1. YAZARLAR

  2. Hüseyin Ceyhan

  3. Bizim Adımıza Hayır! (Not in our name)

Bizim Adımıza Hayır! (Not in our name)

Mart 2003A+A-

11 Eylül saldırısının akabinde Amerika'nın dünya halkları için büyük bir tehlike arz edecek siyasi yönelimlerine karşı yine Amerika'da bilinçli bir grup aydın, sanatçı, politikacı, yazar vs. insanların başlattıkları kampanyanın başlığını oluşturuyordu NOT IN OUR NAME!

"Biz hiçbir sınır ve ölçü tanımayan bir savaşın tarafı olmak istemiyoruz. Dünyadaki bütün insanların bir emperyalist saldırganlığa maruz kalmadan, insanca yaşama ve kendi kaderlerini tayin hakkı olduğuna inanıyoruz. Masum insanların üzerine ölüm ve kan kusan bir savaşın bizim adımıza yapılmasına sessiz kalamayız. Dünya halklarına karşı yürütülen bu emperyalist politikalara sessiz kalamayız! Amerika'nın bu saldırgan politikalarından dolayı acı çeken dünyadaki bütün İnsanlara el uzatmak istiyoruz."

ABD'nin, 11 Eylül saldırısını bahane ederek Afganistan'a saldırmasının ardından Irak'ı hedef göstermesi, Dünya kamuoyunda büyük tepkilerin ve itirazların yükselmesine neden oldu. Değişik protesto biçimleri ile birlikte, vicdani sorumluluğundan kaçamayan birçok duyarlı insan Irak'ta savaşa karşı değişik eylem biçimleri geliştirdi.

ABD ordusunda 1991 yılında Körfez Savaşı'nda asker olan Ken Nichols O'Keefe isimli bir şahsın çağrısı ile gelişen, ilgi uyandıran ve dünyanın bir çok ülkesinden insanlar tarafından destek gören çağrı bir anda bütün dünya kamuoyunun dikkatini çekti:

Bu çağrı Irak'a adalet ve barış için savaşa karşı "CANLI KALKAN" olmayı teklif ediyordu.

EYLEME ÇAĞRI

Irak'ta "Canlı Kalkan" Olacak Gönüllüler ARANIYOR!

Görev Ocak başında başlayacaktır. Bugün pek çok insan, kendisini bizleri temsil etmeyen çürümüş hükümetlerin de etkisinin sonucunda sürekli bir güçsüzlük ve etkisizleştiren bir korku hali içinde buluyor. Hatta sözde demokrasilerde bile hükümetlerin savaş politikalarını biz harekete geçirmesek de bu politikaların zalim sonuçlarına mahkum ediliyoruz. Birçoğumuz kendimizi irademize rağmen bir oyunda başkaları ile çarpıştırılan piyonlar olarak görüyoruz. Bunun sonucu olarak, çoğumuz politikacıların bunu durdurmak istemediği ya da durduramayacaklarını, ayrıca aynı politikacıların hepimizi tehdit eden küresel adaletsizliğin etkin katılımcıları olduğunu anlıyoruz. Bu açıdan hepimiz çoğunluğa rağmen kendi bencil gündemlerine hizmet eden hükümetlerin kurbanlarıyız. Batıda pek çoğumuz "zenginliğimizin" diğerlerinin "ezilmişliği" anlamına geldiğini fark ediyor. Öyleyse, ya kendimizi zulmün suç ortakları olmaya ve güçsüzlüğe indirgeyeceğiz, ya da harekete geçeceğiz.

Harekete geçmek isteyenleri "Biz İnsanlar", "Irak İçin Adalet ve Barış Görevi"ne katılmaya davet ediyoruz. Bu eylem, Barış içinde bir dünya isteyenleri Batılılar ve diğer insanları yeni yıldan başlamak üzere bir otobüs ve diğer araçlarla varış noktamız olan Irak'a taşıyacak. Görevimiz Ortadoğu'da beklenen savaşa aklıselim ve Barışçıl bir çözüm istemek ve suiistimale uğramış olan Irak halkını korumak için canlı kalkan görevi görmektir. Eğer bu hareket tüm potansiyeline erişebilirse değişik uluslardan gelen, yeterli sayıda bedenin oluşturduğu bir insan konvoyu sayesinde kaçınılmaz görünen masum insanların katliamını önlemek mümkün olacaktır.

Acı gerçek şu ki dünyamız Batı hayatına (genellikle beyazların hayatına) insanlığın geri kalanından daha fazla değer atfetmekte. Örneğin, 11 Eylül saldırısı yaklaşık üç bin Amerikalıyı öldürdü. Bugün kuskusuz trajik bir gündü, ama Amerika'nın yönettiği ambargonun en az beş yüz bin Iraklı çocuğu öldürüşü gibi tarihi olaylarla karşılaştırıldığında insanlık insan hayatının değeri konusunda müthiş bir çifte standart sergiledi. Bu olguyu anlamak biz batıdakilerin bu savaşı ve adımıza yapılacak tüm savaşları durdurmak için sahip olduğu gücü görmektir ve tek yapmamız gerekenin harekete geçmek olduğudur. Eğer harekete geçmeye hazırsan, bu çılgınlığı durdurma görevinde Londra ya da duyurulacak diğer Avrupa kentlerinde bize katılmak için planını yap.

Bu Görevi destekleyen fakat katılamayanlar giderlerin karşılanması yolundaki yardımlarıyla bu yolculuğun gerçekleştirilmesine destek olabilirler. Özellikle bu yolculuk için para ya da araç sağlamak istiyorsanız en kısa zamanda Universal Kinship Society ve yazarla (Ken Nichols O'Keefe) bağlantı kurunuz. Amerikan vatandaşları: Federal Gelir Vergisi Ödemenizi (ve dünyanın en büyük ordu bütçesine olan desteğinizi) vergiden muaf ve kar amacı gütmeyen Universal Kinship Society'ye destek vererek azaltabilirsiniz. Mahremiyetinizi korumak istiyorsanız bu amacı kimliğinizi açığa vurmadan da destekleyebilirsiniz.

Kişisel bir not olarak: Ben körfez savaşına katılmış, bu eylemin suçunu taşıyan ve Irak halkından şahsen özür dilemek gereğini hisseden eski bir Amerikan deniz eriyim. Ben de Amerika'nın Irak'ta kullandığı seyreltilmiş uranyumun potansiyeli kurbanıyım ve bu korkunç silahın bilinen etkilerini belgelemek istiyorum. Çevreyi yok eden ve gelecek nesilleri şimdiden öldüren bir silah bu. Kendim adına geçmişteki bilgisizliğimin küçük cezasını ödemiş olacağım ve bunu asil bir davranış olarak değil, yapabileceğimin en azı olarak görüyorum. Sadece umuyorum ki bu, kendini terk edilmiş ve haklı olarak öfkeli hisseden bir halk için güç ve destek kaynağı olur. Ayrıca umuyorum ki, zengin Batı'daki çoğumuzun Bush'u ya da emperyalist savaş savunucularını desteklemediğini kanıtlar.

Bu Görev için hazırlananlar adına, dünya ve çocuklarımızın geleceği için kaygılanan herkesten bu çabaya her yoldan destek vermelerini istiyoruz. Toplanacak tüm para sayımızı arttırmaya ve bir insanlık felaketinin oluşma şansını azaltma yönünde kullanılacaktır. Bunun karşılığında biz bedenlerimizi ateş hattına sürecek, savaş süresince geçenleri nesnel bir şekilde belgeleyecek ve bildireceğiz. Fakat tüm dürüstlüğümüzle inanıyoruz ki "Biz insanlar" dünyaya hükmeden bu çılgınlığı Irak'tan başlayarak durdurabilir ve bu tür tüm çılgınlıkları durdurana dek devam edebiliriz.

İçtenlikle,

Ken Nichols O'Keefe- Universal Kinship Society Kurucusu

Ken Nichols O'Keefe'nin çağrısı ile birçok ülkeden gönüllü insanlar olası bir emperyalist işgale ve savaşa karşı koymak için canlı kalkan olarak Bağdat'a gitmeye karar verdiler. Kendi imkanları ile temin ettikleri 1970'li yıllara ait Londra'da şehir içinde kullanılan 3 adet çift katlı otobüsle İngiltere'den yola çıkan canlı kalkanlar, çeşitli ülkelerden katılımlarla çoğalarak ağır kış koşullarında ilerliyorlardı. Çeşitli aksamalar, duraklamalar ve kış koşullarının ortaya çıkardığı zorluklarla Roma'da bir otobüs fire verdi ve ancak 10 günde Türkiye'ye ulaşabildiler.

Canlı kalkanları 'Savaşa ve İşgale Hayır Platformu' karşıladı.

İpsala'dan başlayan yolculuk Havsa girişinde bekleyen çeşitli sivil toplumu kuruluşlarına bağlı insanların canlı kalkanları karşılama ve selamlaşması ile çok duygulu anlar oluşturdu. Yapılan ilk basın açıklamasında Platform sözcüsü ve Haksöz Dergisi Genel Yayın Koordinatörü Hamza Türkmen, "Bu arkadaşlarımız, ABD emperyalizmine, küresel kapitalizme karşı kendilerini canlı kalkan olarak feda etme onurunu gösterdiler. Onurlu olmak, ABD bombalarına karşı tavır almak, sadece Filistinlilerin, fraklıların, güneylilerin, Müslümanların sorunu değil. İnsan onuru taşıyan her kişinin sorumluluğudur" dedi.

Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci ise "Kendilerini feda eden, Irak'ta çocuklar ölmesin, Irak'ta masum insanlar ölmesin diye buraya canlan pahasına kalkan olarak giden bütün onurlu insanlara 'hoş geldiniz' diyoruz" şeklinde konuştu.

Savaşa ve İşgale Hayır Platformu Amerika'nın Irak'a yönelik muhtemel saldırısını önlemek amacıyla İngiltere'den yola çıkan bu 38 kişilik canlı kalkan ekibine destek vermek için İpsala'dan başlayan ve İstanbul'da da devam eden bir karşılama düzenledi.

Aynı gün saat 15:30'da İstanbul Topkapı'da kalabalık bir grup tarafından sloganlarla karşılanan canlı kalkanlar, burada bir süre kaldıktan sonra, uzun bir araç konvoyu ile Taksim'e hareket etti. Taksim'de yoğun kar yağışına rağmen Irak'ta Savaşa Hayır Koordinasyonu'ndan üyelerin de katılımıyla yapılan ve sık sık "Küresel Savaşa Karşı Küresel İntifada", "Emperyalist Savaşa Hayır", "ABD Askeri Olmayacağız", "İşbirlikçi iktidar istemiyoruz" sloganlarıyla kesilen basın açıklamasını müteakip grup, kalacakları misafirhanelere yerleştirilmek üzere programı bitirdi.

Savaşa ve İşgale Hayır Platformu, 9 Şubat Pazar günü yaptığı uğurlama töreninde Canlı Kalkanlarla Ayasofya önünde buluşup, konvoy halinde şehir turu yaptı. 100'e yakın aracın iştirak ettiği konvoy, Eminönü- Karaköy-Beşiktaş-Levent-Fatih Köprüsü-Sahil Yolu-Üsküdar güzergahını takip ederek Kadıköy'e vardı. Yol boyunca çevrede bulunan insanlar tarafından konvoya destek belirten tezahüratta bulunuldu.

Uğurlama töreninde konuşan Özgür-Der Başkan Yrd. Özlem Özyurt, "İnsani kalkanların burada ne şov yapma ne de intihar etme gibi bir girişimleri var. Onların yaptıkları eylem, tüm dünyanın emperyalist saldırganlığına karşı dur demekten başka bir şey değildir. Tüm dünya şunu bilmeli ki ABD emperyalizmi ve onun müttefikleri büyük bir savaşın içine girebilir. Irak topraklarını yerle bir edebilir; ama bu savaşın galip ve mağlubu şimdiden bellidir. Bu savaşı ABD ve onun müttefikleri kaybetmiştir. Bu savaşın galibi tüm dünyada küresel emperyalizme ve küresel saldırganlığa karşı küresel intifadanın, küresel direnişin ateşini yakan onurlu, erdemli insanlar olmuştur." dedi.

Üç günlük İstanbul programından sonra başka ülkelerden gelen canlı kalkanlarla beraber Türkiyeli canlı kalkanlar da ekip ile birleşerek Ankara'ya doğru yola çıktılar. Canlı kalkanlar Türkiye'de bulundukları sürece geçtikleri her il, ilçe ve bölgedeki duyarlı insanların olumlu tepkilerini ve desteklerini aldılar. Özellikle son konaklama yerleri İskenderun'da yoğun ilgi gören ekip, burada şiddetli fırtına ve sağanak yağmura rağmen uzun bir konvoy ve coşkulu bir kalabalıkla karşılandılar. Dinlenecekleri otelin önünde canlı kalkan ekibini temsilen basın açıklaması yapan ve kendisi de bu ekibe İskenderun'dan katılmış olan, İslami kesimin müzisyen sanatçılarından Erdoğan Akın, "Iraklı çocuklar üzerine düşecek bombalar ilk defa bizim üzerimize düşmelidir" diyerek gidiş amaçlarına vurgu yaptı. Sık sık sloganlarla kesilen açıklamada çocuklar tarafından ekibe çiçek sunuldu. Bir kız çocuğunun elindeki sembolik savaş uçağını parçalarken söylediği sözler herkesi duygulandırdı: "Biz Hakk'a teslim oldukça özgürleşenleriz. Ne zulmederiz, ne de zulme boyun eğeriz." Ertesi sabah Suriye'ye hareket eden ekibe çevre ilçelerden de gelen araçlarla Cilvegözü sınır kapısına kadar uzun bir konvoyla eşlik edildi. Burada marşlar okundu. Arapça şarkılar eşliğinde halaylar çekildi ve tekbirler getirildi. Güzel dayanışma örneklikleri ve artık uğurlama vaktinin geldiği kucaklaşma anı, ekip sınırdan geçerken yerini anlamlı bir slogana bırakıyordu: "Hepiniz Allah'a Emanet Olun!"

Konvoy, Suriye üzerinden Irak'a ulaştığında, takvim 15 Şubat Uluslararası Barış Günü'nü gösteriyordu. Iraklı halkın yoğun ilgisi olmuştu batıdan gelen destekçilerine.

Irak'ta geçen süre zarfında bir kısım canlı kalkan geri döndü ama birçok ülkeden onlarca insan Canlı Kalkan olarak gitmeye devam ediyor.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR