Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ahmet Çörekçi'nin basın mensuplarına verilen brifingte Terörle Mücadele Kanunu'nun 8. maddesine ilişkin sözleri geçen ay yoğun tartışmalara konu oldu. Sınırlı da olsa karşı tepkiler de alan bu sözler, genelde "ağzına sağlık paşam, çok doğru buyurdun" yağcılığı ile karşılandı. "Askerlerden sivillere gözdağı" seklinde yorumlara da konu olan Çörekçi'nin açıklamalarına ilişkin en ilginç tepkilerden biri de RP'den geldi. Bu konuyla ilgili bir soruya "Anayasa; sendikalara, memurlara açıklama yapma hakkını yasaklıyor. Ama hepsi siyasetin içindeler. Askerler niye düşüncelerini açıklamasınlar?" (Zaman, 2 Temmuz 1995) diye cevap veren Refah Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Asiltürk'ün açıklaması doğrusu oldukça düşündürücü idi. Acaba Asiltürk ne demek istemişti? Askerlerin konuşamamak gibi bir sıkıntıları olduğunu mu düşünüyordu? Acaba askerlerin Anayasanın 24. maddesi konusunda da konuşmalarını ister miydi?

Asiltürk'ün açıklaması bir "garabet" örneğiydi. Ama bir gün sonra bir başka RP'linin açıklaması Asiltürk'ü de solladı ve bir "sefalet" tezahürü olarak karsımıza çıktı. RP Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen, Boyner'in Çörekçi'yi eleştiren sözleri üzerine yaptığı değerlendirmede "Cem Boyner Meclis'in içinde olsaydı böyle bir konuşma yapma cesaretini gösterebilir miydi?" (Yeni Şafak, 3 Temmuz 1995) sorusunu sorarak, RP'nin ürkekliğini, korkaklığını temize çıkarmaya çalışıyordu. Ergezen'in değerlendimesi (itirafı mı desek?) milletvekili dokunulmazlığının ne menem bir şey olduğunun bir kez daha altını çiziyordu. İslam'a hizmet (!) etmek için bunca emek ve para sarfederek girilen Meclis'in sonuçta insanları dilsizleştirdiğini öğrenmek doğrusu bizi şaşırtmadı, ama bazılarının biraz garibine gideceğini sanıyoruz!