1. YAZARLAR

  2. Murat Özer

  3. Hacı Ali el-Kaysi: “Direnişimiz Ümmetin Yüzakıdır”

Hacı Ali el-Kaysi: “Direnişimiz Ümmetin Yüzakıdır”

Nisan 2006A+A-

Vuslat Dergisi'nin davetlisi olarak Türkiye'ye gelen, Ebu Gureyb Hapisanesi'nin sembol ismi Hacı Ali el-Kaysi, Irak İslami direnişinin halkıyla bütünleştiğini vurgulayarak; "İslami direniş, hem Suriye ve İran'ın üzerine saldırmayı amaçlayan ABD'nin planlarını bozmuş, hem de BOP'a büyük bir darbe vurarak, ABD'nin bu projesinin işleme konulmadan çökertilmesini sağlamıştır" dedi.

Düzenlenen bir basın toplantısında el-Kaysi, Ebu Gureyb işkencehanesinde yaşananları da anlattı. Kendisiyle alakalı sorulara kısa cevaplar vermeyi tercih eden Hacı Ali, daha çok alimlere ve kadınlara yönelik yapılan işkenceleri anlattı. Zaman zaman gözleri dolarak sürdürdüğü konuşmasında kendisini en çok etkileyen olayın Müslüman kadınlara yönelik tecavüzler olduğunu söyledi: "Bizim hücremizle, kadınların tutulduğu hücre arasında yedi metrelik bir mesafe vardı. Vücudumuz çırılçıplaktı ve bütün hücreyi vücudumuza verilen elektriğin yol açtığı yanık et kokusu kaplıyordu. İşkencelerden kimsenin ayakta duracak hali yoktu. Kadınların tecavüz edilirken yükselttiği haykırışlar esnasında çaresizdik. Ve sadece tekbir getirebiliyorduk. Haçlılar ve işbirlikçileri bize çok yönlü işkence ediyorlardı. Hem fiziki hem de psikolojik. Hala bu Müslüman kadınların çığlıklarını duyuyorum kulaklarımda."

Direnişimiz Gücünü İslam'dan Alıyor

Medya mensuplarının Şii-Sünni çatışması eksenindeki ısrarlı soruları karşısında el-Kaysi, kendi kurduğu Amerikan İşgal Hapishaneleri Tutsakları Derneği'ni örnek göstererek, tavrını ortaya koymayı tercih etti. Hacı Ali, 40 bine yakın üyesi bulunan derneklerinin kurucuları arasında Kürtler, Şiiler ve hatta Hıristiyanların bulunduğunu söyleyerek, Irak'ta yaşanan hadiselerin; Irak direnişini destekleyenlerle, ABD işgaline destek veren işbirlikçiler arasında cereyan ettiğini, ihanet eden kişilerin mezhebi ya da etnik kimliklerinin bu durumdan sorumlu tutulamayacağını söyledi. El-Kaysi: "Irak'ta işgalcilere ve işbirlikçilerine yönelik ortaya koyduğumuz direniş, tıpkı Bosna, Çeçenistan ve Afganistan'da olduğu gibi, İslam düşmanlarına yöneliktir. Direnişimiz, İslami bir direniştir, tertemizdir ve halkıyla buluşmuştur. Ben Türkiye'ye geldiğimde gördüm ki, Irak'tan dışarıya yansıyan haberlerin ancak yüzde on'u doğru bilgiler içeriyor. Irak'tan dışarı çıkan bilgiler tamamen ABD'nin denetiminde ve dezenformasyona yönelik. Irak'ta halkın direnişini kıramayan işgalciler direniş üzerinde töhmet oluşturarak, dünyanın vicdanlı insanlarının ve Müslüman halkların bize olan desteğini kesmeyi; direniş azmimizi kırmayı hedeflemektedirler. Ancak, bunda başarılı olamayacaklar" dedi.

Talabani ve Barzani gibi liderlerin Irak halkına ihanet içinde olduğunu vurgulayan el-Kaysi, ancak bu durumdan birilerinin istifade ederek, Kürt halkını topyekun işbirlikçi olarak göstermesine karşı olduğunu söyledi. Ebu Gureyb İşkencehanesinden dünyaya yansıyan meşhur fotoğraflardan, boğazına tasma takılarak yerde sürüklenen kişinin, kendi hücre arkadaşı Abdurrahman olduğunu ve bu kişinin bir Kürt olduğunu vurgulayarak, işkence sonunda şehitd olan bu kardeşinin şehadetinin iddialara yönelik en açık cevap teşkil ettiğini sözlerine ekledi.

Irak Büyük Bir Hapishaneye Benziyor

Irak'taki işkencelerin ABD tarafından özelleştirildiğini ve John İsrael isimli bir Siyonistin idaresindeki Titan ve Qeys güvenlik şirketleri tarafından yapıldığını, bu şirketlerin bünyesinde emekli ABD'li, İsrailli ve çeşitli Batılı ülkelerden getirilmiş profesyonel işkencecilerin çalıştığını söyleyen Hacı Ali; "Bugüne kadar 300 binden fazla insan bu şirketler tarafından sorgulandı ve işkenceden geçirildi. Bu sayı sadece bizim tespit edebildiğimiz kısmını kapsıyor. Irak'ta sözde İçişleri ve Adalet Bakanlığı var. Ancak bu kurumlar, işgalcilere yönelik hiçbir suçlamayı, şikayet içeren dilekçeyi dahi kabul etmiyorlar. İşgalci ABD, uluslararası kurumlardan kendi askerlerini koruduğu gibi, kendi kurdurduğu Irak hükümetinin de herhangi bir şikayeti kabul etmesini engelliyor. Bu sözüm ona hükümet, kendi halkına karşı işgalcilerle işbirliği yaptığı gibi, aynı zamanda işgalciler karşısında da ne kadar aciz ve çaresiz olduğunu ortaya koymuştur. Sadece , son üç ay içerisinde 1.050 kadın, sadece eşlerinin, oğullarının ya da akrabalarının işgalcilere teslim olmalarını sağlamak için tutuklandı. Irak'ta 26'sı büyük, 76'sı ABD üslerinin içerisinde ve 150'den fazla Irak Hükümetinin ABD gözetimindeki hapishanesi var. Ve daha bilmediğimiz çok sayıda gizli hapishanede insanlarımıza hala işkence yapılıyor. Gördüğünüz gibi, Irak büyük bir işkence üssüne ve hapishaneye dönmüş durumda" dedi.

Hacı Ali el-Kaysi beraberindeki heyetle birlikte Irak Halkıyla Dayanışma Gecesi'ne katıldı. Gecenin şeref konuğu olarak ilan edilen Kaysi salona girişinde büyük bir heyecanla karşılandı. Dakikalar süren tekbirler karşısında duygulanan Hacı Ali, kendisi de tekbirlere iştirak ederek salondaki seyircilerin duyarlılığına teşekkür etti.

Emperyalizme Karşı Direşin Safındayız

25 Mart Cumartesi akşamı yapılan programda Vuslat dergisi adına selamlama konuşmasını yapan Ahmet Varol "İnsanlığın bir tercih yapması gerekmektedir. Ya emperyalizmin, işgalin, sömürünün tarafında olacaksınız, ya da direnişin, özgürlüğün, Hakk'ın tarafında... Siz değerli kardeşlerim bu geceye iştirak ederek emperyalizme karşı, özgürlük ve direşin safında yer aldığınızı ispatladınız." dedi.

Varol'un konuşmasından sonra Özgür Çocuk Kulübü sahneye çıktı. İslami direnişin sürdüğü çeşitli coğrafyalardan enstantanelerin yer aldığı bir gösteri sunan kulüp üyesi çocuklar, salondaki kitleye duygu dolu anlar yaşattılar.

Sahneye Iraklı kadınları temsilen konuşmasını yapmak üzere Rajaa M. Salih davet edildi. Rajaa, Irak kadınlarından, işkencede şehit düşen yiğit kadınların Türkiye'nin onurlu, zulüm karşısında eğilmeyen insanlarına selam getirdiğini söyleyerek başladığı konuşmasında, tecavüze uğrayan kadınların Irak toplumunda önceleri, iyi gözle bakılmadığını, ancak; şu anda tutuklanan ve işkenceye, tecavüze maruz kalan kadınların adeta sahabe gibi algılandığını söyledi. Rajaa: "Bizler Allah'ın erkeklere bir emanetiyiz. Allaha şükür ki, bu emanete sahip çıkarak, işgalcileri tanklarından dışarıya çıkmaktan korkar hale getiren yiğitlerimiz var. Ümmetimizin yiğit evlatları, dünyanın çeşitli yerlerinden koşarak bizim imdadımıza yetişmeye çalışıyorlar. Şükürler olsun" dedi.

Program, Grup Yürüyüş'ün direniş ve umut dolu ezgileri ile devam etti. Grup üyelerinden Necmettin Asma tüm ezgilerini, Irak'ın onurlu direnişçilerine ve Türkiye'deki başörtüsü direnişçilerine ithaf ettiklerini söyledi. Salondan sık sık; "Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi, Yaşasın İslami Direnişimiz, Yaşasın Irak Direnişi, Katil Amerika Ortadoğu'dan Defol" sloganları yükseldi.

Programda daha sonra, Prof. Dr. Ahmet Ağırakça konuşmacı olarak sahneye davet edildi. Ağırakça, ABD'nin gerçekleştirmiş olduğu saldırıların, İslami hayat nizamına karşı bir saldırı olduğunun görülmesi gerektiğini söyledi.

"Biz Bir Duvarın Tuğlaları Gibiyiz"

Program tekbirlerle kürsüye gelen Hacı Ali el-Kaysi'nin konuşması ile devam etti. Hacı Ali el-Kaysi "Din kardeşlerim, kahraman Türkiyeli Müslüman kardeşlerim, sizlere Irak halkının selamını getirdim" diyerek başladığı konuşmasında, Ebu Gureyb hapishanende yaşanan işkencelerden bahsetti. Kendisinden çok daha ağır şiddete maruz kalan kişiler olduğunu, bu sebeple onların yaşadıklarının ön planda olması gerektiğine değinen el-Kaysi, yetmiş beş yaşında bir âlime yapılanlardan bahsetti. ABD askerlerinin bu âlimi ailesinin yanında çırılçıplak soyduğunu, sakalından çekerek yerlerde sürüklediğini anlatan Hacı Ali el-Kaysi "Bu muhterem âlime kadınların giydiği bikini giydirdiler. Bu halde kadınlar koğuşuna yemek servisi yapmasına zorladılar. Ona bakmayan kadınları cezalandırmakla tehdit ediyorlardı." dedi. Tutukluların bazen günlerce tuvalete çıkarılmadığını, bu durumda olan gözleri bağlı bir genci, seni tuvalete getirdik diye kandırarak babasının üzerine idrarını yaptırdıklarını anlattı. ABD askerlerinin, bu yaşananlar karşısında kahkahalar anlattıklarını söyleyen Hacı Ali'nin, özellikle kadınlara yapılan işkencelerden bahsederken zorlandığı görüldü. Tüm bu yaşananlara rağmen Irak halkının işgalcileri topraklarından çıkaracaklarına olan inancının tam olduğunu belirten Hacı Ali el-Kaysi, "Bunu yapılan tüm bu zulme karşı bileylenmiş Iraklı gençlerin gözlerinde görüyorum, burada bizleri unutmayan siz kardeşlerimin coşkusunda görüyorum." diyerek sözlerini bitirdi.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR