1. YAZARLAR

  2. İslam Özkan

  3. ABD İran'a karşı şimdi de ambargo silahını deniyor

ABD İran'a karşı şimdi de ambargo silahını deniyor

Haziran 1995A+A-

NATO'nun yeni düşman renk olarak kırmızı yerine yeşili seçmesinden sonra ABD ve müttefikleri tarafından İslam'a karşı medyatik ve kültürel bir kuşatma uygulanmaya baştandı. Hedef olarak seçilen İslam, emperyalizme tehdit oluşturma bağlamında değerlendirilerek ikiye ayrıştırılıyor: Ilımlı İslam ve radikal İslam.

Bu iki farklı İslam anlayışına karşı ABD'nin tavrı farklılaşıyor: Ilımlı İslam desteklenerek sisteme entegre edilirken radikal İslam da ılımlılaştırılmaya çalışılıyor.

ABD'nin İran'la olan ilişkilerinde ılımlılarla diyalog kapısını açık tutmaya çalışması radikal İslam'ın yumuşatılması politikası çerçevesinde değerlendirilebilir. İran'a konulacağı söylenen ambargo ise ılımlı olarak nitelenen gruplarla diyalogun başarısız olduğunu gösteriyor. Bu yüzden İran'a daha sert ve caydırıcı olabilecek politikalar gündeme geliyor.

Ortadoğu barışında (!) oynadığı olumsuz rol nedeniyle İran'a ambargo gerçek boyutlarıyla uygulanacak mı? Yoksa İran'ı hizaya getirmek için ambargo bir araç olarak mı görülüyor?

ABD'nin kararına Avrupalı müttefiklerinin katılmayacağını açıklamaları göz önünde bulundurulursa ambargonun, İran'ın bölgede İsrail'in varlığına ve sözde barışa yönelik tehdit oluşturmaya devam etmesi halinde neler olabileceğini göstermeye yönelik bir uyarı olduğu söylenebilir. Bunun yanında ambargonun tüm boyutlarıyla kuşatıcı bir nitelik kazanmasından ziyade İran'ın yaptığı nükleer reaktörleri engellemeye yönelik olduğu ortaya çıkmaktadır.

Ambargonun ne kadar etkili olacağı konusunda şimdiden bir şey söylemek zor olsa da İran'ın Irak olmadığı kesin. ABD Irak'a yaptıklarım İran'a yapamayacağını bildiği ve İran'ın İslami niteliğinden dolayı Orta Doğu'daki nüfuzuna vakıf olduğu için ambargoyu şimdilik tehdit düzeyinde kullanıyor.

ABD'yi rahatsız eden en önemli noktanın İran'ın ulus-devlet sınırlarını aşma ve İslam Devrimi'ni ihracı yönündeki çabaları olduğunu biliyoruz. Ambargo da zaten İran'ın devrim ihracını engellemek ve diğer ülkelerdeki İslami hareketlerle ilişkilerini zayıflatmak amacına yönelik olarak konulmak isteniyor.

Ambargo konulacağının ifade edilmesinin ardından İran yönetiminin Selman Rüşdi hakkında verilen Ölüm fetvasını geri alacağı ya da en azından fetvayı uygulamayacağı yönündeki söylentiler ise İran'ın ulus-devlet sınırlarını aşmaya yönelik iddialarını ortadan kaldırma amacını taşıyan tehditlerin etkili olmaya başladığını gösteriyor.

Uluslararası strateji dergilerinde altyapısı hazırlanan bu tecrit politikalarının temel amacı İslam Cumhuriyetlerin sayısının artmasını önleyerek İslami hareketlere maddi her şeyden önemlisi moral desteği olan yönetimleri bitirmektir. Nitekim İran'a ambargo kararının ardından Sudan'a da aynı şeylerin yapılmaya çalışılması Cezayir, Filistin ve Lübnan İslami hareketlerinin nefes borularının kesilmeye çalışılmasıdır.

ABD'nin bu tür politikalarıyla akıllara kazınmak istenen süper güçlerle iyi geçinmeyen İslami yönetimlerin tek başlarına bir şey yapamayacakları ve kapitalizmle bütünleşen dünyada kendi ayakları üzerinde durabilmenin mümkün olmadığıdır.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR