziyaret ettiği bölge ülkelerinden biri olamamayı bile sineye çeken yerli işbirlikçiler, Irak halkının cezalandırılmasını çoktan kabul etmişe benziyorlar.

Dışişleri'nin Irak'a yapacağı ziyaret ise, hükümetin bile desteğini almaktan uzak haliyle adeta "dostlar alış verişte görsün" tarzında seyrediyor. Uluslararası emperyalizm ve onun başı, dünyaya çeki-düzen(!) vermeye çabalarken, ülkemizdeki yerli işbirlikçileri de boş durmuyorlar, "Birinci öncelikli tehlike" ilan ettikleri İslami gelişmelere karşı hem sopayla, hem de havuçla mücadele ediyorlar.

Bir yandan kapatmaktan göz altılara, hapislere, idam cezalarına kadar uzanan bir yol çizerlerken, öte yandan da Türkçe ibadet, Türkçe ezan gibi gündemlerle, gün gün gelişmekte olan İslami hassasiyetleri manipüle etmeye yönelik tedbirler almaya çalışıyorlar. Yerli ve yabancı egemenlerin tanınması, bilinmesi açısından bu zenginlikte ortaya çıkan örneklerden bir anda ve bir arada görülmesinin her zaman mümkün olmadığının bilerek olayları iyi değerlendirmenin, inançlarımıza, değerlerimize daha bir sarılmanın ve onları yaşamlaştırmanın tarihi sorumluluğu ile karşı karşıyayız.

Tevhidi ve adaleti yükseltmekle mükellef mü'minler olarak, şeytanın ve dostlarının bugünkü karşılığı olan Büyük Şeytan ABD'ye ve yerli-yabancı ayrımı yapmadan tüm işbirlikçilerine tavır almalıyız. Şüphesiz şeytanın tuzağı takva sahibi mü'minlere işlemez. Takvayı bir yaşam biçimi haline getiren mü'minler, Allah'ın yardımına nail olacaklardır. Allah'ın yardımını alanlar, şeytanların tüm tuzaklarını başlarına geçireceklerdir. Yeter ki, düşünceden duyguya, söylemden eyleme kadar tüm duruş, bakış ve hareketlerimizde Rabbimizin tavsiyelerini kuşanalım. Ekini ve nesli ifsad eden cahiliyye kuşatmasını kıracak irade ise, ancak âlemlerin Rabbinin rızasını gözeten yürekler tarafından ortaya konulabilir.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR