1997 Şubatı'nda Sincan Belediyesi'nce düzenlenen Kudüs Günü programında yaptığı konuşma gerekçe gösterilerek Lübnan İslami direnişi Hizbullah örgütüne üyelikle suçlanan ve 17.5 yıl hapisle cezalandırılan Nurettin Şirin'in, yine bir Kudüs Günü arefesinde tahliye olması Müslümanlarca sevinçle karşılandı. 28 Şubat hukuksuzluğunun açık göstergelerinden biri olan söz konusu ceza, bilindiği üzere kamuoyunda o tarihten bu yana tartışılmış ve DGM kararının hukuki değil, siyasi konjonktüre bağlı olarak verildiği kanaati yaygın biçimde paylaşılmıştı. Gerek iç kamuoyundan, gerekse uluslararası kuruluşlardan gelen ısrarlı taleplere karşın Şirin'e verilen haksız cezanın sürmesi darbe hukuksuzluğunun pervasızlığını gözler önüne seren en somut göstergelerden birini teşkil ediyordu.

Nihayet yeni TCK'daki değişikliklerin ardından 7 yılı aşkın bir zamanını zindanda geçiren Şirin, 4 Kasım akşamı Kandıra F Tipi Cezaevi'nden tahliye oldu. Cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul'a gelen Şirin, gecenin ilerleyen saatine rağmen Harem Otogarı'nda kendisini bekleyen Müslümanlarca karşılandı.

Kendisini karşılayan topluluğa hitaben yaptığı konuşmada baskıcı ve Siyonist politikaları eleştiren Şirin, yıllar önce hapse girmesine neden olan gerekçeleri aynen bugün de tüm kararlılığıyla savunduğunu belirtti. Yeryüzündeki Siyonist ve emperyalist egemenlik son bulana kadar tüm gücüyle mücadele edeceğini söyleyen Şirin, Şehit Ahmed Yasin'in tüm ümmete örnek olduğunu vurguladı. Şirin'in konuşması sık sık sloganlarla kesildi.

Abdurrahman Dilipak, Burhan Kavuncu, Hazma Türkmen, Necip Kibar, Yılmaz Çakır, Yıldız Ramazanoğlu, Emine Şenlikoğlu, Zuhal Kaya, Kenan Alpay, Ahmet Varol, Mustafa Eğilli, Hüda Kaya, Özgür-Der ve Mazlum-Der üyeleri Şirin'i karşılamaya gelenler arasındaydı. Şirin'i karşılamaya gelen çok sayıda Müslüman "Yaşasın Küresel İntifada!", "Nurettin Şirin Onurumuzdur!", "Yaşasın Filistin Mücadelemiz!" şeklinde slogan atarak sık sık tekbir getirdi. Şirin'in, Müslümanların ilgisi karşısında duygulandığı gözlerden kaçmadı. Daha sonra hep birlikte Fatih'teki iftar çadırına geçen Müslümanlar, sabah namazı vaktine kadar Şirin'le sohbet ederek hasret giderdiler.

Gerçekleştirilen sohbette Müslümanların her zaman bedel ödemeye hazır olmaları gerektiğini söyleyen Şirin, Müslümanlar böyle olursa, zalimlerin ellerinin bağlanacağını, müminlerin kararlılıkları karşısında çaresiz kalacaklarını, bunu bize Felluceli, Gazzeli, Necefli Müslümanların direnişinin gösterdiğini söyledi. Cezaevi sürecinde üniversite ve imam hatip liselerinde süren başörtüsü zulmü karşısında ellerinin bağlı olmasının ve bu zulme müdahale edememenin kendilerine en zor gelen nokta olduğunu ifade eden Şirin, Filistin ve Irak intifadasıyla ilgili olarak da tarihin en büyük bedellerinin buralarda ödendiğini ve intifadanın mutlaka kazanacağını söyledi.

Sohbet sırasında devrimci heyecanı, çadırdaki duygulu atmosferde yankı bulan Şirin'e hoş geldin diyor, onurlu mücadelesinden dolayı tebrik ediyoruz. DGM'lerde yargılamalar neticesinde 28 Şubat darbe hukuk(suzluğ)uyla cezalandırılan ve özgürlükleri kısıtlanan binlerce siyasi mahpus için de en kısa zamanda adaletin tecelli etmesini umut ediyoruz.