1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Hüzünle Hatırlayacağımız Bir Gün: 8 Temmuz

Hüzünle Hatırlayacağımız Bir Gün: 8 Temmuz

Ağustos 2003A+A-

Temmuz ayının ilk günlerinde yaşadığımız sarsıcı bir trafik kazası Özgür-Der başta olmak üzere tüm camiamızda büyük bir üzüntü yarattı. Üzüntü, olayın ayrıntıları öğrenilmeye başlandıkça onurlu bir vefatın getirdiği teselliye dönüştü. Özgür-Der heyeti 8 Temmuz sabahı bir kaza geçirmiş, dernek Başkan Yardımcısı Özlem Hicran Özyurt ve Avukat Macide Göç Türkmen vefat etmişler, kazadan Hamza Türkmen ve Osman Nuri Özyurt ise yaralı olarak kurtulmuşlardı. Olayın sarsıcılığı, vefat eden ve yaralanan kardeşlerimizin karşılaştıkları zulüm ve haksızlıklara karşı mücadele sürecine adanmış şahsiyetler olmalarındandı.

Niçin Yola Çıkılmıştı?

Özgür-Der Yönetim Kurulu üyeleri Hamza Türkmen ve eşi Macide Göç Türkmen, Özlem Hicran Özyurt ve eşi Nuri Özyurt'un Özgür-Der'i temsilen çıktıkları Anadolu seyahatinin temel ekseni Müslümanlar arası diyalogları güçlendirerek ortak sorunları konuşmaktı. 27 Eylül'de dünya çapında yapılması planlanan "Aksa İntifadası'na destek, İsrail işgalinin ve ABD emperyalizminin küresel çapta protesto edilmesi" amaçlı eylemliliklerin Türkiye genelinde de organize edilmesine katkıda bulunmaktı. 28 Şubat süreciyle Müslümanlar arasında oluşan ilişki kopukluklarına karşın diyalog zeminleri oluşturmak gibi amaçlarla yola çıkılmıştı. Özgür-Der'in açılmakta olan bazı şubeleri için ön planlamalarda bulunulması da bu seyahatin amaçlarındandı. Geziyi ve kazayı, toprağa verdiğimiz iki fidanımızın bizlere ölümleriyle verdikleri dersi bu denli anlamlı kılan da bu salih amaçtı.

Kaza Günü

5 Temmuz Cumartesi günü Ankara'da bir grup Müslümanla buluşan heyet, Pazartesi günü Sorgunlu Müslümanlara uğradılar ve Pazartesi akşamı da Sivas'ta ağırlanmışlardı. Ankara ve Sivas ziyaretlerinden sonraki durak Elazığ idi. 8 Temmuz sabahı Sivas-Malatya yoluna çıkan heyetin, arabası, Hekimhan mevkiinde saat 10:30 sularında arabanın sağ tarafındaki tekerlerin yol kenarındaki mıcırlar yüzünden kayması ile yolun karşı tarafındaki ağaca doğru savruldu. Kaza sonucunda Nuri Özyurt ve Hamza Türkmen yaralı olarak kurtulurken, Özlem Hicran Özyurt ve Macide Göç, otomobilin arka üst bölümünün ağaca çarpmasının etkisiyle olay yerinde can verdiler.

Yaralanan kardeşlerimiz kazadan kısa bir süre sonra Malatya Devlet Hastanesi'ne kaldırıldılar. Bu esnada telefonlar ve Malatya'dan yayın yapan radyolar aracılığıyla kaza haberi duyuruldu. Kazadan hemen sonra Malatyalı Müslümanların yoğun ilgisi oldu. Ayrıca çevre illerden gelen Müslümanlar da birlik ve beraberliğin, kardeşlik ve dayanışmanın güzel bir örnekliğini gösterdiler. Nuri Özyurt'un hafif yaralanması ve yoğun bakıma alınan Hamza Türkmen'in ilerleyen günlerde sağlık durumunun iyiye doğru gitmesi teskin edici bir gelişme oldu.

Cenaze Namazı ve Defin

Kardeşlerimizin cenazelerini Elazığ'dan Malatya'ya gelen yakın arkadaşları Hacer Hanım yıkadı.

9 Temmuz Çarşamba günü taburcu edilen Nuri Özyurt'la beraber Malatya'dan uçakla gönderilen cenazeler de havaalanından alınarak İstanbul, Fatih Camii'ne getirildi. Binlerce Müslümanın katıldığı cenaze namazlarını Ferid Aydın kıldırdı. Tevhid bayrağına sarılmış, Filistin poşularını hayatlarındaki gibi tabutlarında da taşıyan bu iki merhumenin cenazeleri başında Mehmet Pamak bir konuşma yaptı. Pamak, birer şahid olarak yaşayıp şehadetle dünya hayatlarını noktalayan merhumelerin örnekliklerinin önemine dikkat çekti. Pamak konuşmasını "Ben onları meydanlarda tanıdım nerede bir haksızlık varsa onlar oradaydılar Allah onlardan razı olsun." cümleleriyle tamamladı. Müslümanların kadınıyla, erkeğiyle edâ ettikleri cenaze namazlarından sonra omuzlarda taşınan naaşlar tekbirler eşliğinde Eyüp Mezarlığı'na defnedildi. İki şahidin de mezar taşlarına Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci tarafından hayatlarının özeti niteliğindeki Filistin poşusu sarıldı. Mücadeleye adanmış bu iki yüreğin mücadelenin bayrağı haline gelen kah başörtüsü olarak başlarında taşıdıkları kah emperyalist savaşa karşı yapılan bir yürüyüşte boyunlarına sardıkları İntifadamızın sembolü poşunun ifade ettiği anlam Fevzi Zülaloğlu'nun hayat rehberimiz Kur'an'dan iktibaslarla yaptığı dua ile İslam'ın hayatın her alanında yaşanan bir şahidlik olduğunu gösteriyordu bizlere . Cenaze namazı öncesi ve sonrası Haksöz Dergisi ve Özgür-Der'in yanı sıra İrfan Vakfı ve Kudüs Dergisi de mekanlarını taziye için gelenlere açtılar.

Hukukçular Derneğinde Taziye Programı

11 Temmuz Cuma Günü Hukukçular Derneğinde saat 18:30'da Edirnekapı Emin Baba Köşkü'nde taziyeler kabul edildi ve bir program düzenlendi. Programda Av. Hüsnü Tuna, Av. Muharrem Balcı ve Av. Necip Kibar, Macide ve Özlem kardeşlerimizin hukuk mücadelesinde öncü ve örnek şahsiyetleriyle İslami camiaya bıraktıkları kazanıma dair birer konuşma yaptılar.

Macide kardeşimizin ablası Sacide Göç Yıldırım ile Özlem kardeşimizin amcasının oğlu Ömer Faruk Özkan da kardeşlerimizin İslami ve insani vasıflarına dair kısa birer konuşma yaptılar. Program Kur'an-ı Kerim'den okunan dua ayetleriyle son buldu.

Hamza Türkmen İstanbul'a Döndü

Malatya Devlet Hastanesi'nde tedavisi tamamlanan Hamza Türkmen 14 Temmuz Pazartesi sabahı taburcu olarak İstanbul'a döndü. Sabah 08.30 sularında Yeşilköy Havaalanı'na ulaşan Türkmen'i kalabalık bir grup Müslüman karşıladı.

Haksöz Dergisi'nde kısa süreliğine geçmiş olsun ve taziye dileklerini kabul eden Hamza Türkmen, yaptığı kısa değerlendirme konuşmasını, "Yaşamımız ve ölümümüz Allah içindir. Allah'tan geldik, O'na döneceğiz. Hayırlı ameller niyetiyle yola düşen kardeşlerimizin bıraktığı sorumluluğu hepimiz daha kararlı şekilde sürdürmeliyiz." cümleleriyle bitirdi.

Özlem Özyurt ve Macide Göç Ülke Dışında da Anıldı

19 Temmuz'da Almanya'nın Düsseldorf şehrindeki İrşad Kitabevi'nde 8 Temmuz sabahı trafik kazasında hayatlarını kaybeden Macide ve Özlem kardeşlerimizin anısına bir program düzenlendi.

Kur'an-ı Kerim ve mealinin okunmasıyla başlayan programda; cenaze töreni için Türkiye'ye gelen dergimiz Avrupa temsilcisi Murat Kurt acı olayla ilgili bilgiler aktardı. Kaza ile ilgili soruları cevapladıktan sonra Macide ve Özlem kardeşlerimizin kısa biyografilerini sundu.

Yaşanılan süreçte fedakar, dik duruşlu ve dirençli bu iki sembol ismin yerini doldurabilmenin güç olduğu ama bu gaye doğrultusunda gayretler gösterilmesi sorumluluğu dile getirildi. Bu tür insanların hayatta iken değerlerinin bilinmesi ve birbirimize daha fazla bağlanmanın gerekliliği vurgulandı. Hüzünlü atmosferde devam eden programda hüznün yerini sorumluluk hisleri aldı. Olay karşısında duyguların dile getirildi bazı yazılardan bölümler okunarak devam eden program dua ile sona erdi.

Ayrıca Suriye'nin başkenti Şam'da üniversite ve dil öğrenimlerini sürdürmek üzere bulunan bir grup Türkiyeli Müslüman da kardeşlerimiz için bir anma programı düzenledi. Programda Kur'an-ı Kerim'den hayatın hedefine dair ayetler okundu. Zuhal Sancaklı'nın, Macide ve Özlem kardeşlerimizin hayatları ve mücadele anlayışları üzerine aktardığı bilgilerle devam eden program, dua ayetlerinin okunmasıyla son buldu.

Temmuz'un 8'i hep hüzünle, hep hüznümüzü bilincimizle yeşertebileceğimiz bir gün olarak kalacak zihinlerimizde. Takvimlere mahkum olmayacak kadar sıradanlığı aşan 8 Temmuz iki kardeşimizin yokluğunun oluşturduğu hüzün ve acıdan da ötelere uzanan örneklikleriyle onlara şehadet nimetini, bizlere muhasebe imkanını da beraberinde getirmişti iki mücadele arkadaşımızı 'insanların tekrar dirileceği gün'e uğurlarken Allah'a aitiz ve sonuçta O'na döneceğiz şiarı ile sınanmaktaydık..

Allah Yolunun şahidleri olarak yaşadılar...

Şahidiz! Şahid ol ya Rabb!

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR