1. YAZARLAR

  2. Reine Wandler

  3. ‘Hiç bir zaman terörist olmadık’

‘Hiç bir zaman terörist olmadık’

Şubat 2000A+A-

FİS ile Cezayir hükümeti arasındaki savaş sona erdi. Mücahidlerin evlerine dönmeleri bekleniyor.

FIS'in askeri kanadı komutanı Ahmet Benaischa, sakin ve düşünceli bir tarzda görüşlerini dile getiriyor: "Bizim ve Cezayir halkının zaferidir." Gururla AIS'(FIS'in askeri yapılanması)in Batı Cezayir emiri olarak kendisini tanıtıyor 46 yaşındaki Benaischa. Daha on gün evvel cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın çağrısı doğrultusunda arkadaşlarıyla birlikte cezaevi tutuklulukları sona erdi. Yasaklı AİS'nin bölge komutanı: "İşlemlerimiz tamamlanıp evraklarımızın düzenlenmesinden sonra AİS"nin dağıtılacağını" ifade etmekte. Benaischa ve 700 arkadaşı kalaşnikovları hala omuzlarında taşımaktalar. Önümüzdeki günlerde 3000 yoldaşıyla ailelerine kavuşmak üzere dağılacaklar.

AİS'in Ekim 1997'den beri ilan ettiği ateşkesten beri orduya karşı ciddi bir tedirginlik taşımadıklarını ifade etmektedir. Benaischa bu girişimlerin amacını: "Barış ve halkın aleyhine hareket eden güçleri tecrit etmek, ayrıca barış müzakerelerine kendileri tarafından gölge düşürülmeden Genelkurmayla girişilen çabaların akamete uğratılmasını engellemeye yönelik de titiz davranmak ve ülkede sükunun sağlanmasına katkıda bulunmak" olduğunu ifade etmektedir. "Yaptığımız zulme karşı kendimizi savunmaktı" diyerek askeri mücadeleye başlamasını mücadele koşullarının gereği olarak ve kendisini şartların illegaliteye ittiği bir siyasetçi olarak tanımlıyor. Kendisi bunları anlatırken askerleri sessizce kendisini dinlemektedir.

FİS'in saflarında yer alan Benaischa darbenin akabinde FİS namına bölgesel sorumluluklar üstlendi. Sabahları lisede biyoloji öğretmeni, öğle vakitleriyse bilhassa Cuma günleri "müşrik ve yoz düzen"e eleştirerek görevini yerine getirmekteydi. Sözleri, 1980 senesinde büyük bir depremin acılarını sarmaya çalışan Şlef kentinde yankısını bulmuştu. 1991 seçimlerinin ilk turunda meclise seçilir, ülke genelinde FİS'in seçimlerdeki başarısı sonrasında askeri darbeyle bu süreç inkitaya uğrar.

O günlerle ilgili olarak: "Hızla yeraltına çekildik" der. Böylelikle 35 bin arkadaşının ülkenin güneyindeki Sahra çölündeki esir kamplarına gönderilmesinden kurtulmuş olur. "Silahlı bir örgütlenme içine girmeye anında karar verdik ve 1993 senesinde oluşturduğum birliğimle birlikte Cezayir'in doğusunda konuşlanmış olan ve hala AİS'in genel emiri olan Medeni Mezrag'la buluşmak üzere harekete geçtik".

"1992 senesinden itibaren de görev aldığımız bölgeyi hiç terk etmedik" diye sözlerini sürdüren Benaişa: "Gerilla direnişimizi örgütlemek bakımından önemli bir imkan sunan ve ideal bir arazi olan birkaç kilometre mesafedeki Atlas dağlarının eteklerine sığındık. Arazi amaçlarımız için uygundu, ağaçlık oluşu geri çekilişimizde faydalı oluyor ve bölge halkıyla ilişki açısından da avantaj sağlıyordu. Bölge halkı aileleriyle topluca yürüyerek bizlere katılıyor, bizleri duyan çocuklar, hepsi yalınayak bizleri görmek üzere dağlara geliyorlar, toplantılarımıza katılıyorlardı.

Benaischa, silahlı örgütlenmeyle ilgili olarak da şunları söylemektedir: "Ellerimize av tüfeklerini almakla başladık. Bugün sahip olduğumuz silahlar askeriye, jandarma ve polise yönelik düzenlediğimiz silahlı saldırılarda ele geçirdiklerimizdir. Yalnızca Şelf'de AİS'in verdiği şehit sayısı 300'ü aşmaktadır."

"Ordu bize açılım sözü verdi " diyen Benaişa, siyasal hayata tekrar geri dönebilmenin hayalini kurmakta. Benaişa'ya göre tekrar imkan tanınması durumunda FİS ya da başka bir yapılanmada yer alabileceğini ancak : "Öncelikle siyasi tutukluların serbest bırakılmasının şart olduğunu" da eklemektedir. Dini kavramlar yerine özenle seçtiği hukuk, özgürlük gibi kavramlarla konuşmaktadır. Cezayir'in sarmalayan İslamcı birlikleri meşrulaştırırcasına, Önce: "azınlıklarla herhangi bir alıp veremediğimiz yok, onları zorlamıyoruz da, ancak azınlıkların çoğunluğun kararlarını, uygulamaya koyduğu kanunlarını gözetmeleri, saygı duymak zorundalar, aksi taktirde kanuna aykırı uygulamaların cezalandırılması gündeme gelir" demektedir. Konuşması sırasında: "Avrupa' da hala kamusal alanlarda sigara içme yasağı var mı ?" şeklinde imada bulunmaktan da geri durmaz.

"Biz hiçbir zaman terörist olmadık, biz onun kurbanlarıyız" sözlerini emin ve duygulu olarak söyledikten sonra; " Terörizm, demokratik çerçeveye rağmen şiddet kullanarak darbe yapmaktadır, işte tam da bunu yaptı ordu seçimlerin akabinde. " Diye ekliyor emir.

Eylemlerini terörizm kapsamında tanımladığı GIA'yla ilgili olaraksa: "Halka saldıran kaybetmeye mahkumdur". Generallerin AİS'le anlaşmaları ihlal edilmezse, Benaişa mücahit birlikleriyle birlikte, anlaşma gereği GIA'nın bastırılmasına yönelik operasyonlarda yer alabileceğini ve bunu : "Cezayir'in menfaatleri ve İslam'ın maslahatları için yapacakları ancak bu konuyla ilgili herhangi ciddi ve İnandırıcı bir adımın atılmadığını" da sözlerine ekledi.

Şlef sakinlerinin, ordunun darbe yaparak iktidarı ele geçirmesiyle ilgili olarak aynı görüşleri paylaştıkları malum, ne de olsa kendileri de FIS seçmenleridirler. " AİS'in ateşkes çağrısından beri geceleri uyuyabiliyoruz" diye sesleniyor sakinlerden biri. Tüm yöntemlerin de benimsendiği söylenemez. Halk şunu biliyordu, ordu harekete geçtikçe, Benaischa'nın birliklerinin salt askeri ve emniyete ait hedeflere saldırmıyor, aynı zamanda okullar ateşe veriliyor. Oran şehrini başkente bağlayan tren yolu tahrip ediliyor, buna paralel olarak da anayollarda güvensizlik beliriyordu, saat 16:00 olunca da artık kimse dışarıya çıkmaya cesaret edemez oluyordu.

Vatandaş inisiyatifinin kurucularından olan Muhammed Bunagha, tütün çiğneyen bir subayın bakışları altında : "Biz olmasaydık AİS ateşkes ilan etmezdi. Şu sıralar sakinleşti, ancak önceleri düzenli olarak AİS'le tartışmalarımız oluyordu." şeklinde konuşuyor.

Tahminine göre Şlef şehrinde ölenlerin sayısı 10 binin üzerinde. "Kaçının sivil kaçının asker olduğu önemsiz " diyor Bunagha, ve eski muarızlarına karşı genel af ilan edilmesinde mutabık olduğunu belirtiyor: "Nihayet bir kez daha bir halk olma fırsatı elimize geçti" diye umudunu dile getiriyor.

Çocuklarına Benaişa'nın öğretmen olmasından rahatsızlık duymayacağını, ancak " birşeyler öğrenip öğrenmediklerini bilmek isterim" sözlerini de esirgemiyor.

TAZ 24 Ocak 2000
Çev: Ayla Tekin

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR